Bölüm 526 : Tüm ulusların boyun eğdiği kişi - I

Hydral topraklarındaki Hydral Malikanesi, İmparatorluk Başkenti'ndeki malikaneden çok daha az lüks. Bunun sebebi, orijinal Hydral Malikanesi'nin çok büyük ve boş olduğunu düşünen, biraz kaprisli Leydi Annelisa'dır. Bu nedenle Flamelle, atalarının evinde bazı küçük değişiklikler yaptı. Şimdi, Annelisa ve Flamelle olmasa bile malikane boş hissettirmiyor; aksine, oldukça... canlı hale gelmiş. Bum, bum, bum— Geniş çimlerde silah sesleri aralıksız devam ediyordu. Şemsiyenin altında oturup kitap okuyan Ravenna, uçan topların yağmuru altında kendisine doğru koşan uzun boylu figüre baktı ve kaşlarını hafifçe çattı. "Bu gerçekten... mantıksız bir ruhani öz." Bilgin, giderek yaklaşan ve heyecanlı gürültünün ortasında kolunu kaldırarak kendi kendine mırıldandı. 2,2 metre yüksekliğinde, kurt kulakları ve kuyruğu olan vahşi kurt canavarı, sonsuz patlamaların arasından geçerek kahkahalar attı. Gökyüzüne sıçradı, yumruğunda kırmızı-siyah bir enerji girdabı birleşerek kükreyen bir kurt kafasına benzedi. Seraphina'nın yumruğuyla, durdurulamaz bir güçle Ravenna'ya doğru indi. Ancak, sonsuz sayıda demir grisi parçacık anında Ravenna'nın üzerinde dokuz katmanlı bir kalkan oluşturdu. Yenilmez gibi görünen kırmızı-siyah ölüm ışığı, altı katmanlı bariyeri parçaladıktan sonra iz bırakmadan dağıldı. Yere inen Seraphina'nın alnına yüzen bir top nişan almıştı. Topun namlusundan, tüm kafasını saran parlak beyaz bir ışık yayıldı. Seraphina eliyle yüzünü kaşıyarak, topun aşırı yüklenmiş patlamasına karşı kafasını ileri doğru itti. "Daha başka numaraların da vardır." Seraphina, başı hala parlak lazerin içindeyken sinirli bir şekilde, "Son vuruşun yere bir uçurum açacağı söylenmemişti?" dedi. "O etki sadece Ansel'in yardımı ve güçlendirmesiyle mümkün olabilirdi." Ravenna deniz mavisi gözlüklerini düzeltti ve Seraphina'ya baktı: "Ansel'in orada oturup kolu çekerek iş yaptığını mı sanıyorsun? Hydral'ın güç desteği olmasaydı, mekanik inişin gücü bu seviyeye ulaşamazdı." "İhtiyac olan muazzam miktarda eter ya da Abyss'in başı olan benim bile kolayca dokunamadığım uçurum... Her şey Ansel'in yardımına ihtiyaç duyuyor... Ayrıca bu sadece bir antrenman. Bu kadar ileri gitmek istediğinden emin misin?" "Bu tür bir antrenman benim için anlamsız... Yeter artık! Neden hala ateş ediyorsun?!" Seraphina, sinirli bir ifadeyle kafasına doğrultulmuş yüzen topu yakaladı, ezip kenara fırlattı. Ardından yuvarlak çay masasına ellerini sertçe vurdu, "Kısa boylu... ahem! Ravenna!" Ravenna, çenesini bir eline dayayarak kayıtsızca cevap verdi, "Hmm?" Seraphina'nın vücudu yavaş yavaş normal haline döndü, kabarık kurt kulakları ve kuyruğu geri çekildi. Boğazını temizledi ve biraz garip bir şekilde şöyle dedi: Bir sonraki okumanız imparatorlukta "Sen Ansel'in pakt başı, değil mi?" "Evet." "O halde Ansel'in daha güçlü olmasını kesinlikle istiyorsun, değil mi?" "Evet." "O zaman benim de daha güçlü olmamı istiyorsun, değil mi?" Kısa bir sessizliğin ardından, minyon Ravenna şakaklarını ovuşturdu. "Neden senin daha güçlü olmana yardım edebileceğimi düşünüyorsun?" Kitabını bir çırpıda kapattı ve Seraphina'ya ifadesiz bir şekilde baktı. "Ne düşünüyorsun, kendini beğenmiş kadın!" Seraphina, Ravenna'nın ekşi ifadesinden rahatsız olmuştu. Ravenna sık sık böyle bir ifade takınırdı, ama yine de Seraphina'yı rahatsız ediyordu. "Sana sormak istedim, ne düşünüyorsun..." Uzaklardan gelen tanıdık koku Seraphina'nın sözlerini kesti. Şaşkınlıkla arkasını döndü ve Ansel'in genç bir adamla birlikte yaklaştığını gördü. "Ansel!" Kız heyecanla Ansel'e el salladı ve ona doğru koşmak üzereydi, ama arkasındaki genç adamı fark edince adımları durdu. ...Savaş niyeti. Seraphina'nın vahşi, koyu kırmızı gözleri hafifçe büyüdü, yüzünde bir parça inanamama ifadesi belirdi. Rüzgârın Başı'nın gücü, genç adamın yanından geçerek hafif bir düşmanlık ve yoğun bir savaş niyeti taşıdı. "Sen gerçekten Seri ile dövüştün, Venna." Ansel, onlara doğru yürürken Ravenna'nın sırtına bakıp güldü, "Bütün zamanını kütüphanede geçireceksin sanmıştım. Hydral bölgesinin koleksiyonu İmparatorluk Başkenti'ninkini çok aşıyor." Bunu duyan Seraphina yine şaşkına döndü. Kafası karışmış bir şekilde Ravenna'ya döndü, "Ansel seninle dövüşmeni istedi demedin mi?" Bayan Ravenna, Seraphina'nın sorusunu duymamış gibi davranarak, aniden onları bulmaya gelen Ansel'e döndü. Narin kaşlarında hoşnutsuz bir kızgınlık belirdi. Ansel'in arkasındaki yabancı olmasaydı, "Seni küçük velet" diye bağırmış olabilirdi. "Sana sormak istedim." Gözlerini hafifçe kısarak, "Kendi işin yok mu? Neden bizi bulmaya geldin ve yanında böyle birini de getirdin?" Küçük bilgin alaycı bir şekilde, "Gelecek vaat eden genç büyücü." dedi. Seraphina biraz şaşkın bir şekilde başını eğdi. Ravenna'nın hoşnutsuz bakışları ve Seraphina'nın şaşkın hali karşısında Ansel, genç adamı iki kızın önüne getirdi. Başını hafifçe eğdi ve arkasındaki genç büyücüye baktı, "Kendini kısaca tanıt, Gerald." Genç büyücü kusursuz bir asil selam verdi, sonra çenesini hafifçe kaldırdı ve büyük bir özgüvenle şöyle dedi: "Günaydın, saygıdeğer pakt başkanları. Ben Gerald Heineken, dördüncü aşama gizemli büyücü, şu anda Lord Ansel'in... baş büyücüsü olarak hizmet ediyorum." Tanıtımı kısa ve özlüydü: adı, rütbesi ve pozisyonu, başka bir şey yoktu. Bu kadar açık ve net bir tanıtım, keskin özgüvenini ortaya koyuyordu. Seraphina, Ravenna'nın yanına yaklaşıp fısıldadı, "Gizemli büyücü nedir?" "Büyücülüğün o kadar çok dalı var ki, büyücüler bile hepsini takip edemiyor. Garip büyüler öğrenen herkes yeni bir dal olduğunu iddia edebilir." Ravenna'nın cevabı, Seraphina'nın sorusuna cevap vermekten çok, bu "baş büyücü" hakkında bir değerlendirme gibiydi. "Ama gizemli büyücüler en ortodoks, ana akım, klasik, geleneksel... heh." Büyükbabasının asi ideallerini miras alan ve büyücülük dünyasında ortodoks olmayan biri olarak görülen Bayan Ravenna, küçümseyen ve alaycı bir kahkaha attı. "Ansel," Gerald'ı görmezden gelerek Ansel'e döndü, "Sizde böyle bir 'baş büyücü' olduğunu bilmiyordum." Çenesini hafifçe kaldırdı, "Peki ben ne olacağım?"