Bölüm 1767 : Fikrimi değiştirdim. Hiçbiriniz buradan ayrılmayacaksınız.

"Bizi tanıyor gibisin." "Tanımıyorum. Sizin kadar zayıf kan bağına sahip Titanlar görmedim. Benimle ilişki kurmaya çalışmayın, bunu tatsız buluyorum." Nux hızlıca cevap verdi. Vyriana, Nux'un bu sözlerini duyunca yüzünde bir gülümseme belirdi. Ancak Vrakor, onun gülümsemesini görmezden geldi ve Nux'a bakmaya devam etti. Titanları tanıyan birinin olması olağandışı bir durum değildi, çünkü onlar dünyadaki en güçlü ırklardan biriydi , isimleri ve genel bilgileri yaygın olarak biliniyordu. Aslında, Creston'daki pek çok kişi, onun ve kardeşinin Tormundar'dan gelen Titanlar olduğunu biliyordu. Bu, çoğu paralı askerin "Yüksek Seviye Dünyadan gelen bireyler"e karşı dikkatli davranması nedeniyle, onlara diğerlerine göre hafif bir avantaj bile sağlıyordu. Ancak Nux'un onların etrafında davranışları, "küçük boyutları" nedeniyle onların gerçekten Tormundar'dan olduklarına inanmakta tereddüt etmesi, Vrakor'a önemli bir şey söyledi. Bu adam, Titanlar hakkında bilgisi olmasına rağmen, muhtemelen daha düşük seviyeli kan bağına sahip Titanlarla hiç karşılaşmamıştı. Bahsettiği Titanlar, son derece saf kanlı, yüz binlerce yıldır yaşayan, en güçlü olan, liderleri olan Titanlardı. Titanlar, dünyalarını nadiren terk ederlerdi ve ne zaman terk etseler, kaos ve yıkım peşlerinden gelirdi. Nux'un Titanlar hakkında konuşurken sadece bu efsanevi figürlere atıfta bulunması Vrakor'u şüphelendirdi. Ya bu adam onları alay etmek için bilmezlikten geliyordu, ya da gerçekten tüm Titanların böyle olduğuna inanıyordu, bu da Nux'un son derece saf kanlı Titanlarla düzenli olarak ilgilenmeye ya da en azından onları görmeye alışkın olduğunu gösteriyordu... Vrakor'un içgüdüleri ise ikinci seçeneğe doğru eğilimliydi. Yüksek seviyeli Titanları düzenli olarak görmeye alışkın bir adam... Böyle bir şeye alışkın olmak için ne tür bir geçmişe sahip olmak gerektiğini düşünmek bile onu titretmişti... Vrakor'un kendisi bile 20 fitin üzerinde Titan görmemişti; bu varlıklar, onlar gibi sıradan insanlara kendilerini göstermezlerdi. Vrakor, bu adamın güçlü bir güce ait olduğundan emindi. Partilerindeki en güçlü varlıklardan birini tek bir yumrukla yok etmesi, şüphelerini daha da güçlendirdi. Böyle bir varlığa ve onun arkasındaki güce karşı gelmenin bir anlamı yoktu. "Bu kadınların seninle akraba olduğunu bilmiyordum. Bir hata yaptım." Vrakor geri adım attı. "Ha?" Nux kafasını karışık bir şekilde eğdi. Yine, işler böyle gitmemeliydi. "Neyi yanlış yaptım? Onu yumruklayarak öldürmemeli miydim?" diye merak etti. "Sanki bu benim kontrolümdeymiş gibi. Ben bile kırılacağını düşünmemiştim! Hayal kırıklığıyla başını salladı. "Bu bizim hatamızdı ve bunu görmezden gelmenizi rica ediyoruz. Elbette, gerekli tazminatı da ödemeye hazırız." Vrakor saygılı bir şekilde konuştu. Şu anda, buradan uzaklaşmak ve bu kadınları yalnız bırakmaktan başka bir şey istemiyordu. Grubun geri kalan üyeleri de onun kararına katıldılar. En başından beri, bu canavarca kadınların önünde bu kadar kendinden emin davranmalarının tek nedeni, yanlarında Primordials'ın olmasıydı, ancak Primordials'lardan birinin ölümünü kendi gözleriyle gördükten sonra, vücutları titremeye başladı. Bu canavar her kimse, ondan olabildiğince uzak olmak istiyorlardı. Bu insanların düşüncelerini okuyabilen Nux hayal kırıklığına uğradı. Bu fırsatı gücünü test etmek için kullanmak istiyordu, ama görünüşe göre başka bir fırsat beklemesi gerekecekti. 'Neyse...' Sonunda, sadece güldü. Sonra Valhelm'i işaret etti. "Bu." Sonra, partide bulunan diğer paralı askerleri de işaret etmeye başladı. "Şu, Kahverengi giysili olan. Çirkin olan, Ve şu küçük olan, Bu beş kişi kalsın. Geri kalanlarınız gidebilir." Nux soğuk bir bakışla emretti. Bu sözleri duyan kadınlar gülümsedi. Bunun olacağını zaten biliyorlardı... Sonuçta, Nux bu varlıkları en başından beri, onlar kendilerini kendilerini göstermeden önce bile... Valhelm'in söyledikleri, diğer dördünün onlara bakışları, Nux hepsini gözlemliyordu. En başından beri, bu beş kişi buradan canlı çıkamayacaktı. "" Vrakor'un yüzünde karmaşık bir ifade vardı. Nux'un geride bırakmak istediği kişilere ne olacağını bilmek için dahi olmasına gerek yoktu. "Başka bir düzenleme yapabilir miyiz?" diye sordu. Bu kişilerden birinin kendi kan kardeşi olduğunu görmezden gelse bile, diğer kişi, yani Nux'un işaret ettiği "çirkin" olan, grubun ikinci Primordial'ıydı. Zaten birini kaybetmişlerdi; birini daha kaybetmeleri, güçlerini önemli ölçüde azaltacaktı. Dürüst olmak gerekirse, bu durumun grubun çöküşüne yol açması şaşırtıcı olmazdı. Vrakor bunun olmasına izin veremezdi. "Hayır." Ancak Nux'un cevabı kısaydı. Bu tartışmaya açık bir konu değildi. Bu beş kişi ölmeliydi. Ya onlar öleceklerdi ya da Nux'u öldürmeye çalışacaklardı. "Haah!? Sen kim olduğunu sanıyorsun!?" Aniden, yüksek bir bağırış duyuldu. Vın Bir saniye sonra, Nux kendisine nişan alınmış bir oku yakaladı. O, 'Çirkin'di! O adam bir okçuydu. Ancak, oku engellense de, varlık hala geniş bir sırıtışla gülümsüyordu. Nux bir şeylerin ters gittiğini fark etti. Elindeki oku atmaya hazırlandı, ama BOOOOOM Ok patladı ve Nux'un vücudu havaya uçtu. "VYRIANA!!!" Nux öfkeyle bağırdı. Absürt derecede güçlü vücudu sayesinde yaralanmamıştı. Vyriana ise ise aynı değildi. Son anda harekete geçip onu Son Koruma Yasası'nı kullanarak savunmasına rağmen koruyarak hasarın çoğunu engellese de, Ejderhası yine de yaralandı. 'Shadow!' Ne yapacağını bilen Shadow, Vyriana ve Evane'yi hızla Nux'un Evrenine çekti. Nux eşlerinin hemen yanında portallar açtı ve onlara tepki gösterme şansı vermeden, güçlerini kullanarak hepsini zorla içeri itti ve portalları kapattı. Ve evet, bu canavar tüm bunları, onu havaya uçuran saldırı nedeniyle vücudu hala havadayken yaptı. onun uçmasına neden olan saldırı yüzünden vücudu hala havadayken yaptı. Güm Yere düştü, vücudu yerde yuvarlandı. Toz yükseldi ve herkesin görüşünü kapattı. Toz dağıldığında Paralı askerler, tüm kadınların ortadan kaybolduğunu fark ettiler. Karşılarında duran tek kişi o adamdı ve... O adam... yoğun bir öfkeyle parlayan altın rengi gözleriyle onlara bakıyordu. "Fikrimi değiştirdim. Hiçbiriniz buradan ayrılmayacaksınız."