Bölüm 1107 : O Çılgın İnsanlardan Biri

Lux yanağına ıslak bir şeyin dokunduğunu hissetti ve gözlerini açtı. Kısa bir an için, uyku felci geçiriyormuş gibi vücudunu hareket ettiremedi. Hareket edemese de, yanağında hissettiği ıslaklığın kaynağını görebiliyordu ve gülmesi mi ağlaması mı gerektiğini bilemedi. Fransız Bulldog'una çok benzeyen küçük bir köpek, yanaklarını sanki dondurma gibi yalıyordu. Ancak Lux, bir şeylerin ters gittiğini fark etmesi uzun sürmedi. Solais ve Elysium'da Fransız Bulldog ya da başka türde köpekler yoktu. Hatta, bu iki dünyada "insanın en iyi dostu"nun var olmadığını bile söyleyebilirdi, bu yüzden Yarı Elf, rüya görüp görmediğini merak etmekten kendini alamadı. Aniden, Yarı Elf'e yumuşak bir yaz esintisini hatırlatan bir ses kulağına ulaştı. Sanki vücuduna şifa veren bir büyü yapılmış gibi, felci geçti ve hareket edebildi. Zincirlerinden kurtulan Lux, oturur pozisyona geldi ve daha önce yanaklarını cömertçe salyasıyla ıslatan Fransız Bulldog'u hafifçe okşadı. Ancak sesin geldiği yöne baktığında, tanıdık birinin kendisine doğru yürüdüğünü görünce vücudu gevşedi. "Aina, nasıl bu kadar uzadın?" diye sordu Lux. Ona yaklaşan kız, dikkatini vermediği sırada kaçan evcil hayvanının tasmasını almadan önce kaşlarını çatarak ona baktı. "Üzgünüm, ama benim adım Aina değil," diye cevapladı genç bayan. "Beni başka biriyle karıştırmış olabilirsiniz. Ayrıca, köpeğim size saldırdı mı? Bir yeriniz incindi mi? Çok özür dilerim. Etrafıma dikkat etmiyordum. Bir baktım, Peanut çoktan kaçmış." Lux, önündeki yirmili yaşlarında görünen genç kadını dikkatle incelerken bir kez, sonra iki kez gözlerini kırptı. Beyaz bir elbise ve beyaz bir şapka giymişti, bu da onu ruhunu Reenkarnasyon Döngüsüne yönlendirmek için göklerden inmiş bir melek gibi gösteriyordu. O anda, Yarı Elf, Daniel ile olan savaşını hatırladı ve sersemliğinden kurtuldu. "Öldüm mü?" Lux, önündeki genç kadına sordu. "Oh, hayır! Çok üzgünüm!" Genç bayan hemen telefonunu çıkardı ve acil yardım hattını aradı. "Alo? Acil bir durum var. Greenbelt Park'a ambulans gönderir misiniz? Köpeğim birine çarptı ve kafası yaralanmış gibi görünüyor... mphh!" Lux, telefonu kapatmak için düğmeye bastı ve genç kadını bırakabildiği kadar çabuk bıraktı. "Özür dilerim," dedi Lux. "Ben iyiyim. Sadece biraz şaşırdım." Bu sözleri söyledikten sonra, etrafına bakarak bulunduğu yeri daha iyi anlamaya çalıştı. Aina'ya benzeyen genç bayanın, Greenbelt Park'ta olduklarını söylediğini duydu. Bu isim ona hem tanıdık hem de yabancı geliyordu. Peanut adındaki Fransız bulldog, yabancının efendisine davranışından hoşnut değilmiş gibi Lux'a havlamaya başladı. Neyse ki sahibi onu sakinleştirdi ve Lux düşüncelerini toparlayabildi. "Özür dilerim, sizi tanıdığım biriyle karıştırdım," diye özür diledi Lux. "Bazı sorularıma cevap verebilir misiniz?" "Tabii, cevaplayabilirim. Ama önce benim soruma cevap verir misiniz?" diye sordu genç kadın. "Cosplayer mısınız?" "Değilim," diye cevapladı Lux. "Bir dakika, cosplay mi dedin? Burası Dünya mı?" Genç bayan, Lux'un menajerinin onu uyardığı çılgın insanlardan biri olduğunu düşünmeye başladığı için birkaç adım geri çekildi. Onun tepkisini gören Lux, onu korkutmamak için hemen bir adım geri attı. "Ben şüpheli biri değilim," dedi Lux. "Şüpheli insanlar hep öyle der," diye cevapladı genç bayan. Lux, kadının sözlerine cevap veremediği için kafasını kaşıdı. Ancak, Aina'ya benzeyen genç kadını gördüğü anda sormak istediği bir soru vardı. "Sen Luna mısın?" diye sordu Lux. "Yanlış kişiye sordun," diye cevapladı genç bayan ve Peanut'ı da yanına alarak hemen uzaklaştı. Yarı Elf ne olup bittiğini anlamadı. Ama düşündüğü doğruysa, bir risk alması gerekiyordu ve öyle de yaptı. Genç kadına doğru koştu ve elini tuttu. "Lütfen bekleyin," dedi Lux. "Sadece birkaç sorumu cevaplayın, sonra sizi rahat bırakacağım." "Bırak beni, yoksa polisi çağırırım," diye direndi genç kadın. Peanut ona havladı, her an saldırmaya hazırdı. "Bak, özür dilerim," dedi Lux, genç kadını bırakıp iki elini havaya kaldırarak teslim olduğunu gösterdi. "Hala kafam karışık çünkü evcil hayvanın bana çarptı. Sanırım kafamı yere sertçe vurdum." Cevabını duyduktan sonra genç kadın endişeyle ona baktı. Her şeyi görmemişti, ama sonunda Peanut'a yetiştiğinde, onun yerde yatan genç adamın vücudunu yaladığını gördü. Peanut ise yarı elf'e "Dostum, bana haksızlık yapma" der gibi baktı. Yarı Elf kurban rolünü oynamak istemiyordu, ama genç kadının gardını düşürmek için aklına gelen tek şey buydu. "…Sanırım hafızamı kaybettim," dedi Lux yarım dakika sonra. "Bugün hangi gün olduğunu söyler misin lütfen? Ayrıca bu şehrin ve ülkenin adı ne?" Sormak istediği soruların ilk başta kulağa çılgınca gelmemesi için aklına gelen tek şey buydu. "Bugün mü? Bugün 12 Aralık 2023," diye cevapladı genç kadın. "Z Ülkesindeki K-Şehrindeyiz." "2023..." diye mırıldandı Lux. "Z Ülkesindeki K-City." Genç kadının cevabı, daha önceki tüm şüphelerini doğrulamıştı. Burası, Dünya'da yaşadığı şehir ve ülkeydi. Ayrıca, hafızası onu yanıltmıyorsa, öleli ve Solais dünyasına göç edeli altı yıl olmuştu.