Bölüm 321 : – Arkadaşlar

Nick, Wyntor'un gözlerinin öfkeyle parladığını izledi. Neredeyse on saniye boyunca Wyntor hiçbir şey söylemedi. Sonra derin bir nefes aldı ve iç geçirdi. "Özür dilerim." Nick bu özrü duyunca şaşırdı. Wyntor'un böyle bir şey yapmasını beklemiyordu. Nick, Wyntor'un arkadaşlığın tanımı ya da bunun gibi bir şey hakkında tartışacağını düşünmüştü. Oysa Wyntor, öfkesinden patlamak üzereyken özür diledi. "Sana kızmamalıyım," dedi Wyntor yorgunlukla. "Sonuçta, benim geçmişim hakkında hiçbir şey bilmiyorsun." Nick, Wyntor'un haklı olduğunu fark etti. Nick, Wyntor'un Kör Edici Işık yeteneğini kazandığını ve Melfion'un malikanesinde çok şey öğrendiğini biliyordu. Hepsi bu kadardı. "Nick, senin ne düşündüğüne bakılmaksızın, seni gerçekten arkadaşım olarak görüyorum," dedi Wyntor. Nick belirsizlikle kaşlarını kaldırdı. "Bir şey söylemeden önce," dedi Wyntor elini kaldırarak, "bırak da açıklayayım." Nick başını salladı ve sessiz kaldı. "Küçüklüğümden beri, öğretmenlerim bana tüm bu konuları öğrettiler." "Siyaset, ekonomi, psikoloji, spektoloji, biyoloji ve benzeri konular." "Sabah altı da uyanır, bir saat koşar, yıkanır, kahvaltı yapar, ders çalışır, öğle yemeği yer, ders çalışır, koçumla kavga eder, akşam yemeği yer, ertesi gün için hazırlanır ve uyurum." "Her gün böyle." "Bütün gün öğrenmekle meşguldüm ve temas kurduğum tek insanlar deneyimli ve zeki yetişkinlerdi." "Çevremde olan diğer tek insanlar ailem ve hizmetçilerimdi." "On iki yaşına kadar benim yaşımda tek bir çocukla bile konuşmadığımı biliyor muydun?" Wyntor yana bakarak sordu. "O zaman babamla Anatomy'yi ziyarete gitmiştim ve orada bir Ekstraktörün kızını görmüştüm." "Hayatımın tamamı öğretmenler, ailem ve hizmetçilerden ibaretti." "Pator bana atanana kadar tek bir arkadaşım bile yoktu." "Ve bunun nasıl sonuçlandığını biliyorsun." Nick, Wyntor'a endişeyle baktı. Nick'in de gerçek arkadaşları yoktu, çünkü Dregs'te kimse şüpheli bir çocukla arkadaş olmak istemiyordu. Dregs'teki birkaç çocuğun ebeveynleri, Nick'in kan vergisini ödemek için ailelerine sızmaya çalıştığını düşünerek çocuklarına Nick'ten uzak durmalarını söyledi. Nick sonunda yetişkin gibi görünmeye başladığında, kimse ona yaklaşmak istemedi çünkü herkes onun ve çetelerin birbirlerinden hoşlanmadığını biliyordu. Nick'in ilk arkadaşı Horua'ydı, ama bu arkadaşlık gerçek bir arkadaşlık bile değildi, çünkü aralarında büyük bir güç dengesizliği ve yaş farkı vardı. Nick'in arkadaşı olarak gördüğü ilk kişi Wyntor'du, ama Wyntor her zaman çok uzak hissediyordu. "Seninle tanışana kadar hayatım böyleydi, Nick," dedi Wyntor. "Bütün bir imalatçı işini tek başıma yürütmeyi öğrendim." "İnsanları okumayı öğrendim." "İnsanları kendi isteğim doğrultusunda manipüle etmeyi öğrendim." "Nasıl savaşılacağını, bağlantılar kurulacağını, avantajlı ticaret anlaşmaları yapılacağını, hükümeti etkilemeyi ve daha pek çok şeyi öğrendim." "Ama arkadaş edinmeyi hiç öğretmediler bana..." Sessizlik. İkisi birbirlerine baktılar. "Arkadaşlarla nasıl davranmam ve ne yapmam gerektiğini bilmiyorum." "Seninle ilk tanıştığımda, ne yaptığını bilmeyen aptal bir ahmak olduğunu düşünmüştüm." "Senden daha iyi olduğumu ve senin benim için sadece bir araç olduğunu düşünüyordum." "Ama seni kanalizasyona atlarken gördüğümde, gerçekten etkilendim." "Aptal ahmak, benim asla yapamayacağım bir şeyi başardı." "Sen kanalizasyondayken bunu çok düşündüm ve Dreamer'ın sana saldırdığını gördüğümde bir şeyin farkına vardım." "Evet, kanalizasyona atlamak da Dreamer'ı yakalamak içindi, ama başka bir neden de, ailem, hizmetçilerim veya öğretmenlerim dışında hayatımda ilk kez tanıştığım birine veda etmek istemememdi." "Sonraki aylarda, senin yapabildiğin, benim asla yapabileceğimi hayal bile edemeyeceğim daha fazla şey gördüm." "Bir bakıma, kendimi senden aşağı hissettim." "Bu saçmalık!" Nick kaşlarını çatarak sözünü kesti. "Sen, benden aşağılık mı?" diye alaycı bir şekilde sordu. "Bütün bunları yöneten sensin. Her zaman kontrolü elinde tutan sensin." "Bir sorunum olduğunda, sen çözüyorsun." "Bir şeye ihtiyacımız olursa, sen onu sağlarsın." "Hayatını kontrol altında tutuyorsun." Nick masaya baktı. "Benim ise yok." "Nasıl yaşayacağımı bile bilmiyorum," dedi Nick. "Nick," dedi Wyntor. "Ben duygulardan bahsediyorum, mantıktan değil. İstediğin kadar tartış ve mantık kullan, ama bu duyguları değiştirmez." "Ayrıca, benim demek istediğim o değildi," dedi Wyntor. "Demek istediğim, seni ilk arkadaşım olarak görüyorum." "Bugün birkaç arkadaş daha edindim, ama sen bana nasıl arkadaş edineceğimi öğretmeseydin bunu başaramazdım." Nick burun kıvırdı. "Ben mi? Sana arkadaş edinmeyi mi öğrettim?" "Benim hiç arkadaşım yokken sana nasıl öğretebilirim?" diye sordu Nick. Wyntor, Nick'e gerçekten şaşkın bir ifadeyle baktı. "Neden bahsediyorsun?" "Jenny, Constanze, Marvila, Larry, Kerry ve Taren ne olacak?" Nick yana baktı. "Onlar benim çalışanlarım." "Nick, onların üstü olabilirsin, ama onlar seni sadece ikincil olarak üstleri olarak görüyorlar." "Öncelikle, seni arkadaşları olarak görüyorlar." "Bahsettiğim tüm bu insanlar, son derece tehlikeli bir savaşta sana gönüllü olarak yardım ederler ve çoğunun, Dark Dream'e ait olmasan bile bunu yapacağından eminim." "Senin için hayatlarını tehlikeye atarlardı." "Extractors için hangi standartları uyguladığını bilmiyorum, ama Extractors'ın iş için gönüllü olarak hayatlarını tehlikeye atması yaygın bir durum değildir." "Sonuçta bu sadece bir iş ve çoğu insan işi için hayatını riske atmaz." "Senin için hayatını riske atmaya hazır biri arkadaş değilse, o zaman dünyada hiç kimsenin arkadaşı yoktur."