Bölüm 257 : Cai'nin Gece Geç Saatlerdeki Keşif Gezisi

Yarı final maçlarının bittiği gece... Bir ayak boyundaki yaban domuzu, Lux'un dinlendiği revirine gizlice girdi. Şimdiye kadar, turnuva sırasında yaralanan diğer yarışmacıları tedavi etmekle meşgul olan rahiplerin dikkatinden kaçmayı başarmıştı. turnuva sırasında yaralanan diğer yarışmacıları tedavi etmekle meşgul olan rahiplerin dikkatinden kaçmayı başarmıştı. "Eminim buralarda bir yerde..." diye düşündü Cai, koridorda yavaşça dolaşırken. "Oh, babama uğradıktan sonra Küçük Kılıç'ı da ziyaret edeyim." Maçtan sonra Keane yoğun bakıma alındı. Ruhu başından beri biraz dengesizdi ve Cai ile yaptığı dövüş, içinde kalan az miktardaki iç enerjisini de tüketmişti. Yine de hayatı tehlikede değildi ve Yüksek Rahip, gücünü yeniden kazanması için bir hafta dinlenmesi gerektiğini söyledi. "Küçük Domuz" revire girerken, koridorun ortasında duran garip bir yaratıkla karşılaştı. "Bu da ne?" diye düşündü Cai, yüzünde UwU ifadesi ile ona bakan jöle benzeri yaratığa yaklaşırken. "Awwww! Ne kadar sevimli!" dedi Cai, yüzünde bir gülümsemeyle ona bakan bebek Slime'a bakarak. "Merhaba, ufaklık." "Merhaba!" Eiko, Cai'nin selamına karşılık verdi. "Adın ne?" "Eiko!" "Çok sevimli bir isim," dedi Cai ve yavru Slime'ın kafasını toynaklarıyla hafifçe okşayarak onu güldürdü. Cai, mevsimlik göç eden bir göçebe kabilesine ait olduğu için birçok türde Slime görmüştü. İlk bakışta Eiko sıradan bir mavi Slime gibi görünüyordu, ancak Cai onun geçmişte tanıştığı Slime'lara benzemediğini anlayabilmişti. "Şey, babamın odası nerede biliyor musun?" diye sordu Cai. "Baban mı?" Eiko başını yana eğdi. "Pa değil. Babam." "Hayır." Eiko başını salladı. "Babam!" "Eh? Biz senin baban hakkında konuşmuyoruz," diye cevapladı Cai. "Benim babamdan bahsediyoruz." "Dediğim gibi, babam değil. Benim babam." Küçük Yaban Domuzu ve Bebek Slime bir süre konuşmaya devam ettiler, ancak konuşmanın bir yere varmayacağını anlayınca Cai, Eiko'nun koruduğu odayı kontrol etmeye karar verdi. Küçük Yaban Domuzu'nun odaya girmeye niyetlendiğini gören Eiko, yüzünde hoşnutsuz bir ifadeyle yolunu kesmek için harekete geçti. "Hayır!" Eiko, Cai ile kapının arasına girerek dedi. "Şey, sadece bir bakacağım." Cai, odaya kimsenin girmesini engellemeye kararlı görünen bebek Slime'a baktı. "Sadece içeride kim dinleniyor diye bakacağım. Söyledim değil mi? Babamı arıyorum." "Senin baban değil!" dedi Eiko. "Benim babam!" "Evet, babamı arıyorum." "Hayır! Babam!" "... Um, sanırım bunu biraz önce konuşmuştuk," dedi Cai, kendisine dik dik bakan, kıpırdamayan bebek Slime'a bakarak iç çekerek. "Peki. Diğer odalara bakacağım. Görüşürüz, Eiko." "Hoşça kal," Eiko, Cai'nin huzur içinde uzaklaşmasını izlerken artık ona bakmıyordu. "Babasının" odasını korumak ve kimsenin yanından gizlice geçmemesini sağlamak için görevine geri döndü. Odanın içinde Iris ve Vera, derin uykuda olan Lux'un iyileşmesini bekliyorlardı. Abyss'in gücünü barındıran Kara Yıldırım'ın yan etkileri şakaya gelmezdi. Lux'un güçlü yapısına rağmen, Nero ile yaptığı savaşta aldığı hasar vücuduna ağır gelmişti. Yüksek Rahip'in sözlerine göre, birkaç gün sonraya kadar uyanamayabileceği ihtimali bile vardı. "Büyükanne, yarın Final Maçı var," dedi Iris, Lux'un yüzünü okşayarak. "O zamana kadar uyanır mı?" Kapıya bakan Vera hemen cevap vermedi. Kapının dışında Eiko'ya yaklaşan ve bebek Slime ile sohbet eden birini hissetmişti. Bulundukları oda özel bir odaydı ve Lux'a atanan rahipler dışında hiç kimse bu bölümüne giremezdi. Büyük torununun bir sorunu olmadığından emin olduktan sonra, dikkatini Lux'un yüzünü okşayan endişeli Iris'e çevirdi. "Yarın uyanacak mı bilmiyorum," diye cevapladı Vera. "Ama uyanacağına inanmak istiyorum." "Büyükanne, Cai'yi domuz yahnisi yapalım mı? Şimdi yaparsak kimse fark etmez." "Hahaha. Bu biraz zahmetli olur. İkiniz yakın arkadaş değil misiniz? Ayrıca, final maçında dövüşecek bir yarışmacı maç başlamadan önce aniden ortadan kaybolursa çok şüphe çekersiniz." Iris, ona haber vermeden turnuvaya katılan utanmaz Boar'ı düşünerek kıkırdadı. Gerçekte, mavi saçlı güzel kız, Cai'nin turnuvaya sadece babasının emri nedeniyle katıldığına dair içinden bir his vardı. Rowan Kabilesi'nin yıllık festivaline katıldığında Cai'ye bu konuyu kısaca bahsetmişti. Orada kabilenin halk şarkılarından birini söylemişti. Boar, Iris'e yardım etmek ve onu sevmediği biriyle evlenmesini engellemek istiyordu. Bu yüzden Boar, göçebe kabilesinden Barbatos Akademisi'ne kadar gelerek Aslan Yürekli Turnuvası'na katılmıştı. "Şimdi düşününce, Gerhart da Cai tarafından bu turnuvaya katılmaya zorlanmış olabilir," dedi Iris gülümseyerek, çünkü yakın arkadaşının tavırlarını iyi tanıyordu. Cai, istediğini elde etmek için rüşvet ya da şantaj gibi kirli yollara başvurmaktan çekinmeyen biriydi. "Rowan Kabilesi ve Elswyth Krallığı, turnuvadaki olayla ilgili olarak birbirleriyle diplomatik görüşmelere başlamış olabilir." Vera başını onaylayarak salladı. "Umarım sonunda barışçıl bir şekilde çözmüşlerdir." Iris, kendisi için yaralanan sevgili üvey kardeşine bakarak ikinci kez iç geçirdi. "Wildgarde Kalesi'nden haber var mı?" Birkaç dakika geçtikten sonra Iris sordu. "Kardeşimin ne kadar güçlü olduğunu öğrendikten sonra hala şokun etkisinde olduklarına eminim." Bu kez gülmek Vera'nın sırasıydı. Turnuva bittikten sonra Gilbert, Natasha ve Rainer onu bulup neler olduğunu sormak için geldiler. Vera onlara tek söylediği, Lux'un gizemli bir şifacı tarafından iyileştirildiği ve onun gözetiminde fizik tedavi gördüğüydü. Onun hikâyesine oldukça şüpheyle yaklaşsalar da, daha fazla soru sormadılar ve son dört yıldır Elysium'a giremeyen yarı elf'in, kendi fraksiyonlarının en genç dahisi olan Nero'yu yenmiş olduğu gerçeğini kabul ettiler. "Git dinlen Iris," dedi Vera, torununun saçlarını hafifçe okşayarak. "Lux'a bir şey olmayacağından ben bakarım." "...Un." Iris başını salladıktan sonra başını eğerek Lux'un sol yanağına bir öpücük kondurdu. Bir dakika sonra, dinlenmek için odadan çıktı. Kalsa bile hiçbir şeyin değişmeyeceğini biliyordu, bu yüzden şimdilik büyükannesinin tavsiyesine uyup dinlenmeye karar verdi. "Anne!" Eiko, Iris kapıdan çıkar çıkmaz onu selamladı. Genç bayan bebek Slime'ı kucağına aldı ve başını okşadı. "Babanın odasını iyi korudun," dedi Iris yumuşak bir sesle. "Şüpheli biri göründü mü?" Eiko başını salladı. Onun için Cai şüpheli biri değildi çünkü turnuva boyunca domuzun babasına eşlik ettiğini görmüştü. "Güzel." Iris gülümsedi. "Büyükannen bir süre babanı izleyecek. Biz odamıza gidip uyuyalım, yarın turnuvada dövüşünü izleriz." "Baba!" Eiko başını salladı. Aslında Eiko, turnuva sırasında Lux'un yanında savaşmak istiyordu, ama Lux kimliğini gizlemek zorunda olduğu için, kimsenin babasının gerçekte kim olduğunu keşfetmemesi için Iris'in yanında kalması söylenmişti. Iris ve Eiko odadan çıktıktan beş dakika sonra, Cai bir kez daha koridora döndü. Eiko'nun koruduğu oda hariç, revirdeki tüm odaları kontrol etmişti. Bu nedenle Boar, babamın henüz kontrol etmediği son odada dinlendiğinden emindi. Hatta daha önce Little Swordy'nin odasına gidip durumunu kontrol etmişti. Boar, zayıf genci bir battaniyeyle örtüp düzgünce yatırarak, rahat bir uyku çekmesini sağlamak için ayrılmadan önce ona karşı çok nazik davranmıştı. Yaban domuzu, bebek Slime'ın kapıyı artık korumadığını görünce rahat bir nefes aldı ve gizlice kapıya doğru ilerledi. Hedefine vardığında, toynaklarını kapıya koydu ve fiziksel ve büyülü yollarla kilitlenmiş olsa bile herhangi bir yere girebilmesini sağlayan bir kilit açma büyüsü yaptı. Cai kapıyı açtığı anda, yüzünde sakin bir ifadeyle ona bakan yaşlı bir kadınla karşı karşıya geldi. Vera, torununu ziyarete gelen gece yarısı ziyaretçisine bakarken ellerini arkasında tutuyordu. Cai, önündeki kişinin bir Ranker olduğunu bir bakışta anladı ve bebek yağları titremeye başladı. "Şey... pardon, yanlış oda," dedi Cai, yaşlı kadına zoraki bir gülümseme attıktan sonra kuyruğunu bacaklarının arasına sıkıştırıp aceleyle geri çekildi. Boar, odada bir saniye daha kalsaydı, yaşlı kadının onu parçalara ayırıp sabahleyin revirin menüsüne ekleyeceğini hissetti.