Bölüm 380 : Değişken Ortaya Çıktı [2. Bölüm]

Murphy kanunları, ters gidebilecek her şeyin ters gideceğini söyler. İnsanlar işlerin daha kötüye gidemeyeceğini düşündükleri anda, işler daha da kötüye gider. Lux, Ishtar'ın ölümünden sadece birkaç dakika sonra kendi lehine bayrak açtığı için kendini tokatlamak istedi. Cüce ortaya çıktığı anda gürültülü tavernada sessizlik çöktü. Yeşil saçlı cüce, Gweliven Kraliyet Ailesi'nin armasını taşıyordu, bu da onun kraliyetin kişisel muhafızlarından biri olduğunu gösteriyordu. Çoğu insan için bu en yüksek onurdu ve bazıları için üniforma, güç ve prestijin sembolüydü çünkü yeşil saçlı cücenin giydiği üniformayı sadece en iyiler giyebilirdi. "Şey, sanırım burada bir şeyi yanlış anladınız," diye cevapladı Lux. "Ben şüpheli biri değilim." "Şüpheli insanlar hep böyle der," diye yorumladı yeşil saçlı cüce. "Ayrıca, geçmişte İnsanları görme fırsatım oldu ama hiçbiri Krallığımızın bu kadar içine girmedi. Benim gözümde, sizler karşılaştığım en şüpheli insanlarsınız, o yüzden saçma sapan konuşmayı bırakıp soruma cevap verseniz iyi olur." Tavernadaki cüceler, Lux ve arkadaşlarına dikkatle baktılar. Yeşil saçlı cücenin dediği gibi, İnsanların bu kadar derine girmesi olağan bir durum değildi. Daha önce çok belli etmemiş olsalar da, Lux ve arkadaşlarına karşı oldukça temkinliydiler, çünkü hepsi Yabancıydı. (A/N: Unutmuş olabilirsiniz diye hatırlatayım, Yabancı, Elysians'ın Solaians'ı tanımlamak için kullandığı terimdir.) Lux, saklama yüzüğünden bir şey çıkarmak üzereyken, yeşil saçlı kadının omzuna sıkıca tuttuğu el acıyla Lux'un bağırmasına neden oldu. "Aptalca bir şey yapma," dedi yeşil saçlı cüce soğuk bir sesle. "Bu son uyarın. Şüpheli bir şey yaparsan boynunu kırarım." Lux, cüce kadını azarlamak istedi, ama o bir Ranker olduğu için, riske girmeyip elindeki tek çareyi kullanmaya karar verdi. "Depolama yüzüğümden altın bir madalyon çıkaracağım," dedi Lux. "Onu gördükten sonra kim olduğumu anlayacaksın. Öyleyse, sana göstermek için çıkarmamın bir sakıncası var mı?" Yeşil saçlı cüce bir süre düşündükten sonra başını salladı. Ancak Lux'un omzundaki eli hala sıkıydı. Yarı Elf, Griffin'in Altın Madalyonunu çıkardı ve yeşil saçlı kadına gösterdi. Kadın madalyonu görünce hemen kaşlarını çattı. İzin istemeden madalyonu Lux'un elinden aldı ve eleştirel bir bakışla inceledi. Elinde çevirip açtı ve farklı açılardan baktı. Madalyonun gerçek olduğunu doğruladıktan sonra, onu Lux'a geri verdi ve omzundan elini çekti. "Dışarıda konuşalım," dedi yeşil saçlı cüce, kızıl saçlı gençe ayağa kalkıp onu takip etmesini işaret etti. "Burada kalın," dedi Lux arkadaşlarına. "Ben iyi olacağım." Cai ve Keane başlarını salladılar. Yeşil saçlı kadının ne kadar güçlü olduğunu çoktan hissetmişlerdi, bu yüzden Lux sıkı bir şekilde tutulurken hiçbir aptalca hareket yapmadılar. İkisi, Lux'la birlikte çalışsalar bile, Kraliyet Ailesi'nin hizmetinde olduğu anlaşılan bu Ranker'ı yenmelerinin imkansız olduğunu biliyorlardı. Lux tavernadan dışarı adımını atar atmaz, güçlü bir rüzgâr esti ve onu sıkıca sardı, hareket etmesini engelledi. Bir saniye sonra, kendini büyük bir hızla havada uçarken buldu. "Güzel, burada konuşalım," dedi yeşil saçlı cüce, şehirden uzakta konuşmak için uygun bir yer bulduktan sonra. "Öncelikle, senin Griffin Tarikatı'nın bir üyesi olduğuna inanmıyorum. Tüm üyelerini tanıyorum, bu yüzden senin onlardan biri olmadığına eminim. Ayrıca, Majestelerinin bir insanı, özellikle de bir yabancıyı özel ordusuna alacağını da hiç sanmıyorum. Bir hata yaptın, insan. Tüm cüceler, özellikle de bu ulusta yüksek mevkilerde olanlar, Griffin Tarikatı'nın varlığından haberdar değildir. Altın madalyonunu gösterip, gören herkesin hemen tanıyacağını düşünerek hareket edemezsin." "E-Eh? Ama bana, zor bir görevde yardıma ihtiyacım olursa, onu muhafızlara ve askerlere göstermem gerektiği söylenmişti," dedi Lux, yüzünde haksızlığa uğramış bir ifadeyle. "Aptal, amblemini gizli servise göstermelisin, onlar da yetkililere haber verip ihtiyacın olan desteği sağlarlar," diye yeşil saçlı cüce sinirli bir şekilde cevap verdi. "Sana bu kadar temel bir şeyi bile söylemediler mi?! Sana altın madalyonu kim verdi? Galileo mu? O piç Charles mı? Yoksa o sümüklü Nevreal mı?" Aptal olarak nitelendirilen Lux, kendisine yöneltilen tek taraflı azarlara karşı kendini savunamadı. "Hanımefendi, önce sakinleşir misiniz?" diye sordu Lux. "Medeni insanlar gibi konuşalım mı? Ayrıca, Griffin Tarikatı'nın işleyişini neden bu kadar iyi biliyorsunuz? Onların üyesi misiniz?" Yeşil saçlı kadın aniden konuşmayı keserek Lux'a öfkeyle baktı. Lux, dev bir yaratık tarafından bakılıyormuş gibi hissetti, oysa aslında cüceden daha uzun boylu olan kendisiydi. Cücenin kızgın kırmızı gözleri, Lux'a mayın tarlasına basmış gibi hissettirdi. Bir dakika sonra, yeşil saçlı cüce burnunu çektirdi. "Ben Tarikat'ın üyesi değilim," diye cevapladı yeşil saçlı cüce. "Ama ustam onlardan biridir. Bu yüzden onların gölgelerde nasıl çalıştıklarını biliyorum." Lux, yeşil saçlı cücenin Tarikat'a katılmak istediğini, ancak bu görevi almak için gerekli niteliklere sahip olmadığını hissetti. Kralın özel örgütünün üyelerinin kimler olacağına nasıl karar verdiğini bilmiyordu, bu yüzden yarı elf, yeşil saçlı cüce gibi bir Ranker'ın neden üye olmadığını anlayamıyordu. "Anlıyorum." Lux gözlerini kısarak baktı. Yapacağı şeyin işe yarayıp yaramayacağını bilmiyordu, ama denemeye değerdi. "O halde, kim olduğumu bildiğine göre, artık beni serbest bırakmanın zamanı gelmedi mi? Çok önemli bir görevim var, biliyorsun. Senin müdahalen işimi yapmamı zorlaştırıyor." Yeşil saçlı cüce, Lux'un sözlerini duyunca bir kez daha burnundan soludu. "Daha önce de söylediğim gibi, seni Tarikat'ın bir üyesi olarak tanımıyorum," diye cevapladı yeşil saçlı cüce. "Şimdi, neden Wolfpine Barony'de olduğunu söyle, yoksa seni bir domuz gibi bağlayıp Belediye Başkanı'nın evine götürürüm." "Üzgünüm, ama bunu sana söyleyemem. Neden burada olduğumu bilmek istiyorsan, Nevreal ile iletişime geçmelisin. Buraya gelmemi isteyen oydu." "Nevreal mi? Demek o, ne zaman pes edeceğini bilmeyen sümüklü yaşlı adam. Anlıyorum... Demek mesele liyakat sistemi. Şimdi buraya gelme amacını anladım." Yeşil saçlı cüce, Lux'a yaklaşırken şeytani bir gülümseme attı. "Sen, Majestelerinin tahta çıkışını engellemek için buradasın," dedi yeşil saçlı cüce soğuk bir sesle. "Madem öyle, seninle hemen burada hesaplaşmalıyım."