Bölüm 64 : Ölümsüz Tek Gözlü Dev

Souta çömeldi ve sandığı açmadan önce ellerini sandığın yanlarına koydu. Sandığın içinde kalın siyah bir kitap gördü. Kitap sıradan görünüyordu ve içinde ne yazdığını gösteren herhangi bir başlık yoktu. [Ölümsüz Işık] büyüsü. Karanlık bir ışık fırlatabileceği bir büyü. Hedef ölümsüzse, sadece enerjisini kaybeder. Ama ölümsüz değilse, hedef yaşam gücünü kaybeder ve yaşam gücü kullanıcısına geçer. Ve hedef bu yetenek kullanılarak öldürüldüğünde, hedef ölümsüz hale gelir. Kullanıcı, topladığı yaşam gücünü saldırı ve savunma gücünü artırmak için kullanabilir. Büyü aynı anda sadece bir kişiyi hedef alabilir. Beceri seviyesi yükseldikçe etkisi artar. Başka bir büyü kullanılırken kullanılamaz. Souta elindeki büyü kitabına bakarak gülümsedi. Bu büyü 2. seviye bir büyüydü. Bu, düşük seviyeli bir sınıfa sahip olduğu için bu beceriyi öğrenmek için beceri puanlarını kullanamayacağı anlamına geliyordu. 2. seviye büyü orta seviyeli sınıflara, 3. seviye büyü ise yüksek seviyeli sınıflara aitti. Ancak Souta, bu beceriyi öğrenmek için beceri puanlarını kullanmayı planlamıyordu. Elle öğrenmeye çalışacaktı. Büyüyü öğrendikten sonra, diğer büyüler gibi iç bilincine kazıyarak içsel bir büyü haline getirmeyi de deneyecekti. "Souta, o ne?" Lumilia arkadan sordu. Souta ona bir göz attı ve "Bu bir büyü kitabı." dedi. "Hmm... Buraya bu yüzden mi geldin?" Lumilia başını salladı ve sordu. "Hayır, bu büyünün burada olduğunu bile bilmiyordum," diye cevapladı Souta. Bunu, bu odanın içinde ne olduğunu hiç bilmediğini bilmesini istediği için söyledi. Kilitli kapının içinde ne olduğunu bilirse şüphe çekecekti. "Anlıyorum... Peki neden buradasın?" Lumilia başını salladı ve buraya gelme amacını sordu. "Çürümüş Zehirli Yeşil Elma," diye cevapladı Souta. Zaten buradaydılar ve patronun odasına vardıklarında amacını öğreneceklerdi, bu yüzden Souta ona söylemeye karar verdi. "Gerçek Zehirli Yeşil Elma burada mı yetişti?" Lumilia gözlerini kocaman açarak sordu. Zehirli Yeşil Elma'yı duymuştu, bu yüzden hakkında bir fikri vardı. Sonra aklına bir şey geldi. "Çürümüş mü?" "Evet, Zehirli Yeşil Elma'yı koruyan ölümsüzlerin negatif enerjisi yüzünden çürüdü. Bu yüzden Çürümüş Zehirli Yeşil Elma oldu." Souta ona açıkladı. "Ne yazık..." Lumilia başını eğerek dedi. Zehirli Yeşil Elma'nın Mistik Işık Kirazı'ndan daha değerli olduğunu biliyordu, ama çürümüş olduğu için değeri kirazın değerinden daha az olmuştu. "Müşteri hala istiyor, ne yapabilirim ki?" Souta omuzlarını silkti. "Anlıyorum..." Lumilia, Bryan'ın buraya görev için geldiklerini söylediğini hatırladı. Souta, herkesin dikkatini çekmek için elini çırptı ve "Buradan istediğiniz her şeyi alabilirsiniz. Bütün bu ekipmanları götürebiliriz, o yüzden sadece istediğiniz şeyi seçin" dedi. Lumilia, Fred ve Jusmin yerlerinden kıpırdamadılar. Mavi sınıf ekipmanlarla ilgilenmiyorlardı. Ama Bryan farklıydı, o bir asilzade değildi ve kendi ekipman setini alacak parası yoktu. Kazandığı tüm para enstitüye ödemek içindi. Bryan, yerde bir sürü ekipman görünce heyecanlandı. Heyecanlı bir ifadeyle etrafta dolaşarak ekipmanları inceledi. "İstediğini seçebilirsin Bryan. Satmak da istersen satabilirsin." Souta, Bryan'a tavsiyede bulundu. "Tamam." Bryan başını sallayarak yere serilmiş tüm ekipmanları incelemeye devam etti. Souta etrafına bakındı ve birkaç mavi dereceli ekipman aldı. Sonra Yuko'yu çağırdı ve ekipmanları onun sırtına astı. "Güzel! Bu ekipmanlarla birkaç yüz altın kazanacağız." Souta memnun bir ifadeyle başını salladı. Souta istatistiklerine baktı ve [Ruh Hasatçısı]'nın etkisini tekrar kullanabilmesi için sadece birkaç ruh daha gerektiğini gördü. Daha önce öldürdüğü canavarların, haydutların ve ölümsüzlerin ruhları çubuğu neredeyse doldurmuştu. Biraz daha azalırsa istatistikleri tekrar artacaktı. Şu anda temel istatistikleri çoğunlukla dengedeydi. Güç özelliği, High End Goblin'e evrimleştiğinde seçtiği için diğer özelliklerinden daha hızlı artıyordu. Çeviklik ve el becerisi özellikleri, [Ruh Hasatçısı] sayesinde diğerlerine yetişiyordu. Zeka özelliği de sınıfı sayesinde artıyordu. Tek eksiği, canlılık özelliğini artıracak bir beceriydi. Grup, Cl.u.s.ter'ın bilincini geri kazanmasını bekledi. Kapıyı açtıktan otuz dakika sonra uyandı. Souta, Cl.u.s.ter'ın bununla ilgili hiçbir fikri olmadığını düşündüğü için ona kapıyı nasıl açabildiğini sormadı. O tarafını bilse bile, daha önce o insanların neden peşinde olduğunu sakladığı için bu konuda sessiz kalacaktı. Doğal olarak, bu konu hakkında konuşmak istemiyordu. Lumilia da bu konuyu açmadı. O açmadığı için, Fred ve Jusmin de açmadılar. Bryan farklıydı. O, Cl.u.s.ter'ın kendisinin açamadığı kapıyı açabildiği için hayran kalmış ve onu övmüştü. "Tamam, biz gidiyoruz," dedi Souta, Cl.u.s.ter'a bakarak. Cl.u.s.ter, hala güçsüz bir halde Jusmin'in yanındaydı. Kapıyı açarken tüm gücünü tüketmiş gibi görünüyordu. Souta sonra Jusmin'e baktı. "Sen Cl.u.s.ter'ın yanında kal." Bu grupla birlikte patronu, Undead Cyclops'u hızlıca öldürmeyi planlıyordu. O, Bryan, Yuko, Lumilia ve Fred patrona saldıracaktı. Patronun ne kadar güçlü olduğunu biliyordu, bu grupla bile biraz zaman alacaktı. "Tamam. Onu koruyacağım." Jusmin başını salladı ve Cl.u.s.ter'ın kafasını okşadı. "İyi." Souta başını salladı. Souta onları patronun odasına götürdü. Patronun odasına giderken yolunda bazı undead'lerle karşılaştıkları için yolculukları sorunsuz geçmedi. Cl.u.s.ter ve Jusmin hariç hepsi savaştığı için undead'leri kolayca yok ettiler. Yarım saat sonra geniş bir alana vardılar. Patron odasının alanı, buradaki zindanın diğer bölümlerinden daha genişti. Tavan ile zemin arasındaki mesafe yirmi beş metre idi. Souta ve diğerleri içeri baktılar ve odanın ortasında beş metre boyunda bir undead gördüler. Bu, bu zindanın patronu, Undead Cyclops'tu. Undead Cyclops'un yanında uzun bir kaya vardı ve üzerinde yaprağı olmayan küçük bir ağaç vardı. Dallardan birinde asılı duran tek bir meyve gördüler. "Demek zehirli yeşil elma bu..." Jusmin yeşil elmaya bakarak hayretle dedi. "Evet, o benim hedefim." Souta başını salladı ve dikkatini Yuko'ya çevirdi. Ona yaklaşıp sırtında asılı olan ekipmanları aldı. Sonra onları yere koydu. Bunu, Yuko'nun kısıtlanmadan savaşabilmesi için yaptı. "Jusmin, kavgaya karışma," dedi Lumilia, Jusmin'e. "Peki, genç hanım." Jusmin ona başını salladı. "Artık gidebilirsin," dedi Souta, Yuko'nun sırtını okşayarak. Yuko kükredi ve Undead Cyclops'a doğru hücum etti. Ölümsüz Cyclops onu fark etti ve vücudunu çevirerek Yuko'ya döndü. İkisi çarpıştığında, tüm odada yankılanan yüksek bir ses çıktı. "Geliyorum!" Bryan yumruğunu sıkıp dizlerini bükerek Undead Cyclops'a doğru hücum etti. Lumilia gözlerini kapattı ve avucunda manasını topladı. Sonra Undead Cyclops'a doğru bir büyü yaptı. [Su Kılıcı]!! Su yapımı bir kılıç Undead Cyclops'un sırtına doğru fırladı. Bang! Bang! Bang! [Gölge Bağlama]!! Souta da büyüsünü kullanarak Undead Cyclops'un hareketlerini kısıtladı. Bang! Bang! Bang! Fred de Bryan ve Yuko'ya katılarak Undead Cyclops ile savaşmaya başladı. Lumilia ve Souta ise büyüleriyle onlara destek sağladı. [Çeviklik Artışı]!! [Güç Artışı]!! Souta, Bryan, Fred ve Yuko'ya destek büyüsü yaptı. Onlara baktıktan sonra belindeki [Vajra Kılıç Saya]'yı çekti. Lumilia'ya bakarak, "Ben de onlara katılacağım, sen büyülerinle bize destek olmaya devam et" dedi. Lumilia başını salladı ve [Su Bombası] büyüsünü yaptı. Bryan, Fred ve Yuko, Undead Cyclops'tan uzaklaştılar ve Lumilia'nın büyüsü patladı. Boom!! "Devam edin!" diye bağırdı Souta. Undead Cyclops'un o kadar kolay ölmeyeceğini biliyordu. Boss, güçlü bir undead'di. Bu zindanın seviyesini düşük seviyeli zindanlardan daha yükseğe taşıyacak güce sahipti, bu yüzden kolay kolay ölmezdi. Onlar da ona başlarını salladıktan sonra bu zindanın patronuna saldırdılar.