Bölüm 146 : Kazanmak İmkansız!

Yer üstündeki savaş sakinleşti, ama Lux ve diğer Koboldlar yerlerinden kıpırdamadılar. Sadece çevrelerini dinleyerek duyularını en yüksek seviyede tutuyorlardı. Cadmus on beş dakika daha bekledikten sonra silahını hazırlayarak yavaşça delikten dışarı çıktı. Draconic Kobold, kafasını deliğin dışına çıkardı ve çevreyi dikkatle taradı. Her şeyin yolunda olduğundan emin olduktan sonra, arkadaşlarına delikten çıkıp bir saat süren savaşın sonucunu kendi gözleriyle görmeleri için işaret etti. Lux delikten çıktıktan sonra kaşlarını çattı. Yer kanla kaplıydı ve geriye hiçbir şey kalmamıştı. Genellikle, Zindan Canavarları öldüğünde, bedenleri ışık parçacıklarına dönüşür ve geriye sadece Canavar Çekirdekleri ve Canavar ganimetleri kalırdı. Kan kokusu o kadar güçlüydü ki Lux ve Eiko rahatsız olmaya başlamıştı. Daha önce de savaş alanlarına girmişlerdi, ama bu inanılmaz yoğun kan kokusu Lux'u öğürtecek kadar güçlüydü. "Gel, Diablo," diye emretti Lux ve Adlı Yaratığı, Blackrock Legacy zırhını giymiş olarak ortaya çıktı. İskelet Süvari, zırhı kızıl renkte parlamadan önce etrafına baktı. Diablo, zırhının yeteneği olan Kan Coşkusu'nu etkinleştirmişti. Yere dökülen kan, Diablo'nun zırhı tarafından emiliyor ve ona ürkütücü bir kırmızı renk veriyordu. Sanki Ölümün Habercisi, ölenlerin ruhlarını toplamak için cehennemden yükselmiş gibiydi. Cadmus ve diğer Koboldlar bu manzarayı görünce kaşlarını çattılar. Başlangıçta sadece 2. Sınıf Canavar Sınıfında olan Diablo'nun gücü, artık 3. Sınıf Canavara ait bir şey gibi hissettirmeye başlamıştı. Çoğu için bir tehdit oluşturmasa da, bu keşfi oldukça ilginç buldular ve baştan ayağa siyah zırhla kaplı, etrafındaki kan nedeniyle aniden kırmızıya dönüşen İskelet Süvari'ye baktılar. Kan kayboldukça, bıraktığı koku da kayboldu. Lux savaşlara yabancı değildi, ama çok fazla kan yine de çok fazlaydı. Bir dereceye kadar dayanabilirdi, ama yine de rahatsız hissediyordu. İki Goblin Şamanı ilahiler söyleyerek ruh hayvanlarını çağırdı. Ortaya çıkan ruh hayvanlarından biri siyah bir karga, diğeri ise bir gelincikti. Ortaya çıktıktan bir dakika sonra, iki canavar, güvenli bir yol bulmak için Labirent'e doğru ilerledi. "Eiko, Blackie ve Whitey'i çağır," diye emretti Lux, İskelet Canavarlarını çağırmadan önce. "Git ve burayı keşfet." İskeletler başlarını sallayıp farklı yönlere doğru yola çıktılar. Diablo, Lux'u korumak için geride kaldı çünkü Yarı Elf, İskelet Savaşçıları ve İskelet Büyük Okçularının çevreyi araştırmak için fazlasıyla yeterli olduğunu düşünüyordu. Cadmus ve diğer Koboldlar kaşlarını çattılar ama hiçbir şey söylemediler. "Ölümsüz büyüsü çok iğrenç bir büyü," dedi Kobold Şamanlarından biri. "Doğduğum günden beri hiç Necromancer görmedim." "Her şeyin bir ilki vardır," dedi Lux omuz silkerek. "Ah, dürüst olmak gerekirse, sizlerle tanışana kadar hiç Kobold görmemiştim. Dünya çok büyük bir yer. Ne kadar çok bilirsek, o kadar çok bilmediğimizi anlıyoruz." Kobold Şamanı başını salladı. "Doğru. Dünya çok büyük bir yer." Tartışma sona erdi ve herkes kamp kurdukları mağaranın içinde kaldı. Yaşananlardan sonra, labirentte rastgele dolaşmak için havalarında değillerdi. Aklında bir hedefleri yoktu ve amaçsızca dolaşıyorlardı. Bu nedenle, Lux'un iskeletlerini keşif için göndermesine itiraz etmediler. Aniden, diğer Koboldlar ne yapacaklarını tartışırken, güçlü ve kulakları sağır eden bir kükreme, hepsinin başlarını kaldıkları mağaranın girişlerinden birine çevirmesine neden oldu. "Arkamda durun!" Cadmus, orijinal boyutuna dönerken bağırdı. İçgüdüsü, onlara yaklaşan canavarın kendisinden daha güçlü olduğunu söylüyordu. O anda, ellerinde birkaç İskelet Savaşçısı tutan Canavarı gördüler. Lux'un yüzü aniden sertleşti, çünkü önünde başka bir bildirim belirdi. < Indus Ölüm Solucanı > – Canavar Dev Solucan – Yasak Muhafız'ın Dış Mağarasının Dolaşan Boss Canavarı – 5. Sıra Boss Canavar (Pseudo-Deimos Sırası) Sağlık: 1.600.000 / 1.600.000 Mana: 200.000 / 200.000 Güç: ??? Zeka: ??? Can: ??? Çeviklik: ??? Çeviklik: ??? Savunma: 1000 Beceriler: Aşındırıcı Asit Püskürtme, Yırtıcı Çeneler, Kuyruk Darbesi, Ezme, Bağlama, Boğa Hücumu, Kazma Pasif: Çift Hayat, Yeşim Derisi, Sert Kabuk, Cesaret, Yenilenme Unvan: Tünelci, Her Şeyi Duyan. – İndus Ölüm Solucanı, yüzlerce yıl boyunca yeraltında gelişen eski uygarlığı yok eden iki canavardan biriydi. – Genellikle uykuda kalır ve günlerini kış uykusunda geçirir. Ancak, bir Zindan Salgını patlak verdiğinde, uykusundan uyanır ve onu uyandırmaya cesaret eden tüm canavarları yutar. – Ayrıca, kendi alanına girmeye cesaret eden tüm davetsiz misafirleri acımasızca saldırır. İnanılmaz gücü nedeniyle, sadece Ranker'ların bu canavarı yenebileceği söyleniyordu. 'Ne oluyor lan?!' Lux, karşısındaki dev canavarın korkunç istatistiklerini gördükten sonra içinden küfretti. Henüz Deimos Sıralamasına girmemiş olsa da, seviyesi ona çok yakındı. Kızıl saçlı genç, zindanın içinde bir Wandering Boss Monster olacağını beklemiyordu ve bu onu dehşete düşürdü. Yarı Elf, o anda, canavarın ezici gücü nedeniyle onu yenmenin imkansız olduğunu anladı. Cadmus yanlarında olsa bile, onunla savaşmak intihar olacaktı. Belki de Cadmus da bunu biliyordu, bu yüzden yüzünde o kadar kasvetli bir ifade vardı. Deimos'un önünde, 5. seviye bir canavar sadece yemden ibaretti. Cadmus, Koboldların bilgini tarafından kendisine söylenen sözleri hatırlayarak bu düşünceyi kafasından geçirdi. Bunun doğru olduğunu biliyordu, ancak karşı karşıya olduğu canavar sadece Pseudo-Deimos Sıralaması'ndaydı. Düşman Deimos Sıralaması'nda olmadığı sürece onu yenebileceğine inanıyordu. Ancak bu inancı, canavarın canını yarıya indirmeden önce kesinlikle öleceğinden emin olduğu için paramparça oldu. "Koş!" diye bağırdı Lux. "Kazanmak imkansız!" Lux bağırır bağırmaz, canavarın başı onun yönüne döndü. Indus Ölüm Solucanı kördü ve sadece seslere ve yerdeki güçlü titreşimlere güveniyordu. Yarı Elf'in bağıran sesi dikkatini çektiği için, Lux'u hedefine almaya karar verdi. "Siktir!" diye düşündü Lux, canavarın devasa kafası ona doğru hücum ederken. Kaçmak istese de canavarın hızı onu çok aşıyordu. Canavarın devasa çeneleri üzerine çöküşünü çaresizce izleyebildi, onu koruması gereken Koboldlar ise olduğu yerde donakalmıştı.