Bölüm 261 : Halkım (2)

Balanyar sırıttı. "Evet, bu yüzden Profesör Obern'i şahsen Majestelerine atadım. Son zamanlarda bana 'doğrudan' rapor veriyor ve onu tanıdıkça daha da dikkatimi çekiyor. Hatta Prens Phili'nin bile Profesör Obern'e kalbini tamamen açtığını duydum... O dostumuz Obern'e, pardon, profesöre güzel bir içki ısmarlamak istiyorum." "İyi anlaşıyorsunuz galiba." "Gerçekten. O da benimle birlikte sihir yolunda yürüyen biri değil mi? Büyücüler arasında bir bağ vardır..." Balanyar, Saray Kontu'na bir bakış attı. 'Hoho, beklendiği gibi.' Saray Kontu ilk kez tedirginlik gösterdi. Kaşları rahatsız olmuş gibi hafifçe titredi. Böylece, kralın içki partisinde görünmez bir savaş yaşanıyordu. 「Baba. Baba, ben Nemi. Dönem başladıktan bu yana neredeyse iki ay geçti. İki hafta önceki mektubumda çok heyecan verici bir olaydan bahsetmiştim... Makaleni okudum. Başlığı "Şok! İkinci Prensi Örümcek Yedi mi?!" idi. Birçok kişinin seni tıklama tuzağı yapmakla eleştirdiğini duydum. Ama ben seni her zaman destekliyorum, baba. Eleştirenler, kendi paralarıyla dergi almamış insanlar. Böyle başlıklar olmasa gazete bayilerindeki dergilere bakmazlar bile. Son birkaç hafta olaylı geçmedi, huzur içinde geçti. Öğrenci olarak hayatım çok dolu geçiyor. Profesör Obern'in ödevinden ilk B+ notumu aldım. "B+ ile övünecek ne var ki?" diye düşünme. O profesör sert notlarıyla ünlüdür. Ödev gerçekten zordu ve sadece Amain Riddle ve ben B+ aldık. Amain, daha önce bahsettiğim arkadaşım. Riddle Ticaret Şirketi'nin başkanıdır. Ama asıl özel olan, Amain'in tüccar babasından çok daha olağanüstü birisi olmasıdır. Profesör Obern tarafından tanınan bir sihir dehası. Bir gün Sihir Kulesi Ustası olabilir mi? Cidden öyle düşünüyorum. Öğrenci olarak başarılı olsam da, gazeteci adayı olarak pek başarılı değilim. Hem prens hem de diğer öğrenciler çok sessiz. Hiç ilginç bir şey olmadı. Ama bu hafta sonra büyük bir olay bizi bekliyor! Emerald Okulu Büyük Festivali! 80. yıl dönümü olduğu için daha da büyük olacakmış. Kral Majesteleri'nin izlemeye geleceği ve İmparatorluk elçisinin de katılabileceği söyleniyor. Sekiz Kahramandan birkaçı da gelecek, bu bir all-star etkinliği sayılabilir, değil mi? Şahsen, Yanık Zambak'ın da gelmesini umuyorum. Uzun zamandır sarayda inzivaya çekilmişti. İkinci ve Üçüncü Prensler arasındaki psikolojik savaşı sabırsızlıkla bekliyorum. Ve bu Büyük Festival'in galibi kim olacak? Doğal olarak birçok kişi İkinci Prens'in kazanacağını tahmin ediyor, ama acaba... Bu sefer Büyük Festival'i bir birinci sınıf öğrencisi kazanacakmış gibi hisseden tek kişi ben miyim? O zaman sen de güzel bir makale yazarsın, baba. Sevgi ve saygılarımla. Nemi Raiters'tan. ────────────── [Küçük Prens Yılan lv5] ────────────── O benim. Tek prens sen değilsin, ben de prensim! Profesör Obern'in araştırma odası. Yeni bir profesör olmasına rağmen, oldukça geniş bir araştırma odası tahsis edilmişti. Bu sayede, Amain, Rania ve Prens Phili de içindeyken bile bolca yer vardı. Ve önümde üç kişi at binme pozisyonundaydı. At binme duruşu, kabaca "dik dur" ve "görünmez sandalye" duruşlarının birleşimidir. Neden bunu yapıyorlar? Rania, fiziksel antrenman yöntemini arkadaşlarına öğretiyordu. "Düzgün yapmıyorsunuz?" Obern soğuk bir şekilde sordu. Aslında, bu çocuklar gelmeden önce Obern'e de fiziksel antrenman yaptırıyordum. Az önce nefes nefese ve ter içinde kalmış olmasına rağmen, oldukça dinç görünüyordu. "Fiziksel güç her şeyin temelidir. Büyü yapmak için bile fiziksel antrenman çok önemlidir." Böyle utanmadan konuşmak. Aferin Obern. Rania'nın yüzü tamamen normalken, Amain ve Phili farklıydı. Mum eriyormuş gibi görünüyorlardı. Herkesin fiziksel gücü farklı olduğu gibi, dayanıklılıkları da farklıydı. Phili'nin dayanıklılığı ilk önce dibe vurdu. "Ah, daha fazla yapamıyorum! Öldürün beni!" Yere yığılıp kaldı. Obern bana baktı. Tamam, şimdi sıra bende. "Saaaah!" (O zaman seni öldüreceğim.) Şiddetle kükredim. "Eek!" Yere düşen Phili refleks olarak ayağa kalktı. Güzel, mükemmel. Öğrenme etkisi var. Empire'ın son bölümlerini okuyun "Sasak!" Yani at duruşunu tekrar yap. Fiziksel gücünü tamamen tükettikten sonra, mana eğitimi yapmak iyidir. Bu sadece benim keyfi öğretimim değil. Bu, Pelerian'dan öğrendiğim mana antrenman yöntemi. Görünüşe göre, fiziksel gücü sınırına kadar tüketmek, gerçek meditasyona girmeyi kolaylaştırıyormuş. Phili, at duruşunu tekrar alırken inledi. Ben de Phili'nin omuzlarına tırmandım. İlk başta çok korkmuştu ama artık alışmış gibiydi ve pek tepki göstermedi. 「Bağlantı Tacı lv2 kullanılıyor.」 Bağlantı Tacı da seviye atladı. Son zamanlarda Phili ile ilişkilerim değişti. Belki de Dokuz Selam Töreni'nden sonra resmi olarak usta ve çırak olduğumuz içindir. 「Hedef 'Prens Phili lv20'nin ilişkisi 'Öğrenci'.」 「Bağlantı Tacı lv2'nin etkisi güçlendi.」 Bağlantı Tacı da bu ilişkiyi tanıdı. 「Bir gün boyunca 'Sihir Algılama lv3' becerisini paylaşma.」 Sihir Algılama'yı paylaşmanın ayrı bir nedeni vardı. Sıradan bir beceri olduğunu düşündüğüm Sihir Algılama, aslında herkesin sahip olamayacağı bir beceri. Aslında, bu beceri doğuştan sihirle yakınlığı olan canavarlar veya ırklar tarafından sahip olunan bir beceridir. İnsanların sihir algılama yeteneği, görünüşe göre bir tür sihir. Beş duyuyu kullanarak büyüyü algılayan benim becerimden farklıdır. Çocuklara ödünç verdiğimde ilginç etkiler ortaya çıkıyor. "Sahip olduğun büyüyü hissedebiliyor musun?" "Evet, hissedebiliyorum..." Vücutlarında bulunan büyüyü canlı bir şekilde hissedebiliyorlar. Bu, büyü eğitimi ve genel olarak mana kullanımı için iyi bir çalışma yöntemi oluyor. Onlara mana kullanma hissini adım adım öğrettim. İşte o zaman oldu. Tık tık. Biri kapıyı çaldı. Ama kapıyı çalma şekli kaba ve çekincesizdi. "Benim, Saray Kontu." Ve o beklenmedik kişi. Tabii ki içeriden cevap beklemeden kapıyı açtı! "Giriyorum." Neyse ki, hemen ayağa fırladım ve hızla Obern'in eline tırmandım. Ne kaba bir insan! "Misafiriniz... oh." Obern ile at duruşundaki prens arasında bakışlarını gezdirdi. Ve gözlerine inanamıyormuş gibi gözlerini ovuşturdu ve. "Ho, hohoho!" Obern'e gülümsedi. Ona ne oldu böyle?