Bölüm 437 : Merhaba, Köylü A. Tanıştığımıza Memnun Oldum

Bir hafta sonra… Lux, Cai ve Keane, Fırtına Ejderha Loncası üyeleriyle birlikte Düşmüşlerin Diyarı'nın girişinde duruyorlardı. Nero, Lux'a destek olma görevini çoktan öğrenmişti. Yakışıklı genç adam, yüzünde herhangi bir hoşnutsuzluk belirtisi göstermiyordu, ancak içten içe Lux ile takım olmaktan hoşlanmıyordu. Ancak, bu üstlerinin emri olduğu için, başını sallayıp emirlere harfiyen uymayı kabul etmekten başka seçeneği yoktu. "Sizi üçünüzü uzun zamandır görmedim," dedi Einar, gülümseyerek Lux'a doğru yürürken. Geçmişte, gururlu Barbar Prens, turnuvada tombul bir insan genci kılığına girmiş olan Yarı Elf ile savaşmıştı. Ölüm Kapısı'nda Lux ile omuz omuza savaştıktan sonra, Barbar nihayet kinini bir kenara attı ve Lux'u, yenmeyi hedeflediği genç neslin en güçlü üyelerinden biri olarak kabul etti. Ayrıca, yarı elf ile iki Kapı'yı fethettikten sonra, barbar bilinçaltında, Kutsal Zindan'daki Kapılardan birine meydan okuyacağı zaman her zaman Lux'un yanında olmaya karar vermişti. "Hey, üçüncü Zindanı fethetmeye hazır mısınız?" Val, Yarı Elf ve arkadaşlarına yaklaşırken dedi. "Bu da parkta yürüyüş gibi olacak, değil mi?" "Seni piç! Ne parkta yürüyüşü?" Einar, Val'in göğsüne hafifçe vurarak alaycı bir öfkeyle dedi. "Geçen sefer bana yaptıklarını hala unutmadım." Val göğsünü okşadıktan sonra Barbar'a sert bir bakış attı. "Zayıf olman benim suçum değil," diye cevapladı Val. "Bir dahaki sefere daha iyi ol ve eksikliklerin için başkalarını suçlama." Einar, Val'in onu alay etmek için yaptığı boş çabayı duyduktan sonra sadece omuz silkti. Xander, başka bir zindanı fethetmek üzere olan herkese bakarak başını salladı. Bu sefer küçük grubu tek başına girmeyecekti. "Yine karşılaştık, Yarı Elf," son seferde Vahan İmparatorluğu'nun seçkin üyelerini yöneten parti lideri Malcolm alaycı bir tonla dedi. "Son görüşmemizden bu yana biraz güçlendin mi?" Lux, koyu mavi saçlı ve gözlü, kibirli genç adama bir bakış attı. "Sen kimsin?" diye sordu Lux. "Şaka mı yapıyorsun?" diye sordu Malcolm. "Benim gibi birini nasıl unutursun?" "Cai, bu kim, biliyor musun?" Lux, Guild Chat'te Laura ve Livia ile konuşmakla meşgul olan Boar'a sordu. Cai kaşlarını çattıktan sonra dikkatini önlerinde duran Acemi'ye çevirdi. "Üzgünüm, Cannon Fodders'ın adını bilmiyorum," diye cevapladı Cai. "Şimdilik ona Köylü A diyelim mi?" "İyi fikir." Lux başını salladı. "Merhaba, Köylü A. Tanıştığımıza memnun oldum." Malcolm güldü, ama kahkahası öfkeyle doluydu. Yarı Elf'in planlarını bozduğu anı hala hatırlıyordu. Lux, savaş sırasında hizmet ettiği orduyu yok etmek için o kadar şeytani bir yetenek kullanmasaydı, Fetih Kapısı'nı fethettikten sonra genç neslin en önemli figürlerinden biri olacaktı ve Dungeon'u yenmeyi başaran fatihlerin arasına adını yazdırmış olacaktı. Yenilgisinden sonra Malcolm çok sıkı çalışmış ve rütbesini biraz yükseltmişti. Zaten bir Acemi olmasına rağmen, babasının Büyük General olarak görev yaptığı Vahan İmparatorluğu'nda daha yüksek bir mevkiye gelmek için bir an önce Rütbeli olmak istiyordu. "Köy sakini A'nın kim olduğunu sonra görürüz," diye cevapladı Malcolm ve birkaç adım geri çekildi. Bunun İmparatorluğu için önemli bir görev olduğunu biliyordu, bu yüzden Domain'e girmeden önce herhangi bir sorun çıkarmak istemiyordu. Sadece Lux'a selam vermek ve ona, yarı elf'in geçmişte savaştığı kişi olmadığını uyarmak niyetindeydi. Malcolm, yarı elf ile tekrar karşı karşıya gelirlerse, bu kez kaybedenin Lux ve arkadaşları olacağından emindi. Yarım saat sonra, keşif ekibinin tüm üyeleri gelmişti. Ancak, kimse harekete geçmeden önce, Lux inisiyatif alarak herkese aklındakileri anlatmaya karar verdi. "Bu keşif gezisinin lideri ben olacağım, bu yüzden herkes benim emirlerime uymalı," diye duyurdu Lux. "Emirlerime uymayanlar geri çekilsin. Ölü yüklerle ve benden faydalanmak isteyenlerle uğraşacak vaktim yok. Hepiniz gözlemci kristalleri taşıyorsunuz, böylece üstleriniz zindanın içinde ne yaptığınızı görebilecek. Emirleri dinlemediğiniz için içeride öldürülürseniz, sonra bana suç atmayın. İşe yaramaz insanlara ihtiyacım yok." Nero kaşlarını çattı ama hiçbir şey söylemedi. Gerald'ın emirlerine zaten razı olduğu için, sefer süresince Yarı Elf'in kaprislerine boyun eğecekti. Skystead İttifakı, Xynnar Savaş Paktı ve Altı Krallık üyeleri şikayet etmek istediler, ancak üstlerinden sert bakışlar alınca hepsi sözlerini geri aldılar ve sadece, kollarını göğsünde kavuşturmuş halde Düşmüşlerin Diyarı'nın girişinde duran yarı elf'e sert bakışlarla karşılık verdiler. Lux'un Domain'e meydan okumakta kendinden emin olmasının nedeni, Summons'larının yükseltilmiş olmasıydı. Artık tüm birimleri 4. Sınıf Canavarlar'dı. Kısacası, Lux, kalite ve miktar açısından Bronz Loncası'na kolayca rakip olabilecek güçleri çağırıyordu. Bu nedenle, yanında sadece Cai, Keane, Einar, Val ve Xander'ı götürse bile Fetih Kapısı'na meydan okuyabileceğinden emindi. Bu, diğer grupların bilmediği bir şeydi, bu yüzden hala onun yeteneklerini hafife alıyorlardı. Durumun nasıl gelişeceğine bağlı olarak, Yarı Elf, birkaç ay önce Ölüm Kapısı ve Savaş Kapısı'nı fethetmek için yanında savaşanları yanına alarak, geri kalan herkesi geride bırakmaktan çekinmeyecekti.