Bölüm 1220 : Oldukça ilginç, bir bakayım.

"Bitti..." Saphira, düşmanların tek tek ortadan kaybolduğunu hissederek yorum yaptı. "Heh..." Thargreek yüksek sesle güldü. O insanların, kendisi hareket ettiğinde bir anda küçük birer köpeğe dönüşmelerini komik buluyordu. "Keşke o adam Yrniel'den ayrılabilseydi, o zaman bu saçmalığı yaşamak zorunda kalmazdık." İblis Atalarından biri yorum yaptı. "…" Bu sözleri duyan diğer Atalar sessizliğe büründüler, kimse bu konuyu konuşmak istemiyordu ve Dagahra bunu hissedince öne çıktı. "Tamam, şimdi gidin. Bizi rahatsız etmeyin, yüzlerinizi tekrar görmek midemi bulandırıyor." "Sanki seni tekrar görmekten mutluyuz gibi davranıyorsun, çocuklar bile korkunç yüzün yüzünden seni seçmediler." Başka bir İblis Atası homurdandı. "Hey, sakın oraya gitme," diye uyardı Dagahra. Bu onun için hassas bir konuydu, karanlık bir geçmiş. Ne olursa olsun unutmak istediği bir şey. Diğer Atalar biraz gülümsedi, sonra aniden, "Onunla tanışmak istiyorum." Bir Elf Atası yorumladı. Herkes ona döndüğünde, elf devam etti "Yrniel'i harekete geçiren o çocuk, 'o' olaydan beri böyle bir şey görmedik." "Aslında ben de oldukça merak ediyorum. Yrniel de o adamla yatıyor, Uyuyan Yrniel'i uyandıran varlığın ne olduğunu bilmek istiyorum. Ayrıca İnsan Denemesi'nin 40. Dalgasına ulaştığını duydum, bu nasıl mümkün olabilir?" Aslan Soyu Atası hayret dolu bir ifadeyle konuştu. "Tsk, bu kadar merak ediyorsanız benimle gelin." Aniden, Thargreek burnunu çektirdi. "Hmm?" Diğer Atalar kaşlarını çattı. "O adam Deneme Kulesi'ni yıktı ve şimdi onu yeniden inşa etme sırası bende." Thargreek, bu işi yapmak zorunda kaldığı için sinirlenerek homurdandı. "Sezar yapamaz mı?" "O adam ulaşmaması gereken bir alana ulaştığı için Kule'nin temeli yıkıldı, biraz Mana enjekte ederek yeniden inşa edemezsin, her şeyi sıfırdan yeniden inşa etmem gerekiyor. Bu tam 2 saat sürecek." Thargreek gerçekten sinirlenmişti, ona yardım etmek istemeyen diğer beş Cüce Atası'na bile gözlerini kaçırarak bakıyordu. "Thargreek~ benim iyi dostum." Aniden, son derece baştan çıkarıcı bir ses duyuldu. Mor boynuzları, mor saçları, mor gözleri ve hiçbir şey yapmadan sadece ayakta dururken bile kıvrımlarını daha da belirginleştiren son derece çekici bir vücudu olan, son derece güzel bir kadındı. Kadın o kadar güzeldi ki, herhangi bir erkek, yanından geçse bile diz çöküp ona tapınırdı, ancak Thargreek farklıydı. Bu kadın tarafından çağrıldıktan sonra kutsanmış hissedip yere diz çökmek yerine, sadece burnunu çekip şöyle dedi "Succubus'un Deneme Kulesi'nin yıkıldığını ve henüz onarmadığını biliyorum, zahmet etme, senin için bunu yapmayacağım Lilith." "Thar~ Eski dostluğumuz için bunu yapamaz mısın?" "Haah? Hangi ilişkiden bahsediyorsun? Beni rahatsız etme ve kendi işine bak." Thargreek yerinden kıpırdamadı. "Eskiden bu kadar soğuk değildin," Lilith somurtarak acınası bir tavır takındı, ancak hiçbir Progenitor ona acımadı. Onlar bu konuyu çok uzun zaman önce kapatmışlardı. Bu kadının oynadığı kartları çok iyi biliyorlardı. "Ugghhh, neden anlamıyorsun, oraya gitmem, herkese her şeyi açıklamam ya da onların bilincini kaybetmelerini sağlamam gerekiyor, sonra da bunu kendi başıma yeniden yaratmak için 6 saate ihtiyacım var. Benim için yapamaz mısın? Sadece 15 dakikanı alır." "Benim 15 dakikam çok önemli." "Önemliymiş, sanki sen uyumaya gitmeyecekmişsin gibi!" Succubus Progenitor Lilith karşılık verdi, ancak Cüce onun isteğini tamamen görmezden geldi ve uzaklaştı. "Şimdi ayrılacağım, senin aksine benim yapacak işlerim var. O çocuğu görmek istersen benimle gelebilirsin, benim için sorun değil." Thargreek bu sözleri söyler söylemez, orada bulunan tüm Progenitorlar onun arkasında belirdi, işi yapmak istemiyor gibi görünen diğer Cüceler bile oradaydı. Sonuçta, Yrniel'i tepki vermeye iten adam ilginçti. Milyonlarca yıldır sıkıcı bir hayat süren varlıklar olarak, hepsi ilginç bir şey arıyorlardı. Thargreek şaşırmamıştı, kendisi de oldukça meraklıydı, bu yüzden hepsinin ne düşündüğünü tahmin edebiliyordu. Tüm Progenitorlar ortadan kayboldu ve İnsan Deneme Kulelerine girdi. Birkaç dakika önce gelen baskı nedeniyle herkes hala bilinçsizdi, bu yüzden kimse onları durduramadı. "Şaşırdığımı söyleyemem." Onların içeri girmesini gören Caesar, yüzünde ifadesiz bir bakışla yorum yaptı. Aslında tüm bu insanların neden buraya geldiğini merak ediyordu. "O nerede?" Saphira sordu. Caesar, yerde baygın yatan Nux'u işaret etti. "Oh? Oldukça yakışıklı." Lilith'in gözleri parladı. "O bir çocuk." Thargreek burun kıvırdı. "Önemli değil, gerekli tüm organları düzgün çalışacak şekilde gelişmiş durumda." Lilith'in cevabı neredeyse anında geldi. Nux uyanık olsaydı, bir cevap verebilirdi, ancak şu anda olanları duyamıyordu bile. "Bunun 40. Dalga'ya ulaşan ve Yrniel'i uyandıran adam olduğuna inanamıyorum," dedi Dagahra, yüzünde hayret dolu bir ifadeyle. "O 'o' yüzünden bayıldı mı?" diye sordu Dagahra. "Hayır, vücudu benim Kanımı reddettiği için bayıldı." Caesar cevap verdi ve diğer Progenitorlar inanamayan gözlerle ona baktılar. "Ne...?" "Mhm, ben de bunu oldukça garip buldum." Caesar başını salladı. "Sanırım benim kanım şu anda onun vücudunun ihtiyaçlarına uyum sağlıyor." "Vücudu, Progenitor'un kanını kendi ihtiyaçlarına göre mi ayarlıyor…?" Saphira duyduklarına inanamıyordu. "Eh, biz uyum sağlama konusunda tanınırız." Faustina omuz silkti. "Ama yine de..." Saphira hala inanmakta zorlanıyordu. "Heeh? Oldukça ilginç biri, bir bakayım." Aniden Lilith, Nux'un bedenine doğru yürürken, onun ne tür bir "sır" sakladığını görmek istediğini söyledi.