Bölüm 670 : Yeraltı Dünyasında Savaş: Souta ve Darwin vs Dromas I

Souta, etrafındaki ruhları toplarken derin bir nefes aldı. Yalnız olsaydı Dromas ile savaşmazdı ama Grain Lideri Darwin onunla birlikte olduğu için kazanma şansı artmıştı. Her şeyi ayarlamanın yanı sıra, yapabileceği tek şey buydu. Kırmızı Madde Derneği'nin yöneticileri onun liginin çok dışındaydı, kurucusu ise daha da ötesindeydi. Dromas dumanın içinden çıktı. İkisine yoğun bir öldürme niyetiyle baktı. "Hey, siz ikiniz! Bu sizi ilgilendirmez! Çekilin yolumdan! Finn'i öldürmeme izin verin!" diye boğuk bir sesle bağırdı. Vücudunun etrafındaki enerji giderek artıyordu. Etrafındaki baskı, yeri titretmeye başlamıştı. "Korkarım bunu yapamayız," dedi Darwin, belindeki kılıcı yavaşça sallayarak. "ÖL!!!" Dromas bağırarak ileri atıldı. Göz açıp kapayıncaya kadar birkaç yüz metre mesafeyi anında kat etti. Darwin yana adım attı ve Dromas'ın karnına diz attı. Sonra kılıcını savurdu ama rakibi eliyle yakaladı. [Yeryüzünü Sarsan Darbe]! Dromas, Darwin'in göğsüne güçlü bir yumruk attı. Çarpmanın etkisiyle halka şeklinde bir şok dalgası patladı. Bir sonraki anda, Darwin'in vücudu yüksek hızla uçtu ve yere çakıldı. "Çok hızlı!" Souta içinden haykırdı. Rakibinin güçlü olduğunu biliyordu ama bu, beklentilerinin çok ötesindeydi. Swoosh! [Karanlık Bulut Avı] kolayca savruldu ve [Gölge Pelerini] tek bir yumrukla paramparça oldu. Souta ağzından bir yudum kan tükürdü. Rakibinin hareketlerine neredeyse hiç tepki veremedi. Çok hızlıydı ve gücü hayal gücünün ötesindeydi. Dromas, onu havaya fırlatmadan önce yüzünü yakaladı. Sonra tüm gücüyle karnına yumruk attı. Bang!! Souta'nın vücudu havaya uçarken kan her yere sıçradı. Onun silueti düzinelerce binayı delip geçtikten sonra yere çakıldı ve büyük bir patlama meydana geldi. Boom!! Dromas başını çevirip, "Bir tane gitti," dedi. Finn ve Boudo ile savaşan adamına bir göz attı. Savaşa katılmak istiyordu ama diğer savaşçıyı yenmesi gerektiğini biliyordu. "Tsk! Hedefimi tamamladıktan sonra hepsini öldüreceğim!" diye mırıldandı. Yanına baktığında Darwin'in kendisine baktığını gördü. Bu adamı öldürmek biraz zaman alacaktı. "Acıyor... Bu yerde bir barbarla dövüştüğüme inanamıyorum." Darwin yüzünde bir gülümsemeyle söyledi. Bunu hiç beklemiyordu. Üstelik bu adam, soyuyla ilgili çeşitli dövüş sanatları öğrenmiş gibi görünüyordu. Bu, onun için büyük bir meydan okuma olacaktı. "Sırf yüzeyden geldin diye kendini beğenmişsin," dedi Dromas alçak bir sesle. Enerjisi bir kez daha dalgalandı. Birkaç dövüş sanatı tek tek devreye girdi. "Soyun tek başına seni burada daha güçlü bir savaşçı yapmaz! Ben daha önce barbarlarla savaştım!" dedi Darwin, enerjisi de alevlenmeden önce. Savaş sanatlarını etkinleştirerek genel istatistiklerini büyük ölçüde artırdı. İkisi aniden yerlerinden kayboldu. Bir sonraki anda, sarayın ortasında yüzlerce darbe alışverişinde bulunuyorlardı. Boom!! Boom!! "Ugh!!" Souta gözlerini açtı. Dromas'ın yumruğu tüm savunmasını delip geçti ve giydiği ekipmanı bile parçaladı. [Alev Birliği Cüppesi]'nin hala Airi'de olduğunu unutmuştu. Böylece kırmızı sınıf ekipmanların sağladığı savunması ortadan kalktı. Karnındaki kocaman deliğe baktı ve içini çekti. Eti hareket ediyordu ve birkaç saniye sonra karnındaki delik kayboldu. "Lanet olsun, çok acıyor!" Souta ayağa kalkarken şikayet etti. O saldırıda düzinelerce kemiği kırılmıştı ve hiçbir şey yapamıyordu. Vücudunu germeden önce yerdeki vajra kılıcını aldı. Tüm yaraları bir anda tamamen iyileşti. Parazit gerçekten çok işe yarıyordu, yoksa o tür bir yaradan ölmüş olacaktı. "En azından bu saldırıdan, rakibimin gücünün boyutunu anladım. Enerji rezervi Grain Lideri Darwin'inkine eşit ama inanılmaz bir fiziksel güce sahip. Fiziksel gücünü sınırlarına kadar artıran çeşitli dövüş sanatlarına sahip bir barbar." Çenesini ovuşturarak mırıldandı. Gözleri rakibinin enerji kapasitesini ve güç seviyesini görebiliyordu ama öğrendikleri dövüş sanatlarını göremiyordu. Rakibi bunları kullanmadıkça bilemezdi. Yine de o anda, çeşitli becerilerin birer birer kullanıldığını gördü. Bu saldırı onu neredeyse öldürüyordu, bu yüzden onu derinden sarsmıştı. "Tamam, yenilenmiş gibi hissediyorum... Geri dönme zamanı." Souta, vajra kılıcını omzuna dayayarak sırıttı. Yürürken, vücudunu yavaşça et parçaları kapladı. "Üstümde biriyle dövüşmeyeli uzun zaman oldu. Tüylerim diken diken oldu." İkinci Modu, Dromas'a yetişmek için yeterli değildi. Tek bir vuruş onu ağır şekilde yaralamıştı, bu yüzden bir sonraki seviyeye geçecekti. Uzun zaman olmuştu. Athena onu Olimpos'ta eğitmeseydi, bu hissi yaşayamazdı. Boom!! Boom!! Darwin kılıcını savurdu ve kılıçtan bir enerji bıçağı fırladı. Dromas sadece yumruğunu savurdu ve enerji bıçağı ikiye bölündü. Enerji parçaları arkasına uçtu ve yıkıma neden oldu. "Yapamazsın! Benden daha güçlü birçok kişi var!" Darwin kılıcını bir kez daha savururken bağırdı. Dromas, kılıcın kesmesinden zar zor kaçarak yana adım attı ve ardından sağ ayağını yere sertçe vurdu. [Yeryüzünü Sarsan Dalga]! Yüzeyde çatlaklar oluşurken, yerden kaya parçaları fırladı. "Ne olursa olsun amacımı gerçekleştireceğim! Beni hiçbir şey durduramaz!" Darwin kayaları parçalarken, o da vücudunu yana doğru hareket ettirdi. Sonra yumruğunu sıktı ve yumruğundan ışık sızmaya başladı. Bir sonraki an, yumruğunu öne doğru fırlattı ve ardından devasa bir enerji ışını geldi. [Barbar Yıkım Yumruğu]!! Darwin gözlerini kısarak bu saldırıyı engelleyemeyeceğini anladı ve tek yapabileceği onu bloklamak ya da kendi saldırısıyla dengelemekti. Kılıcını saldırıya doğrultarak uzaklara atladı. Kılıcı parlak beyaz bir ışık yaydı. Sadece bu da değil, kılıcını savururken vücudundan da bir ışık patlaması çıktı. [Yok Edici Kutsal Yargı]!! "Ne?!" Dromas, beyaz ışığın saldırısını yuttuğunu görünce şok oldu. Geri çekilmek üzereyken ayakları yere battı. Hayır, sert zemin çamura dönüştü. Enerjisiyle onu kolayca kaldırdı ama birkaç siyah tentakel ortaya çıkarak vücudunu boğmaya başladı. Bir saniye bile geçmemişti ama beyaz ışık çoktan onun önünde belirmişti. Dişlerini sıktı ve yaklaşan saldırıya karşı koydu. Güm!! Beyaz ışık, yoluna çıkan her şeyi yok ederek ilerlemeye devam etti. Yıkıcı değildi ama sahip olduğu güç yoğunlaşmıştı. İnsanlar yanında olsaydı, onlara zarar vermezdi ama beyaz ışığa dokundukları anda sonları gelirdi. Souta, beyaz ışığın her şeyi yok etmesini izlerken yere indi. Beyaz ışık, birkaç kilometre ilerleyene kadar ilerlemeye devam etti ve sonunda durdu. "Yüksek seviyeli ışık atributlu dövüş sanatı..." Dördüncü Bilge'nin Tahıl Lideri'nden beklendiği gibi. O anda Darwin, saldırısının gücünü artırmak için [Elemental Drive]'ı kullandı ve ardından tekrar kapattı. Hızlıydı ama gücünü ne kadar iyi kontrol ettiğini gösteriyordu. "Hâlâ onun varlığını hissedebiliyorum. O adam hâlâ hayatta. Dikkatli ol. O kritik anda dikkatini dağıttın, bu sefer seni hedef alacaktır." Saya onu uyardı. "Biliyorum..." Souta ona cevap verdi. O saldırı diğer taraftaki savaşa ulaştı ve orada bazı insanları öldürdüğünü hissedebiliyordu. "Hala hayattasın, bu harika," dedi Darwin onu görünce. "Senin dikkatini dağıtman sayesinde benim saldırım ona isabet etti. Ne kadar güçlü olursa olsun, hasar almadan kaçamaz." "Evet, öyle..." Souta başını salladı. Bum! Diğer tarafta bir patlama meydana geldi ve yer şiddetli bir şekilde sallanmaya başladı. Dromas'ın inanılmaz bir hızla üzerlerine saldırdığını gördüler. "Onu ben hallederim..." Darwin öne adım atmadan önce dedi. Swoosh! Vücudu Dormas'la çarpıştı. Bir saniye içinde binlerce darbe alışverişinde bulundular, ta ki Dormas aniden [Elemental Drive]'ını kullanana kadar. [Çift Elemental Sürüş: Ateş ve Toprak Gücü]!! O kadar güçlüydü ki Darwin birkaç yüz metre uzağa fırladı. Sonra, Dormas'ın ayakları yere değdiğinde hızla magmaya dönüştü. "Kahretsin!!" Souta havada uçmaya çalıştı ama rakibi onu ayaklarından yakaladı. Sonra onu magma denizine çarptı. Bang!! Sıradan bir magma olsaydı ona zarar vermezdi ama Dormas'ın muazzam manası vardı ve savunmasını kırıyordu. "Çekil!" Souta, kanın her yeri kapladığı sırada kükredi. Magmayı dengelemeye çalıştı ama içindeki enerji çok fazlaydı. Kontrol ettiği kanı buharlaştırıyordu. Derisi eriyor ve aynı anda yenileniyordu. Bu, şu anki durumunda katlanmak zorunda olduğu acı verici bir süreçti.