Bölüm 308 : Acil Ana Görev

'E... evet...' Daniel'in içinden, öncekinden çok daha güçlü bir iyileştirme gücü fışkırdı. Parlak altın rengi bir enerji vücudunu sardı. Kalbi yeniden büyüdü, ardından akciğerleri, organları, kasları ve derisi. Her hücre, parlak ışık iplikleriyle birbirine bağlandı. "Overclock'u etkinleştir!" [Overclock Lv7 etkinleştirildi.] [Ana bilgisayarın istatistikleri 20 dakika boyunca 7 kat artırılacak.] Chrybdis'in şaşkınlığı, Daniel'in etrafında ham ve dengesiz enerjiyle çatırdayan kırmızı bir aura belirdiğinde daha da arttı. "Iai slash!" Daniel kılıcını kınına geri soktu. Kılıcı tek bir akıcı hareketle çektiğinde dünya yavaşlamış gibi göründü. Çelik, havayı temiz bir şekilde kesti. Kılıç Chrybdis'in vücuduna çarptı ve— Paramparça oldu. Parçalar cam kırıkları gibi dağıldı, Rüzgarların Hükümdarı'nın savunmasını aşamadı. Vuruşun indiği yerde bir rüzgar bariyeri dalgalandı, tamamen zarar görmeden. Daniel şaşkına döndü. Ancak, çabucak sakinliğini geri kazandı. Keskinin momentumunu kullanarak ayağı üzerinde döndü. Chrybdis'e tekme atmak için döndü, ancak vücudu onu yüzüstü bıraktı. Gücü tükendi ve başı önde toprağa yığıldı. "Ne...?" Daniel ne yaparsa yapsın, hareket edemiyordu. Yorgunluğun ağırlığı zincirler gibi vücuduna baskı yapıyordu ve onu yere sabitliyordu. Gözleri kapanmaya başladı. "Burada uyuma... Şimdi olmaz..." İki İyileştirme Parçası, Overclock ve Iai Slash'i kullanarak tüm enerjisini tüketmişti. Artık hareket edemiyordu. Titrek parmakları zayıf bir şekilde seğirdi ve nefesi yavaşladı. "Oya, şimdiden yoruldun mu?" Chrybdis sırıttı "Görünüşe göre kendini iyileştirmek için yasak bir büyü kullanmışsın ve şimdi bu sana geri tepti." Rüzgarların Efendisi Daniel'e olan ilgisini kaybetti. Kendini yok etme yetenekleri özel bir şey değildi. Daniel'in kafasını ezmek üzereydi. Ama omurgasından bir ürperti hissedince durdu. Charybdis'e yoğun bir kan dökme arzusu kilitlenmişti, havayı ağırlaştıracak kadar yoğundu. Rüzgarların Efendisi hızla etrafına bakındı, kan dökme arzusunun kaynağını arıyordu. Kan dökme arzusu, Charybdis'i titretmeye yetecek kadar güçlüydü. Açıkça, bu hissin sahibi onu kolayca yenebilirdi. "SSS sınıfı bir uyanmış mı? Kronos mu? Burada ne arıyor?" "O da Mana'nın Çocuğu'nun peşinde olmalı." Kan kokusunun kaynağını bulamayınca, kan kokusunu yayan kişi Charybdis'i öldürmeden önce hızla kaçtı. "Dur..." Daniel, canavarın kız kardeşini alıp götürmesini izlemekle yetindi. [Ana Görev başarısız] Birkaç saniye sonra Daniel bilincini kaybetti. Kan dökme arzusunun kaynağı olan Neo, sadece iç çekebildi. Selene'yi kurtarmak için Daniel'in vücudunu ele geçirebilirdi, ama bunu yapmadı. Niyet topu tekniklere sahipti ama bunları kullanacak enerji kaynağı yoktu. Neo, Daniel'in manasını kullanmak zorunda kalacaktı. Bu yük, Neo tek bir teknik bile kullanamadan Daniel'ı öldürecekti. Neo, Daniel'in hayatına mal olsa bile Charybdis'i öldürse bile, bu işe yaramazdı. Charybdis bugün başarısız olursa Typhaon daha fazla canavar göndermeye devam edecekti. Diğer bir deyişle, Neo, Mana'nın Çocuğu'nun bugün kaçırılacağını başından beri biliyordu. Ve bunu engellemenin hiçbir yolu yoktu. Daniel'i güçlendirmeye çalışsa da, hızı yeterli değildi. "Selene, Jack ve ben bu dünyaya geldiğimizde kaçırıldı." "Bu, Typhaon onun zihnini ele geçirmeden önce onu kurtarmak için 8 saatimiz olduğu anlamına geliyor." Neo dilini şaklattı. Mana'nın Çocuğu'nu kurtarmak artık imkansızdı. "Jack ve ben de bu zaman çizgisine gelmeyeceğiz." "Jack Gölge Dünyası'ndan çoktan ayrıldı ve ben buradayım." Bir anda sadece bir zaman çizgisi var olabileceğinden, herhangi bir anda sadece bir kişi var olabilirdi. Bu, gelecekteki Neo ile şimdiki Neo'nun asla karşılaşamayacağı anlamına geliyordu. Gelecekteki Neo geçmişe gelirse, ya geçmişteki gerçek Neo silinir ya da gelecekteki Neo geçmişteki Neo'nun bedenini ele geçirir. Bu, Neo'nun kullanabileceği tek kişinin Daniel olduğu anlamına geliyordu. Daniel birkaç gün sonra uyandı. Çadırın içindeki loş bir tıbbi odadaydı. Havada bitki ve antiseptik kokusu vardı. Oda, fısıltıyla yapılan konuşmaların düşük uğultusu ve yaralıların ara sıra çıkardığı inlemelerle doluydu. Çadırda sıra sıra yataklar diziliydi, her birinde yaralılar yatıyordu, bazıları ağır bandajlı, bazıları bilinçsiz. "Ayağa kalkma. Yaraların iyileşmedi," dedi hemşire, Daniel'in omzuna nazikçe elini koyarak. Kadın, kan lekeli basit beyaz bir tunik giyiyordu. Yüzünde nazik ama kararlı bir ifade vardı. "Biz komşu şehirden geldik. Keşifçilerimiz mana dalgasını algılayınca şehrinize geldiler ve şehri yıkılmış halde bulduk." Daniel hemşirenin sözlerini dinleyecek durumda değildi. Zihni bulanık, vücudu güçsüzdü, ama göğsündeki acı yaralarından kaynaklanmıyordu. Etrafına baktı. "Nerede... kız kardeşim nerede?" "Adını söyleyebilir misiniz?" Hemşire, kurtardıkları kişilerin isimlerinin yazılı olduğu listeye bakarak sordu. "Selene." Hemşire, kaşlarını çatarak sayfaları çevirdi ve başını salladı. "Üzgünüm. Kurtarılanlar listesinde Selene adında kimse yok..." "Amanda! Yeni uyanan bir hastaya ne diyorsun sen?" Çadırın girişi birden açıldı ve gri saçlı uzun boylu bir doktor içeri fırladı. Yüzü sert bir ifadeyle hemşirenin elinden listeyi kaptı. Daniel'e baktı. "Genç adam, kız kardeşin hakkında sonra sorabilirsin. Şu anda dinlen. Kendine odaklan." Daniel cevap vermedi. Gözleri, gözlerinin önünde beliren parlak ekrana sabitlenmişti. [Ana Görev Başarısız] [Mana'nın Çocuğunu korumayı başaramadın.] [Acil Ana Görev Başladı] [Görev Detayları: Uyanış Derneği veya Titanlar'a katılın.] [Ödül: Dünya Zamanı Büyüsü Bilgisi] "Dünya Zamanı Büyüsü mü?" diye sordu Daniel, boş boş. Selene'yi kaybettikten sonra zihni uyuşmuştu. Sanki acı hissetmiyordu. Rüzgarların Hükümdarı ile savaş sırasında vücudunun son anda neden başarısız olduğunu Sisteme bile sormadı. Geçmişte takılıp kalmak yerine, tek düşündüğü Selene'yi nasıl kurtaracağıydı. [Konak, bu seni geçmişe geri götürecek bir Büyü.] Daniel'in zihni karışmıştı. Sadece 'özel' uyanmışlar Uyanmışlar Birliği ve Titanlara katılabilirdi. Ya güçlü bir Özelliğe sahip olmak ya da en az B sınıfında olmak gerekiyordu. 'Çabucak güçlenmeliyim.' Ayağa kalkmaya çalıştı. Bacakları titriyordu. Doktor, omzuna sert bir şekilde elini koydu. "Nereye gidiyorsun?" "Avlanmaya." Seviye atlaması gerekiyordu. Sistemin ödülü, Daniel'in artık kız kardeşini kurtaramayacağı anlamına geliyordu. Bunu yapmak için geçmişe dönmesi gerektiğini ima ediyordu. Daniel böyle bir çözümü kabul edemezdi. "Hayır." Doktorun sesi kararlıydı. Daniel, doktorun reddine rağmen hareket etmeye çalıştığında, doktor sert bir şekilde konuştu: "Genç adam, kendini kötü hissettiğini biliyorum, ama şu anki durumunda canavarlarla savaşırsan öleceksin..." "O zaman ölürüm." Doktor, Daniel'in boş bakışlarını fark edince kaşlarını çattı. Daniel'in tehlikeli bir ruh hali içinde olduğu açıktı. Doktor zor kullanmaya karar verdi. Uyanmış olan doktor, zayıflamış vücudunu bastırınca Daniel ayağa kalkamadı. Dişlerini sıktı. "İyileştirme kağıdı kullan," diye fısıldadı. Doktor, iyileştirilirse onun gitmesini engelleyemezdi. Savaş veya acil durum dışında şifa kağıdı kullanmak israf sayılırdı, ama Daniel hemen dışarı çıkıp avlanmak zorundaydı. Daha güçlü olmak istiyorsa her anı değerlendirmek zorundaydı. Neo hemen cevap vermedi. Neo, Daniel için tekniklerinin sadece küçük bir kısmını kullanmış olsa da, Neo ve Daniel'in güçleri arasında büyük bir fark olduğu gerçeği değişmemişti. Neo'nun teknikleri Daniel'in bedenini, ruhunu, Çekirdeğini ve Varoluş Tohumunu yakmıştı. Charybdis ile savaş sırasında Daniel'in Varoluş Tohumu neredeyse patlayacaktı. Daniel yavaş yavaş güçlenmezse, Neo'nun güçlerine uyum sağlayacak zamanı olmayacak ve bu güçle baş edemediği için ölecekti. "İyileştirme kağıdını kullan dedim!" Daniel, sistem ona yanıt vermediğinde bağırdı. Neo içini çekti. [İyileştirme Kaydı kullanılıyor.]