Bölüm 1034 : Olaylı bir gün

Lex, yetiştirmeye başladığından beri yemekle karmaşık bir ilişkisi vardı. İlk başta, vücudu onsuz idare etme yeteneği kazandıkça yavaş yavaş açlık hissini kaybedeceği gerçeğine son derece isteksizdi. Yemeğe olan sevgisi, onu yemekten zevk almayı kaybedebileceği gerçeğini düşündüğünde ona büyük bir acı veriyordu. Yiyecekleri sevmeyeceği anlamına gelmiyordu, ama gerçekten aç olduğunda harika yiyecekleri tatmanın verdiği o yoğun deneyimi kesinlikle kaybedecekti. Ancak ne kadar isteksiz olsa da, bu acı bir gerçekti. Zamanla, daha yoğun hale geldikçe, yemek için daha az zamanı oldu. Aslında, son zamanlarda, vücudu ona hatırlatmadığı ve başka işlerle meşgul olduğu için, yemek yemediğini fark etmeden günler geçiyordu. Vücudunun besin ihtiyacı da daha zorlu hale geldiği için bu trajedi biraz daha arttı. Yani yediği yiyeceklerden gerçekten faydalanabilmesi için, malzemelerin daha yüksek kalitede olması gerekiyordu. Bu da diğer yiyeceklerin eskisi kadar lezzetli olmadığı anlamına geliyordu. Elbette, tapınakta iyi yemek yediği bir dönem vardı, ama bu dönem sınırlıydı. Bu yüzden, bir bakıma, istese de istemese de, Lex yemek yemekten ve yemeklerin tadını çıkarmaktan uzaklaşmıştı. Bu, hiç kimsenin bahsetmediği, muhtemelen acı bir gerçek olan, kültivasyonun dezavantajlarından biriydi. Bu yüzden, o hamburgeri ilk kez tattığında, onun bu kadar şaşırtıcı ve beklenmedik derecede lezzetli olması Lex'in aklını başından aldı. Böyle hoş bir deneyime hiç hazırlıklı değildi. O anda kendini tamamen kaybetti. Plank kapıyı açıp Lex'i hayallerinden uyandırdığında, bir an için şaka yapması gerektiğini unutup gerçekten sinirlendi. Plank ile göz göze geldiğinde, vücudundan yayılan, projeksiyonunun aurası değil, Dominasyon'du. O anda, o suçluyu bırakın, bütün şehir dondu. Ama sonra, neyse ki, Lex neler olduğunu hatırladı ve aurasını geri çekti. Hala hamburgerin geri kalanını yemek vardı, Spong-e'nin Lex tatmin olana kadar daha fazla yapacağı da cabası, öfkelenmek için bir neden yoktu. Ancak sakinleşmesi için geçen o kısa süre zaten yeterliydi. Plank yüzüstü yere düştü ve bilinçsiz halde ağzından köpükler saçıyordu. Lex iç geçirdi ve ardından Plank'ı, karısını ve tüm adamlarını Torrin ailesinin malikanesine geri gönderdi. Sonunda eğlenmeye başlamışken, onlarla uğraşmak istemiyordu. Plank'ın teleport edildiğini kimse görmemişti, ama birçok kişi, korkutucu bir aura şehri sardığında Torrin ailesinin üyelerinin gözlerinin önünde kaybolduğunu görmüştü. Bazıları paniğe kapılırken, diğerleri neler olduğunu merak etmeye başladı. Söylentiler hızla yayılmaya başladı, bazıları hayaletlerden bahsederken, diğerleri kötülüğü yargılamak için göklerden inen zayıf bir insandan bahsediyordu. Ancak bir süre sonra, başka bir şey olmadığından, insanlar sakinleşmeye başladı ve panik azalmaya başladı. İşte o zaman başka bir tür söylenti yayılmaya başladı. Görünüşe göre, Simple Life binası şehirde dolaşarak yetimlere ve yoksullara değerli kaynaklar sunuyordu. Hasta olan ve tedavi için parası olmayan bazı insanlar, Simple Life personelinin ev ziyaretine uğradı ve bu personel, neredeyse tüm hastalıkları tek seferde iyileştirecek ilaçlar getirdi. Zor durumda olan birçok kişi, bu durumdan kurtulmak için ihtiyaç duydukları ilacı aldı ve zor bir durumu aşmak için biraz paraya ihtiyaç duyan diğerleri ise altın hediyeleri aldı. Ancak onlardan bir şey alan herkes, aldıkları şeyin bilinmeyen bir "Bay Lex"in hediyesi olduğu mesajını da aldı. Herkes, bu Bay Lex'in kim olduğunu merak etmeye başladı, çünkü onun birkaç saat içinde tek başına tüm av komisyonlarını tamamlayan gizemli bir kişi olduğunu öğrendiler! Bu adam kimdi? Amacı neydi? Neden herkese yardım ediyordu? Neyin peşindeydi? Bunlar herkesin aklındaki sorulardı, ancak kimse doğru bir cevap bulamıyordu. Gün son derece hareketli geçmişti ve şehir halkı bilgileri takip edemiyordu. Şehrin karanlık bir sokağında, bir başka suikastçının kanlı cesedinin başında duran Hildi, bu zor durumdan nasıl kurtulabileceğini düşünürken, Simple Life'tan bir çalışan aniden ortaya çıktı. Yerdeki cesedi görmezden gelerek, sadece Hildi'ye baktı. "Bayan Hildi, siz misiniz? Talimatlara göre, sizi burada bulmam gerekiyordu, yani siz olmalısınız. Alın, bu Bay Lex'in size küçük bir hediyesi." Hildi gardını almıştı, ama saldırıya direnmek için gerçekten çok zayıftı, bu yüzden tek yapabileceği hediyeyi kabul etmekti. Şaşırtıcı bir şekilde, hiçbir saldırı gelmedi ve adam gitti. Şaşkın bir şekilde hediyeyi açtı ve içinde şifalı ilaçlar olduğunu gördü. Bu Lex kimdi ve onun yardıma ihtiyacı olduğunu nasıl biliyordu? Şehre getirmesine yardım ettiği adamın görüntüsü aklına geldi. Ama bu düşünceyi kafasından silip attı. Bu nasıl mümkün olabilirdi? Başka bir açıklaması olmalıydı. Ancak bunu düşünmeden önce, topallayarak uzaklaşmaya başladı. Burada kalmak iyi bir fikir değildi. Bu arada Lex, bir hamburgeri daha bitiriyordu. Harikaydı ve rahatlamasına yardımcı olacak tam da ihtiyacı olan şeydi. Spong-e'nin yemek pişirme sistemi olan bir sistem kullanıcısı olup olmadığını merak etmeden edemedi. Başka nasıl bu kadar iyi yemek pişirebilirdi ki? Ama öyle olsa bile, Lex bunu araştırmaya niyetli değildi. Bunun yerine, bu küçük şehirdeki büyük finalini düşünüyordu. Bir gizemli eylemden sonra, yoluna devam etmeye ve reçineyi aramaya başlamaya hazırdı.