Bölüm 777 : Çoklu Elementler Alemi'nden Çıkış

"Anladığından emin misin?" diye sordu Alexander. "Süblimasyonun temellerini anladım. Geri dönmem gerektiği için şimdilik bu kadar yeter." Souta ayağa kalkıp kollarını gererek söyledi. "Yani buradan gidiyorsun, değil mi?" Alexander küçük eve doğru yürürken sordu. "Evet, üç hafta oldu. Hala halletmem gereken bazı işler var." Souta cevapladı. Burada kaldığı süre boyunca güçlenmişti, bu yüzden artık gitme zamanının geldiğini düşündü. Alexander eve girdi. Birkaç dakika sonra küçük kahverengi bir çanta ile çıktı. Çantayı Souta'nın yönüne fırlattı. "Al, bana yardım ettiğin için hediye." Souta çantayı yakaladı ve içindekileri merakla inceledi. Çantanın içindekileri görünce yüzü şokla doldu. Alexander'a dönüp "Bu çok fazla değil mi?" diye sordu. "Önemli değil. Sen hak ettin." Alexander elini salladı. Arkasını döndü ve yerdeki sihirli çemberi işaret etti. "Gitmek istersen, o büyüyü etkinleştir." "Anladım." Souta başını salladı. Alexander'ın bu kadar cömert olacağını düşünmediği için biraz heyecanlanmıştı. Elini çantanın içine soktu ve koyu renkli elma şeklinde bir meyve çıkardı. Meyve avucunun büyüklüğündeydi ve etrafında çiçek desenleri vardı. Bu, Shadow Mixing Fruit adlı efsanevi bir meyveydi. Souta için oldukça faydalıydı. Alexander, Souta'nın elemente olan yakınlığını düşünerek bu meyveyi seçmiş gibi görünüyordu. Souta gülümsedi. Tereddüt etmeden meyveyi bir saniye içinde yuttu. Kısa süre sonra, vücudunda bir güç dolaştığını hissetti. Karanlık elementi keskin bir şekilde yükseldi ve [İlahi Karanlık Dolaşımı]'nı sessizce etkinleştirirken tüm vücudunu doldurdu. Meyvenin ona verebileceği faydaların hiçbirini boşa harcamadı. Bu teknikle meyvenin etkisini en üst düzeye çıkardı. Bu, beklentilerinin ötesindeydi. [İlahi Karanlık Dolaşımı]'nın ona bu kadar yardımcı olacağını düşünmemişti. Daha önce, diğer meyveleri yediğinde, gücünün sadece yüzde altmışını elde edebiliyordu. Ama şimdi, [İlahi Karanlık Dolaşımı] ona yüzde seksenine ulaşmasına yardımcı oldu, bu da düşündüğünden daha yüksekti. Belki de Gölge Karıştırma Meyvesi'nin, tekniğiyle uyumlu karanlık bir tür olması da yardımcı olmuştu. Souta'nın karanlık elementi gittikçe güçlendi. Direnci bile daha yüksek bir seviyeye ulaşmıştı. Başka bir karanlık element kullanıcısıyla savaşsa bile, ona karşı belirli bir direnci olduğu için aynı elemente sahip diğer yaratıklarla savaşabilecekti. Sisteme baktı ve deneyim çubuğunun yüzde seksen dolu olduğunu gördü. Şu anda seviye 66'daydı ve seviye 67'ye yaklaşmıştı. Gölge Karıştırma Meyvesinin enerjisini tamamen kullanması dört saatini almıştı. Souta gözlerini açtı ve siyah bir gaz çıkardı. Gözenekleri açılmıştı ve aynı siyah gazı salıyordu. Yumruğunu sıktığında siyah gaz kayboldu. "Yine güçlendim." Gülümsedi ve çantayı bir kez daha kontrol etti. Başka bir meyve çıkardı. Bu seferki meyve sadece başparmağı büyüklüğündeydi ve saf kar beyazı renkteydi. Gerçekten... Alexander onun için tüketmesi için mükemmel meyveyi seçmişti. Diğer elementlere sahip meyveler, o elementlere sahip olmadığı için onun için temelde işe yaramazdı. Meyve, elemental gücünü katlayabilirdi ama o elementlere yakınlığı olmadığı için katlayacak ne vardı ki? Başka bir afinite kazanmasını sağlayacak meyve mi? Bu tür şeyler efsanevi sınıfta bile nadirdi. Diğer efsanevi sınıflar, diğer elementlere karşı direncini artırabilirdi. Bazıları fiziksel gücünü, hızını ve bazen enerji kapasitesini artırabilirdi. Ona garip yetenekler kazandırabilen efsanevi sınıflar bile vardı. Ama Souta, karanlık ve ışık element güçlerini artırabilen meyveyi tercih ediyordu. Souta beyaz meyveyi çantasına geri koydu. [İlahi Işık Dolaşımı]'nı kazandığında, alacağı faydaları en üst düzeye çıkarmak için onu tüketecekti. "Efsanevi dereceler çok iyi. Bu, karanlık elementimi eskisinden daha yükseğe çıkarıyor. Son yediğim, ışık elementimi Güç seviyesine çıkarmama yardımcı oldu. Yaşayan labirentten kazandığım efsanevi dereceler sayesinde uzay ve zamana karşı bile direnç kazandım." Uzay ve zaman elementleri nadir olduğu için direnci pek belli olmuyordu. Bu iki elementle hiçbir afinitesi olmamasına rağmen, elemental gücünü kullanarak şeklini değiştirerek bu ikisini de zayıf da olsa değiştirebiliyordu. Bu yüzden yeteneği olmasına rağmen, onu [Element Sürüşü] seviyesine ulaşmak için kullanamıyordu. Bunu sadece afinite sağlayabilirdi. Souta çantanın içindeki diğer eşyalara baktı. Alexander çok cömertti, çünkü içinde iki adet karanlık sınıf artefakt vardı. Bu adamla arkadaş olmak buna değerdi. Gelecekte Alexander'a yardım ederse ne tür eşyalar alacağını merak etti. Koyu renkli iki eser dışında iki kitap vardı. Biri süblimasyon, diğeri yasak büyülerle ilgiliydi. Dudaklarını istemeden kıvırmasına engel olamadı. "Saya, ne düşünüyorsun?" diye sordu. "Ne hakkında?" diye sordu Saya. "Mümkün, değil mi? Hatta denedim ve oldukça başarılı oldum." dedi Souta. "İnanamıyorum... Dikkatli ol ve sonunu düşün. Yoksa yine aynı duruma düşersin. Şimdilik bir sorun yok... Ama sen bunu yapamazsın..." Saya cümlesini bitirmedi ama Souta ne demek istediğini anladı. "Evet, o yüzden şimdilik vazgeçiyorum..." Souta onu ikna etmek için ciddi bir tonla konuştu. Yapabileceği hiçbir şey yoktu. Anladığı kadarıyla, şimdilik elde edebileceği en iyi sonuç buydu. Hala önlerinde uzun bir yol vardı. Souta başını salladı ve sihirli çemberin yönüne doğru yürüdü. Küçük eve bakarak, "Alexander! Ben gidiyorum! İstersen benimle gelebilirsin! Sana genelevden ısmarlarım! İstediğin kadar ye!" dedi. "Kapa çeneni!! Buradan git!!" Alexander'ın sesi yankılandı. Souta acı bir gülümsemeyle başını salladı. İkisi son on beş gün içinde birbirlerine yakınlaşmışlardı ve Alexander hatta onun savaş becerilerini geliştirmesine yardım etmişti. "On beş gün boyunca kadın görmeden... Of... Genelevlere gideceğim." Souta sihirli dairenin içine adım attı ve enerjisini kullanarak onu etkinleştirdi. Önce yüzünü tuttu ve görünüşünü değiştirdi. Bir ışık onu sardı ve vücudu iz bırakmadan ortadan kayboldu. Souta, Imperium ile Çoklu Elementler Alemi arasındaki tünelin girişinde yeniden ortaya çıktı. Alemin yaratıcısının uzayı katlayarak ana dünyaya bağladığı köprü. Kollarını gerdi ve esnedi. Aniden durdu ve havada cinayet dolu bakışlarla bakan neredeyse elli kişi fark etti. Souta onları görmezden gelip uzaklaştı. Ama çok uzaklaşamadan bir dizi enerji küresi önüne fırlatıldı. Yürümekten vazgeçti ve enerji küreleri önünde patlayarak birkaç küçük patlama meydana geldi. Küçük patlamalara rağmen, sahip oldukları güç çok büyüktü. Başını çevirip havadaki insanlara soğuk bir bakış attı. "Bunun anlamı ne? Sizi tanımıyorum, değil mi? Öyleyse neden beni rahatsız ediyorsunuz?" Orta yaşlı bir adam öne çıktı ve "Sen eski harabelerden geldin, değil mi? İçeride olan her şeyi anlat, yoksa..." "Yoksa ne? Beni öldürecek misiniz?" Souta, orta yaşlı adamın sözlerine güldü. Çoklu Elementler Alemi'nden çıkar çıkmaz bir palyaço ile karşılaşacağını beklemiyordu. "Dostum, şaka yapmayı kes! Benim keyfim yerindeyken git buradan! Hala genelevlere gitmem lazım!" Souta elini sallayarak onları uzaklaştırdı. Sonra yürümeye devam etti. Bu insanlarla uğraşmak istemiyordu. Anlamsızdı. Ayrıca Alexander ona kullanabileceği birçok şey verdiği için keyfi yerindeydi. "Git." Orta yaşlı adam soğuk bir tonla söyledi. Bir sonraki anda, element saldırıları da dahil olmak üzere düzinelerce enerji ışını Souta'ya fırlatıldı. Işınlar patladıkça enerji dalgalanmaları yükseldi ve sanki güçlü bir deprem bölgede meydana gelmiş gibi yer şiddetle sallandı. "Onu yakalayın ve iyileştirin. Onu sonra sorguya çekeriz." Orta yaşlı adam dedi. Dumanlara bir göz attı ve arkasını döndü. Duman yavaşça dağıldı ve herkes Souta'nın vücudunda tek bir çizik bile olmadan ayakta durduğunu gördü. "Hey, ben hala nazik davranırken bu saçmalığı keser misiniz?" Souta düz bir ses tonuyla dedi. Orta yaşlı adam şok oldu. Bu adamın o saldırı yağmurundan zarar görmeden kaçabileceğini düşünmemişti. "Görünüşe göre bunu kendim yapmam gerekecek." Mana'sı parlayarak kendi kendine söyledi. Souta ile arasındaki mesafeyi hızla kapatarak ileriye doğru koştu.