Bölüm 1047 : Yarı Aziz

Yeni bir Beyin oluşturma zamanı gelmişti. Kalbi ve ciğerleri, vampir rejenerasyonu ve [Rejenerasyon] yeteneğini birleştirerek daha önce yok etmiş ve yeniden oluşturmuştu. Hatta [Rejenerasyon] yeteneğini 6 yıldızdan 10 yıldıza yükseltmişti, 3 saniye içinde kırık uzvunu, hatta kalbi ve ciğerlerini bile 20 saniye içinde yeniden oluşturabilecek bir noktaya gelmişti. Ancak Beyin farklıydı. Absürt düzeyde deneyim, irade ve delilik gerektirmesine rağmen, bir Kültivatörün vücudu, Mana'yı kullanarak akciğerlerin ve kalbin işlevlerini geçici olarak devralarak bir süre çalışabilir, ancak aynı şey beyin için geçerli değildir. Beyin işlevini durdurursa, Mana'yı kontrol etmek imkansız hale gelir, bu nedenle Nux daha önce beynini yenilemeyi hiç denememişti. Bu yüzden bu adımdan en çok endişe duyuyordu. Derin bir nefes alan Nux, tüm *Özü* Beynine aktardı ve *BOOOM* Beynini parçaladı. Nux geçici olarak bilinçsiz bir duruma girdi. Organları çalışıyordu, ancak onları 'yönetecek' bir organ olmadığı için, vücudu Nux'un hiçbir şey üzerinde kontrolü olmayan 'yarı ölü' bir duruma girdi. *Güm* Nux yere düştü. Büyük miktarda *Öz* tüm vücudunu sardı ve onu zar zor hayatta tuttu. Kadınlar endişeli bakışlarla ona baktılar. Nux tam önlerinde olmasına rağmen onun varlığını hissedemiyorlardı, tabii ki bu tür bir şey ilk kez olmuyordu. Ancak, diğer tüm durumlarda, Nux kendi varlığını gizliyordu, ama şu anda Nux bilinçsizdi, nefes bile almıyordu ve kalbi de atmıyordu. Ölü müydü, diri miydi? Bunu söylemek mümkün değildi. Nux'un kadınlarının paniğe kapılıp endişeyle ona koşmamalarının tek nedeni, kocalarına güvenmeleriydi. Ancak, o zaman bile, ciddi yüzleri durumun ne kadar gergin olduğunu ele veriyordu. Ve durum da kısa sürede çözülmüyordu. Zaman geçmeye devam ediyordu, ancak kadınlar Nux'un vücudunda herhangi bir değişiklik hissedemiyorlardı, o hala bir ceset gibi yerde yatıyordu. Havadaki gerginlik artıyordu, kimse bir şey söylemiyordu, havadaki mutlak sessizlik kulakları sağır ediyordu. Ancak bir saat geçtikten sonra nihayet bir şey oldu. Nux'un vücudunu çevreleyen *Öz*, durmaksızın kafasına doğru koştu ve sonunda yeni bir beyin doğdu. Gülünç derecede yüksek bir hızla büyüdü ve kısa sürede normal bir beyin kadar büyüdü, hatta onu bile aştı. "Haaaaahhhh!!" Aniden, Nux tekrar ayağa kalktı. Gözleri fal taşı gibi açılmış, ağır ağır nefes alıyordu. Vücudu terden sırılsıklamdı ve yüzünde tuhaf bir ifadeyle etrafına bakındı, sonunda eşlerine baktı ve yüzünde zayıf bir gülümseme belirdi. "Geri döndüm..." Gözlerini kapatıp nefes almaya devam ederken içinden mırıldandı. Nux ne olduğunu bilmiyordu, beyni parçalandığında garip bir duruma girmişti, kendi varlığından başka hiçbir şeyi hissedemediği çaresiz bir duruma. Var olduğunu biliyordu, ancak vücudunu hissedemiyordu, sanki sıvı bir hiçlik durumundaydı. Bu acı verici bir deneyim değildi, ama dürüst olmak gerekirse, Nux yaşadıklarından ziyade acıyı tercih ediyordu. Acı içindeyken en azından kendi varlığını hissedebiliyordu, ama bu hiçlik durumunda her şey, zamanın akışı bile anlamsız geliyordu. Nux ne kadar zaman geçtiğini bilmiyordu, ancak bundan sonra karılarının önünde durduğunu görünce, yüzünde bir gülümseme belirdi. "Heh," diye güldü Nux. Bu sadece sinirlerini yatıştırmak için yaptığı bir şeydi. 5 dakika sonra, sonunda sakinleştiğinde, buraya gelme amacına geri döndü. En zor kısmı artık bitmişti, şimdi sadece vücudunun geri kalan kısımlarını yeniden şekillendirmesi gerekiyordu. Nux kısa sürede vücudundaki *Öz*ün boşaldığını fark etti, yeni beyni hepsini emmişti, daha fazla Mana emip onu tekrar *Öz*e dönüştürmesi gerekiyordu. Nux gözlerini tekrar kapattı ve Mana emmeye başladı. 3 hafta sonra, Nux vücudunu tekrar tamamen doldurdu, sonra tüm Mana'yı *Öz*e dönüştürdükten sonra, yeniden başladı. Bu sefer, öncekinden çok daha emin bir şekilde, tüm organlarını aynı anda hedef almaya karar verdi. *Boom* *Boom* *Boom* Beynini, kalbini ve ciğerlerini hariç vücudundaki tüm organlar kan gölüne dönüştü, acı daha önce hiç hissetmediği bir şeydi, ancak Nux'un ifadesinde tek bir değişiklik bile yoktu. Dürüst olmak gerekirse, zihninin bir kısmı hala gönderildiği 'Hiçlik Durumu'nu düşünüyordu. Her neyse, kısa süre sonra organlar yeniden inşa edildi. Organlarıyla işi biten Nux, aynı anda tüm kemiklerine odaklandı, sonra kaslara, sonra kan damarlarına, cilde, sonra tüm sinir sistemine, her şey yok edildi ve sonra *Öz* ile yeniden inşa edildi ve bu gerçekleştiğinde, *BOOOOOOOM* Büyük bir patlama duyuldu, Nux'un vücudundaki *Öz* çılgınca tepki verdi, Nux vücudunda sınırsız bir güç akışı hissetti, pratik olarak sınırsız miktarda enerjiyle yıkanıyordu ve hiç olmadığı kadar güçlü hissediyordu. Yeni bir Nux doğmuştu. Üçüncü Aşama Kültivatör. Tam bir Yarı Aziz. Kısa süre sonra, uzun zamandır beklenen bir mesaj ekranı gözlerinin önüne geldi. [Büyük Bilge Kültivatörden Yarı Aziz Kültivatör olmayı başaran Ev Sahibine tebrikler] [Boş Puanlar: +1000] [Ev Sahibi gerekli koşulu yerine getirdi.] [Yüce Harem Tanrısı Sistemi] şimdi bir güncelleme geçirecek. [Not: Güncelleme sırasında, [Yüce Harem Tanrısı Sistemi] [Kapalı Durumda] olacaktır. Ev Sahibi, Sistem Yeteneklerini kullanamayacaktır.] [Kalan Süre: 11 ay 30 gün 23 saat 59 dakika 43 saniye] Ve bu mesajları gören Nux yüksek sesle küfretti. "Siktir..." Güncelleme zamanını tamamen unutmuştu... Ve bu sefer, tam bir yıl geçmişti!