Bölüm 156 : Sence ben buraya nasıl geldim?

"Bekle, bu mektup gizli olmalı, onu nasıl ele geçirdin?" diye sordu Allura. Edda'nın yüzünde bir gülümseme belirdi ve cevap verdi "Sevgilimden aldım." "Hmm? Sevgilinden mi?" Allura kaşlarını çattı. "Sana daha önce söylemedim mi?" "Evet, evet, sevgilinin yatakta iyi olduğunu söylemiştin ama bunun bununla ne ilgisi var?" "PFfttt!" Edda yüksek sesle güldü. "Leydi Allura, sevgilimin yatakta iyi olduğu doğru, ama şu anda bundan bahsetmiyorum. Sevgilimin yatakta iyi olmasının yanı sıra, çok güçlü olduğunu da söylüyorum." "Ha? Güçlü mü?" "Evet, aksi halde, birinin canımı almaya çalıştığını bildiğim halde sarayı terk edecek kadar aptal olduğumu mu düşünüyorsunuz?" "Ne demek istediğini anlamıyorum." Allura kafasını karıştırarak salladı. "Marquee Alger, o kaltak mektup gönderdiği adam." "Evet, o ne olmuş?" diye sordu Allura. "O Marquee, sevgilimin astı," diye açıkladı Edda. "Ne!?" Allura şaşkınlıkla sordu. "Evet, mektubu sevgilime veren ve tercüme eden Marquee'nin kendisiydi," diye bilgilendirdi Edda. "A-Ama Marquee... Marquee değil mi?" "Ha?" "Yani, Marki, Marki hanesinin lideridir, nasıl başkasının astı olabilir?" "Heh. Diğer soyluların astı olan birçok soylu var, Leydi Allura." Allura gözlerini kısarak sordu "Sevgiliniz bir dük mü?" "Ha? Tabii ki değil. Sevgilim hiç de sıradan olmayan bir sıradan insan." Edda gülümseyerek cevap verdi. Heh. Şimdi roller tersine döndü. Şimdi, Allura'nın farklı tepkilerini görmekten eğlence arayan kişi Edda'ydı. "O-O zaman neden bir markiz bir sıradan insanın astı oldu?" diye sordu Allura. "Bu bir sır." Ancak Edda parmağını dudaklarına koydu ve gülümsedi. Allura dudaklarını büzüştürdü ve sonra aklına başka bir soru geldi. "Bekle, Marquee Alger sevgilinin astıysa, neden Edrea ile anlaşma yaptı?" "Bu uzun bir hikaye, sadece Marquee'nin başından beri sevgilimin astı olmadığını, bana saldırdığı için sevgilimin astı olduğunu söyleyelim." "Ne dediğini hiç anlamıyorum..." Allura'nın kafası sorularla dolmuştu. Edda sadece gülümsedi ve cevap verdi: "Yakında her şeyi anlayacaksın, Leydi Allura." Allura, Edda'nın sevgilisi, Marquee ve tüm bunlar hakkında daha fazla konuşursa başının ağrımaya başlayacağını hissetti. İlk konuya dönmek daha iyiydi. Ayrıca Edda, Edrea'nın onu öldürmeye çalışmasına çok sakin tepki vermişti, bu yüzden Allura, kaba davranmış olacağını düşünmedi. "Peki, Edrea'ya ne yapmayı planlıyorsun?" diye sordu Allura. Aniden, Edda'nın gülümsemesi genişledi ve Allura o gülümsemeyi görünce biraz tedirgin olmaktan kendini alamadı. "Onu öldürecek misin?" diye sordu Allura. "Hmm? Tabii ki hayır, Leydi Allura. Ben zarif bir hanımefendiyim, kana susamış bir psikopat değil." Edda cevapladı ve Allura rahat bir nefes aldı. "O zaman ne yapacaksın?" diye sordu Allura. "Heh. Onu daha fazla, daha fazla ve daha fazla çalışmaya zorlayacağım." "Huh? Ne demek istiyorsun?" Allura kaşlarını çatarak sordu. Edda'nın gülümsemesi daha da genişledi ve sordu "Sence ben nasıl bu odada seninle bu kadar rahatça sohbet edebiliyorum?" "Nasıl?" Edda başını salladı ve birkaç dakika önce olanları hatırladı. ... "Edrea, Lady Allura ile önemli bir konu hakkında konuşmam gerekiyor, temizlik departmanını kontrol et ve tüm raporlarını oku ve kontrol et. Unutma, temizlik departmanı işleri çok karıştırır, bu yüzden her odayı bizzat gidip kontrol etmen ve temizlenip temizlenmediğini kontrol etmen gerekir. Temizlenmemişse, o odanın numarasını not al. İşin bittiğinde, tüm oda numaralarını temizlik departmanına ver ki odayı tekrar temizlesinler." Edda, 3 saat aralıksız çalıştıktan sonra hak ettiği 15 dakikalık molasını rahatça sandalyesinde oturan Edrea'ya doğru yürüdü. "Ha?" Edrea kaşlarını çattı, ancak Edda henüz bitirmemişti. "Bunu bitirdikten sonra mutfağa gidip hizmetçilere yemek dağıtman gerekecek. Çabuk ol, kahvaltıya çok az zaman kaldı." "Ha? Ama bu senin görevin değil mi?" diye sordu Edrea. Edda, Edrea'ya sert bir bakış attı ve karşılık verdi. "Aptal mısın sen? Yoksa kulaklarında gereksiz sıvılar mı var? Allura hanımla önemli bir konu hakkında konuşmam gerektiğini söylemedim mi?" "..." Edrea öfkeyle dişlerini sıktı, ancak cevap vermedi. 'Seni kaltak! Ne 'önemli konuşma'sı, sadece onun merakını gidermek için mi oraya gidiyorsun? Tabii ki bunu yüksek sesle söyleyemezdi. Edda'ya bir şeyler söyleyebilirdi, ancak Allura'yı gücendirmesi halinde hayatının kolay olmayacağı kesindi. Edda'nın ona söylediği her şeyi yapmak zorundaydı. 'Neyse, neyse, sadece 1 saat sürecek... Hızlı yaparsam, 45-50 dakikada her şeyi bitirebilirim, sonra 10 dakika dinlenebilirim. Ancak, sanki aklını okumuş gibi, Edda devam etti "Ah, doğru, tamamen unutmuşum, muhafızlar güney muhafız karakolunda fareler olduğunu söylediler, diğer hizmetçiler meşgul, bu yüzden gidip kendin temizlemelisin. Daha önce söylediğim işleri bitirdikten sonra yap." "Nöbetçi kulübesine kendim mi girmem gerekiyor?" Edrea tiksintiyle sordu. "Haahh? O surat da ne? Eskiden geceleri oraya gittiğinde pek tiksinmiş görünmüyordun, neden şimdi tiksiniyorsun?" Edda karşılık verdi ve Edrea'nın yüzü öfkeden kızardı. Edda yine yetkisini kullanarak Edrea'ya zorbalık yapıyordu! "Önümüzdeki birkaç saat Lady Allura ile konuşmakla meşgul olacağım, ben dönmeden önce söylediğim her şeyi yap, yoksa sonuçlarına katlanmaya hazır ol," diye emretti Edda sert bir ses tonuyla. Edrea başını eğdi ve dudaklarını ısırdı, sonra sakinleşip cevap verdi. "Evet."