Bölüm 371 : Davet Taşları Hakkında Anlat

Lenny ve Glenn arasındaki egzotik dans bütün gece sürdü. İkisinin de gücünü düşünürsek, bu beklenen bir şeydi. Ella, Lenny'ye hizmetçilerini teklif ettiğinde bile, o hala çekinmişti; sonuçta onlar insandı ve Ella'nın her an onu arkadan bıçaklayacakmış gibi hissediyordu, bu yüzden her zaman tetikteydi. Bu konuda şaşırtıcı bir şekilde haklıydı. Ancak Glenn ile durum farklıydı. Onun kendisine neden bu kadar aşık olduğunu gerçekten anlamıyordu, ama bunu umursamıyordu. Glenn yaşlı bir cadıydı. Bu, onun büyük bir iblise karşı koyabilecek kadar güçlü negatif büyü yapabileceği anlamına geliyordu. Şu anda ne kadar yararlı olduğunu düşünürsek, Lenny onun cephaneliğindeki en değerli silah olduğunu kabul etmek zorundaydı. Çıplak Tango, havuz alanının tahrip edilmesini sağlamıştı. Glenn de kendini tutmamıştı. Havuzun her yerinde küçük kraterler oluşmuştu. Özel bölgelerine sertçe vurmaları, binanın her yerinde yankılanmış ve hizmetkarları bütün gece uyanık tutmuştu. Yine de kimse onları rahatsız etmeye cesaret edemedi. Aslanlar gibi kimin patron olduğunu göstermeye çalışan ikilinin birbirlerine vurmaları, hakimiyet mücadelesiydi ve duvarlardan yankılanan inlemeler, sadece birbirlerine çarpan tenlerin sesleriyle rekabet ediyordu. İkisi de sert, kırık zeminde yatarken, ağır ve düzensiz nefes alırken, Glenn geniş bir gülümsemeyi engelleyemedi. "Kazandım!" diye mırıldandı. Lenny bu söze alaycı bir şekilde güldü. "Yakınından bile geçmedin." "Gerçekten mi? Güçlüsün, ama bir Yaşlı Cadı'nın karşısında, inan bana, sen bir hiçsin." "O zaman neden hareket etmekte zorlanıyorsun?" "Sadece kendimi topluyorum. Fark ettin mi bilmiyorum ama sen benim ilk kurbanımsın. Ciri'nin ilk kurbanı değilsin ama Glenn'in kesinlikle öylesin." Lenny biraz gerinerek başını salladı ve sonra dik oturdu. Egzotik savaştan sonra, vücudunda morluklar vardı ve kızın uzun parmakları farklı yerlerine batmış, kanatmıştı. Ancak, sanki hiçbir şey olmamış gibi dik oturmayı başardı. Dahası, kızın derisinde bıraktığı izler, gözlerinin önünde şimdiden iyileşmeye başlamıştı. "Sen bir canavarsın!" diye mırıldandı. "İltifatın için teşekkürler!" Lenny biraz güldü. Ancak yüzü aniden ciddileşti. "Şimdi bu konuyu hallettik, davet taşları hakkında bildiğin her şeyi bana anlatman gerekiyor." Glenn başını salladı. "Gerçekten mi? Hemen şimdi mi?" Lenny'nin yüzündeki ifade, sorduğu sorunun çok retorik bir soru olduğunu anlamasını sağladı. Zorlukla dik oturdu; güzel vücudu çeşitli yerlerinden morarmıştı ve tüm o darbelere maruz kalmış bacaklarını kapatmakta gerçekten zorlanıyordu. "Davet Taşları hakkında pek bir şey bilmiyorum, sadece Ciri'nin tüm genç cadılarına öğrettiklerinden biraz. Onun vücudunu miras almış olabilirim, ama tüm anılarını miras almadım; sadece parçalar ve kırıntılar kaldı." Lenny başını salladı. "Önemli değil. Bildiklerin daha sonra önemli olabilir." O da başını salladı. "Davet Taşları dört cadı ve dört büyücü tarafından kullanılıyordu. Hepsi de kıdemli cadılar ve büyücülerdi. Çoğu dini örgütlerden geliyordu, bazıları ise iblis ve şeytanlara tapan tarikatlardan. Amaç, taşları kullanarak dünyaya kıyameti getirmekti. Ciri bunu istemiyordu, ama Ella onun hayatını elinde tutuyordu ve onu kabul etmeye ve katılmaya zorladı. Ella'nın amacı, şeytanları içeri almak ve bir süre sonra taşları kullanarak Araf'tan düşmüş melekleri davet etmekti. Bu, Cennet'i ve her şeyin üstünde oturan O'nu etkilemek için iyilik ve kötülük arasında epik bir savaş olacaktı. Ancak kıyametin planlandığı gün, Kanlı Ay gecesi, bir şey oldu. Dünya çapında portallar açılırken, uzayın derinliklerinde destansı bir savaş başladı. Bu, kimsenin beklemediği bir savaştı. İnsanlar, kozmik gücü gözlemleme yeteneğine sahip olmadıkları için bunu hissedemediler. Ama bunu hissedenler vardı. En azından ellerinden geldiğince." Lenny'nin dikkati ona odaklanmıştı. Old Man Buckle'ın hikâyesini dinledikten sonra, onun bahsettiği savaşın ne olduğunu bildiğinden emindi. Lenny merakı doruğa ulaştığı için sormak istedi. Ancak Glenn, bu bilgiyi ondan saklamak niyetinde değildi. "Bu, Morningstar ile diğer İlahiler arasındaki savaştı." "Dur!" Lenny durakladı. "Diğer tanrılar derken neyi kastediyorsun?" "Morningstar, Cehennem Kralları ve diğer tanrılarla karşı karşıya geldi." "Cehennem'in dokuz kralını mı?" Glenn başını salladı. "Peki ya diğer tanrılar? Diğer tanrılar derken neyi kastediyorsun? Kaç tanesi var?" Glenn onun şaşkın bakışlarına bakıp gülmekten kendini alamadı, sonra yüzü birden ciddiye döndü. "Morningstar tüm tanrılara karşı savaştı. Tam sayısını bilmiyorum. Çok fazlaydılar. O, yeryüzünde Kıyamet'i düzenlerken onun tanrısallığını ele geçirmeyi planlamışlardı. Bizim için savaş sadece bir an sürmüştü, ama o güç seviyesinde savaşların bin yıldan fazla sürebildiğini duydum. Onların zaman algısı çok farklı. O savaştan gelen enerji dalgası, Ciri ve onun küçük kız kardeşlerini Ella'nın kontrolünden kurtardı. Ve o an, Ciri başka bir plan yapmıştı. Topladığı davet taşlarını kendisi için kullanmaya çalıştı." "Gücünü artırmak için mi?" diye sordu Lenny. Glenn başını salladı. "Evet, gücünü artırmak ve Ella'dan intikam almak için. Ancak, bir cadının gücünün bir sonraki aşaması hakkında bilgi, Ciri'nin erişebileceği bir bilgi değildi. Bununla birlikte gelecek olan göksel çile hakkında hiçbir fikri yoktu. Doğal olarak, buna hazırlıklı değildi ve ruhu bedeninden buharlaşarak yok oldu."