Bölüm 558 : Morgana'nın Öpücüğü 2

Morgana küçük kızı arkasına çekti. Bu sırada, vücutları yumurta parçaları gibi görünen kaslara sahip Kelvin ve ork, kahkahalara boğulmaktan kendilerini alamadılar. "Hey, küçük kız! Ağabeyin olarak sana bir tavsiye vereyim..." Yüzündeki ifade birdenbire tiksintiye dönüştü. "...vazgeç ve buradan defol git, yoksa kemiklerini dişimi fırçalamak için kullanırım." Bu sözler küçük kızın Morgana'nın bluzuna daha da sıkı sarılmasına neden oldu. Hemen ardından Morgana'nın gözlerinde tiksinti belirdi. "Küçük kızı korkutmamalısın. Bu beni sinirlendiriyor!" Morgana'nın sesi kadınsı ve kulağa çok çekici geliyordu. Kelvin ve onun dövüşçüsü olan Ork için, sanki kulakları aniden Morgana'nın sesini tatma yeteneği kazanmış gibi hissettiler ve bu sesin tadı çilek gibiydi. Bu o kadar hoştu ki Kelvin, o sesi tekrar duymak için kendini tutamadı ve biraz alay etmeye karar verdi. "Ya yapmazsam... hmmm!? Ya onu korkutursam, ne yapacaksın?" Hafifçe kıkırdadı, "Geceyi benimle geçirir misin?" Bunu söylediği anda Ork kahkahalara boğuldu, "Evet! Ya da belki sen benimle bir gece geçirmek istersin!" Kelvin de ona katıldı. İki adam, Morgana'nın sesinden, onun giydiği siyah tulumun altında ne sakladığını hayal etmekten kendilerini alamadılar. Tam o sırada rüzgâr esti. Rüzgâr, Morgana'nın giysilerine çarptı ve kumaşın bir tarafı cildine yapışarak, iki adama altında saklı olan muhteşem kıvrımları görmelerini sağladı. Kelvin, Ork'un yaptığı gibi Ork'a döndü. İkisi de birbirlerinin gözlerinde arzuyu açıkça görebiliyordu. Ama yine de kendilerini tutamıyorlardı. Morgana'nın vücudu o kadar güzeldi ki, Arena'daki birçok sapık bile onu altlarına alıp ne kadar zevkli bir deneyim olacağını hayal ederken dudaklarını yalamaktan kendilerini alamıyordu. Kelvin, daha parlak bir fikir bulmuş gibi, konuşurken göğsünü kabarttı. "Sana bir önerim var. Belli ki sen ÖNEMLİ bir kadın ve iyi kalpli birisin!" Sesinde haklılık vardı. "Şöyle yapalım mı? Şimdi pes edip bana teslim olursan, sen ve şuradaki küçük kız kardeşin buradan canlı canlı çıkıp gidebilirsiniz." Ork hemen Kelvin'e dokunarak kendini de işaret etti. "*Öksürük*... Beni ve savaşçımı bir geceliğine alırsan, ikinizin de canını bağışlarım." Kelvin aceleyle düzeltti. Arena'daki seyircilerin çoğu, Kelvin'in sözlerini duyar duymaz kan kusmak istedi. Kelvin'in bu kadar utanmaz olabileceğine inanamıyorlardı. Kelvin, sapkın yönünü açıkça sergiliyordu. Ama sonuçta, bu kıyamet sonrası bir dünyaydı. Burada, sokakta kendini para için satan bir kadını elde etmek için bu kadar küstah olmayı umursamayacak birçok kişi vardı. Morgana'nın sahip olduğu çekici vücut hatlarına sahip bir kadın şüphesiz çok rağbet görecekti. Kelvin'in gücünü ve konumunu kullanarak istediğini elde etmesi en beklenen şeydi. Hatta yarışmacılar arasında Morgana ile eşleşmemiş olmaktan pişman olanlar bile vardı. Onlar da Kelvin ile aynı konuşmayı yaparlardı. Morgana'nın yanındaki küçük kız bluzunu çekerek, "Morgana..." diye seslendi yumuşak ve masum bir sesle, "Zorbalar!" Morgana ona döndü, "Biliyorum Lily! Merak etme, ben hallederim, tamam mı?" Lily başını salladı. Kendi kendine Morgana'dan birkaç adım geri çekildi. Morgana, nazik ve zarif bir şekilde önündeki adamlara döndü, "Fena teklif değil. Ancak ikiniz de benim verebileceğimi kaldıramazsınız." "OH!...HAHAHA!!!" İki adam da çılgınca güldü. Bu sözler, erkek egolarına doğrudan hitap ediyordu. "Tatlım, benim aşağıda ne olduğunu bilmiyorsun, değil mi?" Kelvin pantolonunu düzeltip erkeklik organının büyüklüğünü vurguladı, "Seni bir tur attırırsam, bütün gece benim adımı haykırırsın...HAHAHA!!!" "Oh, gerçekten mi?" Morgana aniden erkeklere doğru birkaç adım attı. Adımları hafif ve nazikti. Tehlikeli rüzgar ve giydiği siyah bluzla, her adım, altında sakladığı güzelliği ve kıvrımları daha da belirginleştiriyordu. Her adım, rüzgarda hafifçe sallanan bir çiçeğin narin yaprakları gibiydi. Acele etmiyordu. Sanki etrafındaki her şeyi tamamen kontrol ediyormuş gibi. Rüzgar, ağaçlar, yapraklar ve hatta toprak bile, onun karizmasını kutsamak için sıkı bir işbirliği içinde çalışıyordu. Ork ve Kelvin, onun yaklaşmasını izlerken kendilerini kaybetmekten alıkoyamadılar. Bu gerçekten inanılmaz bir kadındı. Cildinin tek bir parçasını bile göstermiyordu ve her adımının zarafetine herkesin başını çevirmesine neden oluyordu. Agnes ve Leydi Vinegar gibi inanılmaz kadınlar buna kaşlarını çatmaktan kendilerini alamadılar. Glenn de bir istisna değildi. Kadınlar genellikle bilinçaltında kendilerini güzel buldukları diğer kadınlarla karşılaştırırlar. Morgana yüzünü göstermemişti, ama bir kadına ilgi duyan her erkeğin ve kadının dikkatini çekmeyi başarmıştı. Bu kadınların kendi çaplarında tehdit hissettikleri şüphe götürmezdi. "Onu sevmiyorum!" Agnes, Lady Vinegar ve Glenn aynı anda konuştular. Bu etkinliğin başından beri, üç kadın ilk kez aynı konuda hemfikir olmuştu. Bu sırada Lenny, o adımları yakından izliyordu. Bir kişinin adımları duruma göre değişebilirdi, ama asla değişmeyecek şeyler de vardı. Bunlardan biri, vücudun yere uyguladığı basınçtı. Diğeri ise yürürken kasların hareketi. Bunlar çok önemli gibi görünmese de, aslında çok önemliydi. Ve doğası gereği bir suikastçı olan Lenny, normal bir insanın asla fark etmeyeceği şeyleri fark ediyordu...