Bölüm 662 : Kaderinde Olan, Mutlaka Olur.

Cethus'un cevabını duyan herkes sessiz kaldı. Sanki iki çocuk sözlü kavga ediyordu ve kaybeden, kendisini yenene intikam almak için anne babasını çağıracağını söyleyerek tehdit ediyordu. "Sen çocuk musun?" Cai alaycı bir tonla sordu. "Biri sana hakaret ederse büyükannene mi söyleyeceksin?" "Sen mi konuşuyorsun?" Keane araya girdi. "Sen zorbalığa uğradığında ilk yaptığın şey, büyükbabanın adını kullanarak insanları tehdit etmek. Sen de Cethus'tan farkın yok." "Farklı. Büyükbabam, zorbalığa uğradığımda onun adını kullanmama izin verdi. Cethus ise sadece Cethus." "Haklısın." Cethus, arkasında konuşan iki sinir bozucu aptalı duymamış gibi yaptı. Aur'a, iki büyükannesiyle uğraşmaya cesareti var mı diye meydan okurcasına baktı. Aur, Ejderha Doğumlu'ya sırtını döndü ve tek kelime etmeden adamlarını yönlendirdi. Cethus'un ikiz büyükanneleri vardı. Biri, şu anki Ejderha Kralı'nın sağ kolu olan ve otoritesi sadece kraldan sonra gelen kadındı. Cethus'un diğer büyükannesi ise Kristal Saray'ı tüm tehditlere karşı koruyan Yüce'ydi. Aynı zamanda Keoza'nın Vekiliydi ve herkesin itaat ettiği geçici lider olarak kabul ediliyordu. Kısacası, Cethus hem Karshvar Draconis'te hem de Kristal Saray'da dokunulmazlardan biri olarak kabul edilebilirdi. Ancak bu zavallı Ejderha Doğumlu, istediği zaman onun hakkında kötü konuşmaktan hoşlanan, kendi yoldaşları olarak gördüğü insanlara karşı hiçbir şey yapamıyordu. Aur, Kıtlık Kapısı'na avucunu bastırdı ve bir ışık küresine dönüşerek kapının merkezine uçtu. Diğerleri de onu takip etti ve kısa sürede, onun fraksiyonuna ait herkes gözden kayboldu. "Bizim de gitme zamanı geldi," dedi Lux. "Unutmayın. Amacımız zindanı temizlemek. Mümkünse Kristal Saray ve Skystead İttifakı ile çatışmaya girmeyin. Ancak, onlar bize saldırırsa, onları kesinlikle dövüp pestil yapacağız. Şimdi, beni takip edin!" Yarı Elf, Kıtlık Kapısı'na doğru yürüdü ve elini kapının üzerine koydu. Kısa süre sonra, vücudu bir ışık küresine dönüştü ve Kapı'ya doğru uçtu. Cai ve diğerleri de mümkün olan en kısa sürede fetihlerine başlamak istedikleri için onu takip ettiler. Tam o anda, Gümüş Saçlı Şeytan karanlıktan elini uzattı. Yanından uçan diğer ışık kürelerini görmezden geldi çünkü gözleri intikam almak istediği belirli bir kişiye kilitlenmişti. Ancak, Lux'u temsil eden Işık Küresi'ni yakalamak üzereyken, küre aniden kayboldu ve bu, Şeytan'ı çok şaşırttı. "Biri müdahale mi etti?" Gümüş Saçlı Şeytan, boş eline inanamadan baktı. "Ama nasıl?" İlk şokunun ardından, Lux'un Kıtlık Kapısı içindeki yerini belirlemek için gözlerini kapattı, ancak nedense onun izini bulamadı, bu da ona neler olup bittiğini merak ettirdi. —----------- Elysium dünyasının yükseklerinde, Kumar Tanrısı daha önce attığı üç zarın üzerine bakıyordu. Her birinde 666 rakamı görünüyordu, bu da Macuilxochitl'i güldürdü. (A/N: Kısaca ona Max diyelim.) "İyi attın," dedi Eriol yanından. "Neyse ki bugün şans senin yanında." "Mmm." Max havada duran üç zarları alırken mırıldandı. "Lux, Void'un en güçlü savaşçılarıyla yüzleşmeye henüz hazır değil. Bu şeytanın istediğini yapmasına izin vermeyeceğim." Eriol da Lux'un Abyssal Legion ile yüzleşmek için henüz çok erken olduğunu düşündüğü için gülümsedi. "Ne yazık ki sık sık müdahale edemiyoruz," dedi Eriol, Boşluk ile Elysium'un sınırları arasında seyahat eden ışık küresine bakarak. "Bir dahaki sefere onu kurtaramayabiliriz." "Endişelenme. İkimiz de bir kumar oynadık," dedi Max, elindeki Kader Zarlarına bakarak. "Büyük bir kazanç elde edip edemeyeceğimiz, zarların nasıl geleceğine bağlı. Bazen kumarda hile yapabilmeyi diliyorum. Ama kumarbazların tanrısı bile kendisine verilen kurallara uymak zorundadır." Aniden, iki tanrı arkalarında iki canlı ses duydu ve dönüp baktılar. "Lily, emin misin bu iyi bir fikir?" iki yaşındaki bir bebek gibi görünen, melek kanatlarını çırparak küçük bir tanrı dedi. "Tanrılar bu dünyayı çoktan terk etti. Burada olmamalıyız." "Sakin ol, Cupid," dedi Loli Tanrıça Lily gülümseyerek. "Sadece geziniyoruz. Yasadışı bir şey yapmıyoruz, değil mi Dim Dim?" Lily'nin kafasının üstüne tünemiş Dimsum Tanrısı, "Dim Dim!" diyerek başını salladı. "Gördün mü?" Lily, yüzünde kendini beğenmiş bir gülümsemeyle Cupid'e baktı. "Şey, sen öyle diyorsan." "Merak etme. Her zamanki gibi bir şekilde hallederiz!" "Dim Dim!" Üç küçük tanrı birbirleriyle konuşmakla o kadar meşguldüler ki, Eriol ve Max'in tuhaf bakışlarla onlara baktıklarını fark etmediler. "Siz üçünüz burada ne yapıyorsunuz?" Max, birbirleriyle sohbet etmekle meşgul olan üç tanrıyı korkutan yüksek bir sesle sordu. "Aman Tanrım! Bu, bilgisayarında Hent*i izleyen yaşlı sapık Max!" Cupid haykırdı. "Anne, bu adam tehlikeli!" "D-Düşünme!" Lily cesaret verici bir sesle konuştu. "Ben çok nadir bulunan, sınırlı sayıda üretilmiş Doki Doki Director's Cut'ı aldım. Belki bunu kullanarak dikkatini dağıtabiliriz!" "T-At şunu, Lily! Yakalanmadan çabuk!" "Dim Dim!" Lily artık tereddüt etmedi ve elindeki Blu-Ray DVD'yi Max'e fırlattıktan sonra kaçmaya başladı. Kumar Tanrısı, benzersiz zevki ve Yeni Nesil Tanrılar'dan oluşan arkadaş çevresiyle On Bin Tanrılar Tapınağı'nda ün salmıştı. Bu arkadaş çevresi MILF Tanrısı, Lolicon Tanrısı, Furry Tanrısı, 2D Tanrısı ve BDSM Tanrısı'ndan oluşuyordu. "Vay canına, sanki hayatları buna bağlıymış gibi koştular." Eriol, Lily ve Cupid'in sırtlarının uzaklaşmasını izlerken güldü. "Ününüz önünüzden gidiyor." Max, Lily'nin ona doğru attığı Doki Doki Eroge Game'e daha yakından bakmadan önce burnunu çekt. Sonra onu gizlice cüppesinin içine koydu ve Elysium ile Void'un sınırına ulaşan seçtiği adaya tekrar baktı. Bir zamanlar güçlü ve müreffeh bir krallığın hüküm sürdüğü, ancak Abyssal Yaratıklar dünyaya ilk kez indiğinde yok edilen bir yer. "Bir yıl sürebilir, bir gün sürebilir," dedi Maximilian yumuşak bir sesle. "Ama kaderinde olan, her zaman yolunu bulur." Eriol, Max'in ne demek istediğini anladığı için başını salladı. Solais'i terk etmeyen tek iki tanrı onlardı ve mümkünse Lux'un onu kurtarmayı başarmasını istiyorlardı. Bunu kendileri için değil, Solais dünyasına ikinci bir şans vermek için hayatını feda eden çok değerli bir arkadaşlarının anısı için yapıyordu.