Bölüm 528 : Düşük Seviyeli Ölümsüzler

Farklı ırklardan insanlarla dolu küçük bir barda. İnsanlar içki içip sohbet ediyorlardı. Bardaklarını alkolle doldururken kahkahaları tüm bara yankılanıyordu. Pub'ın ahşap kapısı aniden açıldı ve vücutlarını kaplayan siyah cüppeler giymiş beş kişi pub'ın içine doğru adım attı. Onlar, Earthen Core City'den bu küçük kırsal köye seyahat eden Souta, Amanda, Yenxa, Eztein ve Gragas'tı. Bu köyün adı Gans'tı ve nüfusu sadece üç bin kişiydi. On milyonlarca insanın yaşadığı Earthen Core gibi büyük bir şehre kıyasla, bu küçük köy hiçbir şeydi. Pub'ın içindeki insanlar Souta'nın grubunu izlerken sessizleşti. Bir süre sonra, bu grubu görmezden gelmeye karar vererek önceki işlerine geri döndüler. Bu küçük köyden geçmekte olan gezginler olmalıydılar. Souta bu köyde çok uzun süre kalmak istemiyordu. Burada sadece bir gece kalacak ve yarın bu köyden ayrılacaklardı. Bu alt dünyayla hiçbir ilgisi yoktu. Zincir görev, bu gezegendeki diğer işlerden daha öncelikliydi. Ayrıca, bundan sonra Imperium'a seyahatine devam etmek için bir planı vardı. Ayrılışını geciktirirse ne kadar süreceği belli olmazdı. Birlik Barışı ve Yüksek Dünya Konseyi. Eilish'in tepkisinden, ikisinin gerçekten bağlantılı olduğu sonucuna vardı. Kafasını salladı ve hala üçüncü evrim aşamasında bir canavar olduğunu düşünerek bu tür şeyleri düşünmenin anlamsız olduğunu düşündü. Beş tanrının kontrol ettiği bir organizasyon onun seviyesinin çok ötesindeydi. Grup boş masanın etrafına oturdu. Kapüşonlarını çektiler ve birkaç içki sipariş ettiler. "Oh, ayrıldığımızdan beri alkol içmedim. Umarım buradaki alkol beni tatmin eder." Gragas gülerek dedi. "O kadar da kötü değil," dedi Souta, etrafı gözlemlerken. "Bu köy biraz garip," dedi Amanda alçak sesle. "Sen de fark ettin." Eztein Amanda'ya baktı. "Köyü çevreleyen negatif enerji çok yüksek. Bunun ölümsüzlerle bir ilgisi olduğunu söylemeliyim." "Bunu kafana takma. Hedefimiz Cadı Klanı'nın ana bölgesi." Souta ikisine alçak sesle söyledi. Eztein sadece omuzlarını silkti. Sadece meraklıydı ve bir tür ölümsüzün işine karışmak gibi bir planı yoktu. Amanda da bu köyü umursamıyordu. Eztein gibi o da sadece meraktan ilgileniyordu. Bu köy gözlerinin önünde yanıp kül olsa bile umursamazdı. Ne de olsa, daha önce hayallerinin peşinde insanları yakıp kurban etmişti. "Ölümsüzler mi?" Souta, negatif enerjinin bu köyden gelmediğini hissederek içinden böyle düşündü. Aksine, enerjinin kaynağı köyün yüz metre kuzeyindeki ormandı. "Ölümsüzler yavaşça köylülerin yaşam gücünü alıyor. Köylülerin güç seviyesi göz önüne alındığında, kimse bunu fark etmemişti." Saya ona açıkladı. Ölümsüzlerden bahsedince, Souta Imperium'da kendini bulduğu ilk yeri, Ölümsüzler Sığınağı'nı hatırladı. Orada sadece düşük seviyeli zindanları temizlemişti. Orta ve yüksek seviyeli zindanlar hala el değmemişti. Orayı temizlerse, muazzam hazineler elde edecekti. Ayrıca, bunları temizlemek ona beceri puanları ve ücretsiz özellik puanları kazandıracaktı. Imperium'a döndükten sonra zamanı olursa orayı bir kez daha ziyaret edecekti. Sığınakta evrensel hazineyi bulmuş olsa da, hala bazı karanlık dereceli hazineler vardı. Ne tür hazineler olduğunu unutmuştu ama yararlı olacağı kesin ve onun için önemli olan da buydu. Grup, bardan ayrılmadan önce bir saat boyunca sohbet edip içki içti. Yarın sabah ayrılacakları için doğrudan hanın dinlenmeye gittiler. Tek yaptıkları antrenman olduğu için Souta onlara biraz rahatlamalarını izin verdi. Zaten zorlu bir görevden sonra her zaman genelevde kutlama yaptığı için onlara bir zararı olmazdı. Ertesi gün, Souta'nın grubu gün doğmadan Gans adlı köyden ayrıldı. Doğruca kuzeydeki ormana doğru yürüdüler. Bu ormanı geçmeleri gerekiyordu, sonra dağ zirvelerini göreceklerdi. O dağ zirvelerinin arkasında Cadı Klanı'nın yaşadığı Sis Nehri vardı. "Negatif mana rahatsız edici..." Gragas yürürken dedi. "Miktarı fazla ama yoğunluğu düşük, yani Felaket Alemi'nden düşük seviyeli ölümsüzler olmalı," dedi Eztein. S-sınıfında olduğu için B-sınıfını veya Felaket Alemi'ni düşük seviye olarak nitelendirme hakkına sahipti. Souta, düşük seviyeli ölümsüzleri umursamıyordu. Aklındaki tek şey Cadı Klanı'na hazırlık yapmaktı. Hazırlıklara başlamak için Alice'i ve Astley Gezegeni'nde bulunan Jamine'i çoktan aramıştı. Jamine'i aradığında onu rahatsız eden bir şey vardı. Jamine, Eidin alt dünyasının ve onu çevreleyen galaksilerle birlikte yok olduğunu söyledi. Tüm uzay ıssız bir alana dönüşmüştü. Hiçbir yıldız, gezegen, asteroit veya güneş bulamıyorlardı. Her yer boştu. Bundan hiç şüphe yoktu. Bunun sebebi bir tanrı olmalıydı. Hiçbir ölümlü, birkaç galaksiyi bu kadar kolay yok edemezdi. Bir tanrı. Grup, otuz dakika boyunca yürümeye devam ettiğinde negatif enerji dalgalanması hissetti. "Hey! O ölümsüz bizi yok etmemizi mi istiyor?! O ölümsüz, hiçbir canavarın bize saldırmaya cesaret edememesinin nedeninin enerji seviyemizi gizlemeye zahmet etmememiz olduğunu fark etmedi mi?!" Gragas sinirli bir sesle dedi. "Düşük seviyeli bir ölümsüzle ne yapabilirsin ki? Onun tehlike algısı o canavarlardan farklı." Eztein, Gragas'a dedi. "Işık özelliğim hala yetersiz, bu yüzden manamla birleştiremedim," dedi Amanda. Ölümsüzler ışık özelliğine karşı zayıftı, ama Amanda'nınki hiçbir şeydi. Saya'nın iç bilincinde, sadece karanlık özelliğini ve orijinal özelliği olan yıldırım özelliğini geliştirmişti. "Bu ormanı geçtikten sonra enerjimizi gizlemeliyiz. Cadı Klanı'na yaklaşıyoruz, bizi erken keşfetmelerini istemiyorum." Souta, Eztein, Amanda ve Gragas'a bakarak söyledi. "Biliyorum, biliyorum, bırak bu zayıf ölümsüzle ben ilgilenim. Bu ölümsüz beni delirtiyor." Gragas sırtındaki çekici alırken dedi. "Tamam, çabuk ol. Ayrıca, büyük bir gürültü çıkarma. Senin gücünün birazı onu halletmek için yeterli olacaktır." Souta iç çekerek dedi. "Ehehe, biliyorum," dedi Gragas gülerek. Manası, örtülü vücudunu yavaşça kapladıktan sonra doğuya doğru koştu. Negatif enerjinin geldiği yön orasıydı. Swoosh! Sadece bir saniye içinde birkaç yüz metre yol kat etti. Tam hızını bile kullanmamıştı ama enerjisinin yarattığı rüzgâr, yolundaki bazı ağaçları yıkmaya yetti. "Sinir bozucu ölümsüzler, sizi buldum! Toprak altında saklanmayı bırakın!" Gragas, kalın sakalı rüzgarda dalgalanırken gülümsedi. Sonra çekici başının üzerine kaldırdı ve aşağıya doğru savurdu. Yer şiddetle sallandı ve örümcek ağı gibi çatlaklar oluşarak çöktü ve yüzeyin altında devasa bir boşluk ortaya çıktı. "Neden bilmiyorum ama sanki ölümsüzlerin enerjisinden sadece ben etkilenmişim gibi hissediyorum. Diğerleri sanki hiçbir şey olmamış gibi davranıyorlar." Gragas aşağı atladı ve zarif kırmızı bir cüppe giymiş bir iskelet gördü. Sol elinde bir asa, sağ elinde bir kitap tutuyordu. İskelet, B sınıfı uzmanların zirvesine rakip olabilecek bir mana yayıyordu. "Biraz zaman verirsem Yok Etme Diyarına girebilirsin. Ne yazık ki beni rahatsız etmeye cüret ettin, bu yüzden seni ve kölelerini yok edeceğim." Ölümsüzlere bakarak böyle dedi. Buranın bir zindan olduğunu ve düşük seviyeli ölümsüzlerle dolu olduğunu hissedebiliyordu, ama karşısındaki en güçlüsü olduğu için endişelenmiyordu. Burası sadece düşük seviyeli bir zindandı. Tek bir vuruş burayı yerle bir etmeye yeterdi. Gragas, çekicin sapını sıkıca kavrayarak sırıttı. Manası çekicin etrafında toplandı ve alevler silahını sararak yükseldi. [Alevli Vuruş]! BOOOOM!!!! Souta, Amanda, Eztein ve Yenxa, Gragas'ın enerjisinin yükseldiğini hissederek başlarını doğuya çevirdiler. Şok dalgasını hissedebiliyorlardı ve etraflarındaki ağaçlar rüzgârın şiddetiyle titriyordu. Swoosh! "Onun gücünü kullanmasına gerek olmadığını söylemiştim," diye mırıldandı Souta ve yürümeye devam etti. Amanda ve Eztein, Gragas'ın yönüne bir kez daha baktıktan sonra onu takip etti. Birkaç dakika sonra Gragas onlara yetişti. "Nasıl?" diye sordu Eztein. "Hiçbir şey. O ölümsüzler can sıkıcı ama çok zayıflar," diye cevapladı Gragas. "Ne yapabilirsin ki, biz canlı varlıklarız. Onları sadece nekromantlar kontrol edebilir. Ayrıca, düşük seviyeli ölümsüzlerin zekası da yüksek değildir." Eztein omuz silkti.