Bölüm 230 : Ben daha iyi bilirim [1/2]

İçeri girdikten sonra, Noelle Alana ve Bless'i odalarına gönderirken, Sirenler, Earl ve ben oturma odasına yöneldik. Tabii ki, süper işitme duyum merdivenlerden gelen sesleri duydu. Görünüşe göre kız kardeşler gizlice dinliyor ve sessizce konuşmaya çalışıyorlardı. Sirenler ise ben kanepeye doğru ilerlerken yavaşça etrafımda toplanıyorlardı. Bella, Lilly ve Robyn, sanki bana en yakın oturmak için yarışıyorlarmış gibi birbirlerini itip kakıyorlardı. Robyn'in çok daha uzun boylu olan İtalyan ve Prenses'i itmeye çalışması biraz komikti. "Aptal, kız arkadaşlarının senin için telaşlanmasını görünce migrenim tutacak gibi hissediyorum. Sen yere diz çök, geri kalanınız rahatınıza bakın." Earl hiçbir şey söylemedi, ama tabii ki yıpranmış koltuğuna oturdu. Artık antika sayılabilecek bir koltuktu, ama Earl onu çok seviyordu. Noelle, bana dönerek kocasının kucağına zarifçe oturdu. Üvey babam, sanki bu dünyanın en doğal şeyiymiş gibi, doğal bir şekilde Noelle'in beline sarıldı. Onların cilt teması bana garip gelse de, artık buna alışmıştım. Ama Sirenlerin tepkilerini görmek komikti. Onlar çoğunlukla iki gruba ayrılmışlardı. Liv, Jasmine ve Robyn'den oluşan utanmış olanlar. Ve etkilenmiş görünen diğerleri. Bella, Aki, Jo ve Lilly, şaşkınlıktan ilgiye ve taklit etme arzusuna kadar farklı yüz ifadeleri yaptılar. Muhtemelen yoğun tepkileri gören Noelle, kendi tarzında, kollarını kocasının boynuna doladı ve savunmacı bir şekilde davranışını açıklamaya başladı. "Neye bakıyorsunuz? Bu adam benim Appleboo'm. Kucağı her zaman benim yerimdir. Yanlış bir şey yapmıyorum! Ayrıca, biz mutlu bir evliliğimiz var! Ben ahlaksız değilim!" Harem mangalarındaki Japon tsundere karakterleri gibi, annem sevgi dolu davranışını sevimli bir şekilde haklı çıkardı. Onun cazibesinin hedefi olan Earl, aptalca bir gülümsemeyle sessiz kaldı. Kızlar gülümsemelerini bastırarak ciddi yüz ifadeleri takınmaya çalıştılar. Herkes Noelle'in savunmacı tavrını izleyip eğlendikten sonra, Earl sonunda sahte bir öksürük yaptı ve sevgiyle Noelle'in boynuna burnunu sürttü. "El, kimse umursamıyor, sakin ol. Oğluna söyleyecek bir şeyin vardı, değil mi?" "Ah, doğru. Herkesten özür dilerim. Appleboo haklı." Noelle, yeniden başlatılmış bir makine gibi ciddi moda geçti. Ciddi modda bile Earl'e Appleboo demesi çok sevimliydi. Yani, Earl dağ gibi bir adamdı. Böyle bir adamı Appleboo diye çağırmak başlangıçta bile çok yanlıştı. Noelle bana dönerek şikayetlerine başladı. "Aptal, önce önemli olanı hallet. Bana neler olduğunu anlat. Ve bana yalan söylemeye kalkışma." "Ne demek istiyorsunuz, Bayan Simmons?" "Okulu kontrol ettim. Suç mahalli Lana'nın anlattıklarıyla uyuşmuyordu. Birincisi, çok fazla kan vardı. Aynı kan Aki'nin üzerinde de vardı." Noelle, Aki'ye dönerek sert bir sesle açıkladı. "Aki, küçük kızımı kurtardığın için sana minnettarım, gerçekten. Ama neden yalan söyledin? Kızımı sorguladım ve bana gerçekte ne olduğunu anlattı. Bebeğim yalancı değildir, ama aynı zamanda çok zekidir. Neden ikiniz de bana yalan söylemeyi seçtiniz?" "Noelle-sama. Ben..." Aki cevap veremeden, annem Josephine ve Robyn'e döndü. "Ve siz ikiniz. Siz ikiniz ve Aki benim bloğumu devriye geziyordunuz, değil mi? Hatta az önce bazı adamları dövdünüz." Cevap beklemeden Noelle, Jasmine, Bella, Liv ve Lilly'nin karşısına çıktı. Dört reaper, farlara yakalanmış geyikler gibi donakaldılar. "Öte yandan siz dördünüz, ailemin üyelerine yapışıp duruyorsunuz. Fark etmediğimi sanmayın. Hepiniz VIP'lerin korumaları gibi davranıyorsunuz." Her zamanki gibi, Noelle bildiklerinden fazlasını biliyordu. Sirenlerin buraya boşuna gelmediklerini zaten anlamıştı. "Şimdi, gerizekalı, önce lüks bir otelde kaldın. Şimdi de lüks bir minibüs getirdin. Söylesene, zengin bir piçin emeklilik parasını dolandırdın mı? Bu kızlar, dolandırdığın insanlardan bizi korumak için tuttuğun askerler mi?" Noelle'in komik hipotezine Sirenler ve ben gülmeye başladık. Aniden, Noelle elinde rulo haline getirilmiş bir gazete parçası tutuyordu ve onunla kafama vurdu. O şey nereden çıktı?! Gülmekten gözlerinden yaşları silen Lilly, benim yerime açıklamaya başladı. "Bayan Simmons. Size yanlış bir izlenim verdiysek özür dilerim. Ben dahil buradaki herkes, oğlunuz için çalışıyor. Kısa süre önce milyonlar kazandığımız çok önemli bir projemiz vardı. Ne yazık ki, bazı asi karakterlerin öfkesini de üzerimize çektik. Sadece patronumuzun ailesini korumaya çalışıyoruz." "Bu saçmalık gibi geliyor. Mavi yakalı bir ofis işinde bir değil, yedi tane güzel insan çalışıyor olması imkansız. Hepiniz bunun için fazla güzelsiniz. Tabii bu salak bir modellik ajansı falan için çalışmıyorsa. Değil mi, Appleboo?" "Hmm, güzel olabilirler, ama biliyorsun ki benim gözüm sadece sende, El," dedi Earl, anneme yanaşarak. bu-bölüm-MVLeMpYr "Appleboo, gıdıklanıyorum. Lütfen şimdi yapma. Sokak itibarımı kaybederim..." Bella küçük bir tablet çıkardı ve Noelle'e gösterdi. Üzerinde bazı grafikler ve haberler vardı. "Kayınvalide, sizi temin ederim ki yasadışı bir şey yapmıyoruz. Doğru, tatlım, şurada patronumuz var." "Kayınvalide? Tatlım? Hey aptal, bu kadını işi için seninle yatmaya zorlamadın, değil mi?" "Şaka yapıyor. Ben iyi bilirim, Bayan Simmons. Bella sadece çok iyi bir arkadaşım." "Bu şüpheli geliyor, o zaman hepiniz kendinizi tekrar tanıtın ve oğlum için ne iş yaptığınızı söyleyin, eğer gerçekten onun için çalışıyorsanız. Sen başla." "Evet, kayınvalidem, ben Liv Ivaldi, oğlunuzun korumasıyım." "Jo Benelli, kayınvalidem, ben sevgilinizin fitness eğitmeni ve hemşiresiyim!" "Robyn Lithgow, ben teslimatçı olarak işe alındım anne." "Benim adım Jas Denel anne, şirket tarafından John'un özel hizmetçisi olarak atandım." "Aki Miroku selamlar anne, ben John'un özel aşçısı ve beslenme uzmanıyım." "Bella Taurus. Kayınvalidem, Honey'nin muhasebecisi olarak onun finans işlerini yapıyorum." "Ben Lilly Browning anne, John'un yönetici sekreteri olarak çalışıyorum." Noelle ikna olmamış görünüyordu ve en çok korktuğum soruyu sordu. "Neden hepiniz bana anne diyorsunuz? Hepiniz oğlumla mı ilgileniyorsunuz? Aptal, bu güzel kızlarla mı oynuyorsun? Hangisiyle gerçekten çıkıyorsun?"