Bölüm 1005 : Oh? Sevgili 'arkadaşını' korumaya mı çalışıyorsun?

1005 Oh? Sevgili 'arkadaşını' korumaya mı çalışıyorsun? Kule bana sadece yeni bir kan bağı kazandırmakla kalmadı, aynı zamanda yeni bir bedenle yeniden doğmamı sağladı. Hâlâ saf olan ve arzuladığım 'hedefin' harekete geçip bekaretini almasını bekleyen bir beden." Aisha, Nux'a bakarak yüzünde şakacı bir gülümsemeyle konuştu. "S-Sana yeni bir beden mi verildi...?" Eisheth şaşırmıştı. Onu şaşırtabilecek pek fazla şey yoktu, ama son zamanlarda, çok sık farklı duyguların dalgalarını yaşadığını hissediyordu. Etrafında olan şeyler... Artık mantıklı gelmiyordu. İlk olarak, 20 yaşındaki İmparator Aşaması Kültivatörü vardı. Sonra bir insan kadın, Succubus'a dönüştü, hem de öykülerde duyduğu türden, aşkın bir seviyede bir succubus. Sonra, o 20 yaşındaki velet iki ay içinde Büyük Bilge oldu ve Vampir Kahramanı yenmek bile dünyadaki en basit şey gibiydi. Ve şimdi... Kendi kızı sadece ırkının sınırlarını aşmakla kalmamış, birkaç ay önce gördüğü Transandantal Kan Bağı'ndan çok daha korkunç bir şeyle geri dönmüştü. Ne haltlar dönüyordu? Dünya sonunda sona mı eriyordu? Son 2000 yılını huzur içinde yaşamasına izin verilmeyecek miydi? "Mhm, Trail'de vücudumun sahip olduğu tüm yetenekleri miras aldım, şu anda bana bakarsan, bunu hissedebilirsin bile. Şu anda burada oturup seninle konuşuyor olsam da, vücudum hala kendi kendine gelişmeye devam ediyor." Aisha açıkladı. Odadaki herkes birlikte çevrelerindeki Mana'ya odaklandı ve Aisha'nın dediği gibi, vücudu Mana'yı emiyordu... Kültivasyon yapıyordu... Ve gelişim hızı... Eisheth, bunun normal gelişim hızından iki kat daha hızlı olduğunu anlayabilirdi... Aisha'nın yeni "vücudunun" verimliliğini ve diğer avantajlarını göz ardı etse bile, bu tek başına potansiyelini iki katına çıkarıyordu. Kızı... O, anlaşılmaz bir varlığa dönüşmüştü. "Bekle!" Aniden Maline seslendi. Sonra, küçük kız kardeşinin gözlerine baktı ve "Benden daha güçlü olduğunu mu söylüyorsun?" diye gözlerini kısarak sordu. Aisha onun küçük kız kardeşi ve sevdiği biriydi, ancak Maline, küçük kız kardeşinin kendisine bu şekilde saygısızlık ettiğini kabul edemiyordu. Bir Bilge olan o, onun gibi bir Büyük Bilge'yi nasıl yenebilirdi? Deneme'nin gösterdiği İllüzyonlar kişinin kendi varsayımlarına dayanıyordu, kız kardeşinin dünyayı algılama şeklinin bu kadar dengesiz olması Maline'in hoşuna gitmemişti, ona bir ders vermek istiyordu. "Hmm? Eğer ikimiz dövüşürsek, seni yenebilirim, evet." Aisha ise hiç tereddüt etmeden başını salladı. "Oh?" Maline'in ifadesi değişti. "O zaman denemeye ne dersin?" diye sordu, gözleri savaşma arzusuyla parlıyordu. "Bunu yapmamıza gerek yok, abla." Aisha gülümsedi. "Doğru, Maline abla, bunu yapmak zorunda değilsin." Bu sefer Nux da araya girdi. "Oh? Sevgili 'arkadaşını' korumaya mı çalışıyorsun?" Maline yüzünde şakacı bir gülümsemeyle sordu. Nux'un yüzünde alaycı bir gülümseme belirdi. "Onu korumaya çalışmıyorum, kadın." Bu odadaki hiç kimse bunu Nux kadar net göremezdi. [Adı: Maline Lust.] [Yaş: 648] [Mana Kültürü: Büyük Bilge.] [Beden Kültürü: Ölümlü.] [Irk: İblis-Succubus (Kral)]Bence bir göz atmalısın [Unvan: Şehvet Devleti Prensesi] [LVL: 107] [Savaş Gücü-383.622] [Potansiyel 600.000] Aisha, Maline'i kesinlikle yener. Savaş gücü Maline'inkinin neredeyse iki katı! Maline'in hiç şansı yoktu! "Merak etme Nux, Aisha benim küçük kardeşim, ona senden daha çok değer veriyorum. Bunu kinimden yapmıyorum, bunu yapıyorum çünkü bu önemli..." *Ba-dum* Aniden Maline donakaldı. Kalbi, bilinmeyen bir güç tarafından sıkıştırılmış gibi hissetti, o kadar güçlü bir güç ki Maline kalbi durmuş gibi hissetti ve neredeyse ölecekti. Alnından soğuk terler süzüldü. " " Oda mutlak bir sessizliğe büründü. Vücudu titreyerek Maline odanın etrafına baktı, sadece o değil, Eisheth, Rislith ve Allura, odada bulunan tüm Succubi'lerin yüzlerinde farklı ifadeler vardı. "Artık yeterince açık olmalı, değil mi? Şaka yapmıyorum, kardeşim." Aniden, Aisha konuştu. "Bu sadece benim tuttuğum Aura'mdı, Aura'mla karşılaştığında bu kadar bunaldıysan benimle nasıl savaşacaksın? Sana saygısızlık etmek istemem, kardeşim, ama ben bir Aziz Aşaması Kültivatörü olarak yaşamış biriyim. Normal bir Büyük Bilge'nin gücünü ve sınırlarını çok iyi anlıyorum, bu yüzden senden daha güçlü olduğumu söylediğimde, şaka yapmıyorum ya da cahilce davranmıyorum. Küçük kız kardeşin oldukça güçlü." Aisha yüzünde sevimli bir gülümsemeyle konuştu. Maline de gülümsedi, ancak zihninde tamamen farklı bir şey düşünüyordu... "O... O sadece onun Aura'sı mıydı...? Bunca zaman o aurayı saklıyor muydu...? Küçük kız kardeşi ne tür bir varlığa dönüşmüştü? "Ne oldu? Maline'in yüzü neden bu kadar solgun?" Nux, Allura'ya bakarak sordu. "Aisha Aura'sını serbest bıraktı." Allura yüzünde sert bir ifadeyle cevap verdi. "Aurasını mı?" "Aura'dan çok, sadece biz succubusların hissedebileceği bir Kan Bağı Bastırma gibi bir şey. Onun kan bağı aurası... Korkunçtu... Benim kanımın seviyesi yüksek olduğu için dayanabildim, Rislith ve Lady Eisheth de yüksek kültivasyonları sayesinde dayanmış olmalılar. Ancak Maline'in savunması yoktu. Onun Büyük Bilge Kültivasyonu, o Aura'ya direnmek için yeterli değildi, o anlık anda hissettiği bastırma, hayal edilemez bir şey olmalıydı. Allura tüm durumu açıkladı. Nux, Aisha'yı bir süre gözlemledikten sonra anlayışla başını salladı. Aisha'nın Maline'den daha güçlü olduğunu biliyordu, ama sadece aurasıyla onu yeneceğini düşünmek... "Hadi ama Nux, sana söylemedim mi? Bana öyle bakma, utanacağım." Aisha, Nux'a bakarak gülümsedi. Nux'un yüzünde bir gülümseme belirdi, ancak kısa süre sonra ayağa kalkarken ifadesi değişti. "Yine gelişimi hissettin, Nux Leander. Ne yaparsam yapayım, senin duyularını kandıramayacağım galiba. Heh, gerçekten ilginç birisin."