Bölüm 663 : Büyüler.

Nux ne diyeceğini bilemedi... "Ateş topu" adlı bu "Büyülere" 10.000 Sistem puanı harcamak... Bu doğru gelmiyordu. Ama nedense, Nux'un içindeki otaku ona işlerin o kadar basit olmadığını söylüyordu. Sistem her zaman adil olmuştur, değil mi? Aynı fiyata ona absürt derecede güçlü yetenekler verirken, neden 10.000 Sistem Puanı karşılığında zayıf bir büyü satsın ki? Bir şeyler doğru gelmiyordu... Ve Nux yeterince meraklı olduğu için harekete geçmeye ve biraz para harcamaya karar verdi. [8 Yıldızlı Büyü: Ateş Topu] [Açıklama: Çevresindeki Manayı kullanarak bir Ateş Topu oluşturur. [Maliyet: 10.000 Sistem Puanı] Dürüst olmak gerekirse, Nux açıklamanın yarım yamalak yapıldığını düşündü ama umursamadı. Hızla puanlarını harcadı ve kısa süre sonra elinde kırmızı-turuncu renkli bir kitap belirdi. "Bu nedir?" Astaria ilk soruyu soran kişi oldu. "Dürüst olmak gerekirse, ben de bilmiyorum." Nux kitabı okumaya başladı, kadınlar onu çevreleyip onlar da okumaya başladı. Amaya ise kitabın içeriğini başka bir boş deftere kelime kelime yazmaya başladı. Bitirdiğinde, Nux'a doğru başını salladı, Nux gülümsedi ve sonra kitaba alnıyla dokundu. Kitap alnına değdiği anda parlak bir ışık yaydı ve sonra ortadan kayboldu. Nux gözlerini kapattı, kadınlar meraklı bakışlarla ona baktılar. Kısa süre sonra Nux'un ifadesi değişti. Kollarını öne doğru uzattı ve sonra "Ateş topu." diye bağırdı ve aniden elinin önünde kırmızı renkli bir daire belirdi. Kadınların yüz ifadeleri değişti. Hepsi etraflarındaki Mananın hareket ettiğini hissedebiliyorlardı. Mana, Büyü Çemberine emiliyordu, çember parlak bir şekilde parladı ve sonra, *Vın* Alevli kırmızı-turuncu alevler dairenin önünde belirdi. *Vın* Sonra birkaç binaya doğru fırladı ve, "!!!" *BOOOOOOMMMM* Nux'un gözleri dehşetle büyüdü. "Bu... ne...?" Astaria yüzünde dehşet dolu bir ifadeyle sordu. Diğerleri de farklı değildi, hepsi Nux'un yaptığı saçma sapan şeylere alışmıştı, ama bu... Böyle bir şeyi onlar bile görmezden gelemezdi. Kadınlar bir yana, Nux bile şaşırmıştı. "O... bir Ateş Topuydu... değil mi...?" Ember, yüzünde açıkça inanamama ifadesi ile sordu. "Öyle... olmalı... evet..." Nux cevap verdi. Yine önüne baktı, dumanlar henüz dağılmadığı için pek bir şey göremiyordu, ancak Nux yine de her yere dağılmış enkazları görebiliyordu, binalar ve evler harabeye dönmüştü, zemin tamamen yanmıştı, basit bir Ateş Topu'ndan ziyade, sanki burada bir bomba patlamış gibi görünüyordu. Astaria önündeki manzaraya baktı ve yutkundu. Aklına gelen ilk soru şuydu "Eğer bana nişan alınmış olsaydı, hayatta kalabilir miydim?" Ancak, kısa süre sonra cevabını aldı. Kesinlikle hayır... O patlama çok korkunçtu. Astaria, en güçlü hamlesiyle böyle bir şey yapabileceğinden şüphe duyuyordu. Aslında, kılıç aurası kullanırsa daha da ölümcül bir şey ortaya çıkarabilirdi, ancak sonucun bu kadar ölümcül olup olmayacağı konusunda şüpheleri vardı. "Nux... o neydi?" Amaya sordu. "Bir büyü." Nux cevapladı. "Büyü nedir?" Ember sordu. Nux Ember'e döndü ve yüzünde küçük bir gülümseme belirdi. Artık her şeyi anlamıştı. "Amaya hepimizin yanlış yaptığımızı söylediğini hatırlıyor musun? Mana'yı ve Mana Kültivasyonunu yanlış kullandığımızı? Vücut Kültivasyonunu basitçe kopyalamaya çalıştığımızı, bunun doğru olmadığını? O haklıydı. Mana'yı saldırılarımızı güçlendirmek için kullanmak, Mana Kültivatörleri olarak savaşmanın yolu değildi, bu kötü bir taklitti. İşte bu, doğru yol. Büyüler." "Mana Yetiştiricileri olarak savaşmanın doğru yolu..." Amaya yüksek sesle konuştu. Yüzünde ifadesiz bir bakış vardı, kimse ne düşündüğünü anlayamıyordu. Sadece elindeki kitaba bakıyordu. "O zaman hayatımız boyunca öğrendiğimiz tüm kılıç becerileri... işe yaramaz mı?" Aniden Ember sordu. Sözleri de mantıklıydı. Nux'un kullandığı 'Büyü' absürt derecede güçlüydü. Ve görünüşe göre, bu sadece temel bir büyüden ibaretti... Ember de bunun farkındaydı, bu büyüler kullanabilen bir rakiple savaşmak düpedüz intihar olurdu... Yaklaşma şansı bile olmayacak ve bir saniye içinde havaya uçurulacaktı. Böylesine korkunç bir şeye karşı kılıç becerilerini kullanmasının imkanı yoktu. "Bu saçmalık. Kılıçlar mutlak güçtür." Ancak Astaria buna inanmıyordu. "Tek yapman gereken rakibinin büyülerini kesmek, o zaman çaresiz kalır." "Hayır, sana tüm kalbimle güveniyorum, ama bunu öğrenene kadar içim rahat etmeyecek. Ayrıca, sırf yeterince esnek değilsin diye güçlü olma fırsatından gerçekten vaz mı geçiyorsun? "Peki bunu tam olarak nasıl 'kesmeyi' planlıyorsun?" Ember karşılık verdi. "Sadece kesip geç." Astaria cevapladı. Nasıl yapacağını kendisi bile tam olarak bilmiyordu, ancak hayatı boyunca çalıştığı kılıç becerilerinin artık işe yaramayacağına inanmayı reddediyordu. "Tamam, kılıç becerilerinin iyi olduğunu biliyorum, ama Astaria, yine de en az bir savunma büyüsü öğrenmeni istiyorum." Nux konuştu. Astaria kaşlarını çattı, ancak o bir şey söylemeden Nux devam etti "Hayır, sana tüm kalbimle güveniyorum, ama sen öğrenene kadar içim rahat etmeyecek. Ayrıca, yeterince esnek olmadığın ve yeni şeyler öğrenmek istemediğin için gerçekten güçlü olma fırsatından vazgeçiyor musun?" Nux yüzünde bir gülümsemeyle sordu. Astaria gözlerini kısarak baktı. Sonra ellerini uzattı. Nux'un gülümsemesi genişledi, sonra aniden elinde kahverengi bir kitap belirdi ve onu Astaria'ya uzattı. Astaria kitabı okumaya başladı ve tıpkı daha önce olduğu gibi, Amaya da içeriği kopyalamaya başladı. [8 Yıldızlı Büyü: Toprak Duvarı] [Açıklama: Büyücülerin önünde bir Toprak Duvar oluşturur, genellikle savunma amaçlı kullanılır. [Maliyet: Sistem Puanı] Nux bu Büyülere daha fazla Sistem Puanı mı harcıyordu? Tabii ki harcıyordu! Bunu yapmak zorundaydı! Bu büyüler, şu anda onlar için tamamen farklı bir dünya açıyordu. Tabii ki,