Bölüm 359 : Ciri'nin Değeri

Elindeki yapboz parçalarının sayısı sayesinde, Lenny tüm hikayeyi kolayca anlatabildi. Ella, Ciri'ye olan aşkından dolayı bekleyen Nether yaratığını öldürdüğünü iddia etti. Bu çok romantik gelse de, Lenny buna hiç inanmadı. Muhtemelen bir fırsat gördüğü için yapmıştı. Dayanamayacağı bir fırsat. Lenny, Ciri'nin özel olduğunu anlamak için sisteme bile ihtiyaç duymadı. Sonuçta, zincirlenmiş haldeyken tek başına bir ülkeyi yok eden bir Nether'ı çağırmayı başarmıştı. Ayrıca Ella, Ciri'ye cadılık yapmayı kendisinin öğrettiğini söylemişti. Elbette, bir cadının bir cadıya cadılık öğretmesi mantıklıydı. Evet! Cadı olmak için sadece negatif büyüye ihtiyaç duyulduğu fikri, başlı başına saçma bir fikirdi. Sonuçta, Ella bir şeyi açıkça belirtmişti. O bir Nephilim'di. Lenny'nin hatırlayabildiği kadarıyla, erkeklerin kızlarıyla cinsel ilişkiye giren tek melekler düşmüş meleklerdi. Diğer bir deyişle, Ella'nın damarlarında düşmüş bir meleğin kanı akıyordu, bu yüzden kutsal gücü yozlaşmıştı. Lenny biraz güldü. "Sana teşekkür etmeliyim! O sahtekarı öldürmeseydin ve cadının gardını düşürmeseydin, sonraki kısım çok daha zor olurdu." Lenny elini salladı ve katanası ortaya çıktı. Ancak, onu Minnie'nin boynuna indirmeye çalıştığı anda donakaldı. Eli havada dondu. Bu onu şaşırttı ve başını Ella'ya kaldırdı. Ella'nın bir eli havada duruyordu. Aralarında önemli bir mesafe olmasına rağmen, Ella elini kaldırarak Lenny'yi olduğu yerde dondu. "Nasıl yapıyorsun...?" Ella elini salladı ve kılıç Lenny'nin elinden düştü, sonra tekrar salladı ve Lenny yere yapıştı. Ella kılıcı tekrar salladı ve Lenny devasa bir cehennem yaratığının cesedi tarafından yana doğru savruldu. "Ne oluyor lan...?" Kız tekrar elini salladı ve Lenny'yi bir kez daha yere çarptı. Ancak bu sefer o kadar sert vurdu ki, küçük bir sandık oluştu. Ella kıkırdadı. "Lenny Tales, sen gerçekten inanılmaz bir adamsın," diye ona doğru yürüdü ve kalkması için eliyle işaret etti. Parmakları hareket etti ve Lenny ona doğru çekildi. Lenny kaşlarını çattı. "İlaçlarım!" Dişlerini sıkarak söyledi. "Evet, senin ilacın. Sen davet taşını almaya odaklanmışken, Mani geri kalanını benim için çaldı." Bence bir bakmalısın Konuşurken elini salladı ve Lenny havada süzülmeye başladı. "İçine... bazı... cesaretle söyleyebilirim ki, bazı malzemeler ekledim. Mükemmelleştirdim diyebilirsin," diye kıkırdadı, gözleri her zaman sakladığı ateşli çılgınlığı yansıtıyordu. "Artık vücudum, sürekli yaydığı enerjiyi ve frekansı değiştirebiliyor, böylece etrafımdaki nesneleri... ya da 'denekleri' kontrol edebiliyorum... Diyebiliriz ki ben..." "Telekinezi!" İkisi aynı anda söyledi. "Hmmm! Çok iyi. Oldukça bilgilisin." Aniden havaya yükseldi, ışıklı kanatları ortaya çıktı ve çırpındı. Uçarken, Lenny de onunla birlikte havada süzüldü. Kısa sürede tepenin zirvesine ulaştılar. Burası ritüelin yapılacağı yerdi. Etrafında runik yazılar bulunan on iki sütun vardı ve ortada bir sunak duruyordu. Ciri onun üzerine uzandı. Nefesi ağırdı ve gece çok serin olmasına rağmen çok terliyordu. Vücudu daha da gençleşmişti, bu da vücudundaki ruhların uyumsuzluk içinde olduğunu ve vücutta kalmak için ellerinden geleni yaptıklarını gösteriyordu. Ella ona nazikçe yaklaştı. Parmaklarıyla Ciri'nin yüzünü okşadı. Sonra Lenny'ye döndü. "İster inan ister inanma, ben onu gerçekten sevmiştim. İçindeki bu küçük yaratıkları değil, gerçek onu. Gerçi bu başlangıçtaki planım değildi." Ella, Ciri'nin etrafında birkaç adım attı: "O, muhteşem bir soyun çocuğu olarak dünyaya geldi. Büyük büyük dedesi bir çingeneydi. O, düşmüşlere bir iyilik yaptı ve bu yüzden soyu kutsanmıştı. Ciri, soyunun son üyesi olarak, bu kutsamanın birikimiydi. Bu kutsama o kadar büyüktü ki, onun acı ve gözyaşları, onun ıstırabını hafifletmek için hayali Nether alemini kendine çekti. İnan bana, bu soyun sahibini ne kadar uzun süre aradığımı bilemezsin. BM hizmetimin tam bedelini ödeyemese de, yine de işi kabul ettim. Görüyorsun, Ciri benim istediğim ve ihtiyacım olan her şeyi taşıyordu. O bir sevgili, bir öğrenci ve en önemlisi, benim arkadaşımdı." "Bu yüzden mi onu öldürdün?" diye ekledi Lenny. "Öldürdüm mü? Hayır! Kim sana böyle bir şey yaptığımı söyledi?" Ella, Lenny'nin sözlerinden incinmiş gibi şaşkın bir ifadeyle baktı. "Bu mantıklı," diye ekledi Lenny. "Onunla ilk tanıştığımda bile beni öldürmedi. Daha önce de şüphelenmiştim, ama şimdi haklı olduğumu biliyorum. Bana saldırmasının tek nedeni, Kutsal Güç'ü kullanmamdı. Muhtemelen senin etkisinde olduğumu düşündü." Ella başını salladı. "Haklısın. Ciri uzun zaman önce bir yemin etti; onun egemenliğine giren herkesin yaşam hakkı vardır. Bu, öğrencileri tarafından bile benimsenen bir inançtır." Ella, Ciri'nin başını okşadı. "Öyle değil mi, sen... Ten?" Ciri'ye, içinde saklanan on ruhu görüyormuş gibi baktı. "Hâlâ anlamıyorum. Neden Ciri? Onun soyunda bu kadar özel olan ne?" Ella hemen başını Lenny'ye çevirdi. "Her şey, her şey özel! Bak, sadece birkaç yıl içinde Ciri'yi bir rahibeden kıdemli bir cadıya, sonra da yaşlı bir cadıya dönüştürdüm. Bunu, onlara ulaşabilmek için yaptım." Lenny aniden ne demek istediğini anladı. "Davet taşlarını istemiştin..."