Bölüm 677 : Siren Hymn Tapınağı'nda Katliam (1)

"Booommmm!" Kutsal Polaris Bölgesi'nin ortasında, Bölge Tapınağı'na çok yakın bir yerde aniden büyük bir patlama meydana geldi ve birçok kişiyi korkuttu. Kısa süre sonra kaos çıktı ve bu, uzun bir süre boyunca devam etti. Kutsal Polaris Bölgesi'nin farklı önemli noktalarında, özellikle Sirenlerin genellikle tanrıçalarına dua ettikleri dua tapınaklarının yakınında benzer patlamalar meydana geldi! Kutsal Polaris Bölgesi yetkilileri bu ani saldırı nedeniyle bir anda telaşa kapıldı ve Polaris Baş Rahibi, bu karmaşanın ortasında kalmıştı, çünkü bunu ana tapınağa bildirmek, halkı sakinleştirmek ve Siren Hymn Tapınağı'na saldırmaya cüret eden teröristleri bulmak zorundaydı. Ancak Sirenler barışa alışkındı ve bazı kurnaz yabancılar sayesinde üstleri yolsuzlukla doluydu. Şimdi, teröristler sadece tapınaklara değil, bu yozlaşmış rahiplerin gizli servetlerine de saldırdıkları için örgütleri bir girdaba sürüklendi. Şimdi, ya bunu üstlerine bildirebilirlerdi ve soruşturma başladığında ihanetlerinden dolayı asılabilirlerdi, ya da izlerini mümkün olduğunca çabuk temizleyene kadar bunu mümkün olduğunca gizli tutabilirlerdi. Bu yüzden çoğu doğal olarak ikinci seçeneği tercih etti, bu da onlara daha fazla zarar verdi. Tüm Kutsal Polaris Bölgesi kaosa sürüklendi. Her yer kargaşa içindeydi. Sirenler kaçmaya çalıştı, ancak her büyük bölgenin merkezinde koruyucu bir bariyer olduğu için bu kolay olmadı. Bu da onları kolay hedef haline getirdi. Patlamalar bir saat boyunca devam etti ve geride tam bir kaos ve yıkım bıraktı; su kanla boyandı ve etrafında parça parça patlama kalıntıları yüzüyordu. Ancak, atasözünde de söylendiği gibi, birinin talihsizliği bir başkasının talihidir ve bu kaos Jacob için tam da bunu ifade ediyor. Star Hackers'ın planına göre, Kutsal Polaris Bölgesi'nde kitlesel yıkımı tetiklemeden önce gizli tünelin yerini terk etti. Dewey, gizli geçidin etrafına, kaçtıktan sonra enkazın altında kalacak şekilde bir rün bombası yerleştirmişti. Hatta tüneli kullandıktan sonra havaya uçurmayı planlıyordu. Ama ne yazık ki, Jacob adındaki ölü kişiyle karşılaştı ve şimdi, tüm bu küçük intikam eylemi Jacob'un yararına oldu. Kaotik sahneye bakarken, sirenler çaresizce kaçmaya çalışırken, bazıları sıkışmış sirenlerin kaçmasına yardım etmek için enkazları kaldırıyordu. Tüm bunları yapan kişi olarak, o hiçbir şey hissetmiyordu. Jacob, zihninin diğer ölümleri son derece önemsiz görmeye başladığını anlayabilirdi. Kendi bencilliği için binlerce insanı öldürmekten hiçbir şey hissetmiyordu, özellikle de uzun ömür şemasını oyup çıkarmaya başladığından beri. Dış görünüşü gibi, duyguları da soyulup dökülüyordu. Bunun iyi mi kötü mü olduğunu bilmiyordu, ama zihnindeki bu garip değişikliklere rağmen, o zamanki kararlılığı, ölümsüzlük arzusu aynı kalmıştı; hatta daha da yoğunlaşmıştı. Belki de zihni Jacob'un bile anlayamayacağı şekillerde bükülüyordu, ama hedefine doğru ilerlediği sürece bir canavara dönüşmeyi umursamıyordu — ya da belki de çoktan bir canavara dönüşmüştü... "Bu kadar kan emdikten sonra edindiğim yeni bilgileri deneyelim. Eğer işe yararsa, çok az kan israf olur. Bu dikkat çekse bile, Polaris Başrahibesi sadece eşsiz seviyedeki uzmanların bir üst aşaması ve Autarch'a göre kendi kıçını silmekle meşgul olduğu için çok çabuk gelmez herhalde. Kabul etmeliyim ki, bu yıldız hackerlar başkalarının açgözlülüğünü kullanarak onları tuzağa düşürmeyi gerçekten iyi biliyorlar. "Beni koru; başkaları yaklaşırsa, merhamet göstermeden hepsini öldür." Jacob, Autarch hala Dewey'in vücudunu kullandığı için ona bir emir verdi. Jacob, Dewey'in Yıldız Kahini'nin çok önemli bir sırrını öğrendiğini duyduktan sonra onunla buluşmayı kabul eden Anonim Yıldız NO.1'i ele geçirene kadar ona izin verdi. Özellikle bu yerde birlikte yirmi yıl geçirdikten sonra hiçbir şeyden şüphelenmiyordu. Aralarında biraz güven gelişmişti ve bu durum dokuz anonim yıldızın hepsi için geçerliydi. Autarch başını salladı ve Jacob'un kukla zehrini salarak sihirli kuklalar yaratırken birkaç metre uzakta bekledi. Bu, Jacob'u korumak ve tanık bırakmamak için en kolay yoldu. Jacob, Autarch'a bu yöntemi öğreten kişi olduğu için onun istediğini yapmasına izin verdi ve bağdaş kurup oturdu. Aniden, kollarındaki ve ayaklarındaki runik çizgiler kıpkırmızı parlamaya başladı ve kolyesindeki lanetli yol ihtişam mücevheri, uzun ömür şemasının runik çizgileriyle rezonansa girmişçesine parlamaya başladı. Bir sonraki anda, Jacob'un vücudundan görünmez bir emme gücü sızmaya başladı. Ancak bu görünmez emme gücü suyu veya başka bir şeyi hareket ettirmedi. Ancak, Jacob'un güçlü kan manipülasyonu kontrolü ve bu konuda yeni edindiği anlayış altında bu emme gücü yavaşça genişledikçe garip bir şey oldu. Yavaş yavaş, Jacob'un etrafındaki su kırmızıya dönmeye başladı ve renk koyulaşmaya devam etti, ta ki karanlığın ortasında bir ışık kulesi gibi parlayana kadar. Sadece bu da değil, dışarıdaki sudaki kan da yok olmaya başladı. Bu sadece bu küçük alanda gerçekleşmiyordu; aslında, Jacob'un etrafındaki kan büyüdükçe, uzaklardan daha fazla kanı çekiyordu ve bu alan, Jacob'un etrafındaki kan arttıkça büyümeye devam etti. Saldırıdan hala oldukça sarsılmış olan sirenler, çevrelerindeki kanın canlanmış gibi göründüğünü ve sanki bir şey onu çekiyormuş gibi tuhaf bir yönde aktığını fark ettiler. Kan, enkazın altından bile sızmaya başladı ve hala hayatta olan ama bilinçsiz olanların kanı da damarlarından akmaya başladı! Sirenler tekrar paniğe kapıldı. Bu garip büyüyü kimin yaptığını bilmiyorlardı ve saldırının henüz bitmediğini düşündüler. Jacob ise tamamen odaklanmıştı. Etrafındaki kanı uzak mesafelerden bile algılayabiliyordu. Binlerce kilometre uzaktaki kanı hissedebiliyor ve sahibi olmayan ya da sahibi üzerinde kontrolü olmayan kanı kendine çekebiliyordu. Bütün bunlar, uzun ömür şemasının runik çizgileri sayesindeydi. Kan üzerindeki kontrolü giderek artıyordu ve farkında olmadan, Kan Sihri olarak da bilinen Kan Manipülasyonunun başka bir seviyesini kavramaya başlamıştı!