Bölüm 434 : Seni istiyorum

Azmond, sarı saçlı güzelliğin titrek yüzünü izledikten sonra cevap verdi: "Senden tek bir şey istiyorum. O da sensin." Sözlerinin ardından parmağını şövalye gibi görünen kadına doğru uzattı. "!?" Lemon biraz şaşırdı, ama yine de bunu bekliyordu, bu yüzden isteksizce mırıldandı, "T-Tamam, ama lütfen nazik ol." Tatlı ve çekingen sesinin ardından, yeni tanıştığı adamın önünde soyunmaya başladı. Bu adamla bu kadar çabuk yatmaya karar vermesinin nedeni basitti. Aile onur kuralları, tüm iyiliklerin tam olarak geri ödenmesini gerektiriyordu ve onun gözünde hayatı, saflığıyla eşitti. Azmond, kendisi için soyunan muhteşem kadına boş bir ifadeyle baktı. Birkaç milisaniye geçtikten sonra, "Hey, kızım. Senin vücudundan bahsetmediğimi biliyorsun, değil mi?" dedi. "!?!?" Azmond, ona farlara bakmış geyik gibi bakan şaşkın kadına bakarak kaşlarını kaldırdı. "Gerçekten mi?" diye sordu, dik göğüsleri ve açıkta duran kiraz rengi uçları ile. "Evet," diye cevapladı Azmond anında. Lemon, domateslerden daha kırmızı bir yüzle ona bakarken, yavaşça üst elbisesini giydi. Giysilerini giydikten sonra Azmond'un yönüne dönerek bağırdı: "Gördüklerini unut!" "...Az önce tanıştığın bir adam için teşhirci olmaya razı olan sendin. Gerçi şövalyeye yakışmayacak bir vücuda sahip olduğunu itiraf etmeliyim..." Azmond, yüzünde nostaljik bir ifadeyle dedi. Az önce tanık olduğu muhteşem manzarayı hatırlayarak, "Şövalye zırhıyla tüm bunlarla nasıl savaşabildiğini merak ediyorum." dedi. Yüzünde biraz merak ifadesi belirdi, sanki onun dolgun vücudu dünyadan saklanmaya çalışıyormuş gibiydi. Ve bunu çok kötü yapıyordu *Sallan Sallan* Lemon kollarını önüne koyup bağırdı: "S-Sen aptal! Aptal, yozlaşmış, sapık kurt!" Artık ne dediğini bile bilmiyordu; sadece öfkesini dışa vurması gerektiğini biliyordu! "Biliyor musun~?" Azmond onu flörtöz bir sesle kesmişti. "!!!" Lemon, kapıya doğru koşmadan önce ondan biraz uzaklaşarak kötü bir hisse kapıldı. Azmond, "Biliyorsun, eğer bu kadar bastırıyorsan, sana yardım edebilirim~" diyerek devam ederken, onun önüne geçti. Baştan çıkarıcı sözlerinin ardından, kaslı ellerini kalçalarına koydu ve onu şehvetli bir kucaklamaya çekti. Elleri mükemmel bir şekilde konumlanmıştı, vücudu göğsüne bastırılmış, başı omzuna yaslanmıştı. "!!!" Lemon kaçmak için döndüğünde çoktan onun pençesine düşmüştü, ama ne kadar mücadele etse de Azmond kıpırdamıyordu! "Neden o bastırılmış öfkeni boşaltmıyoruz~?" Kulağına fısıldadı, sıcak nefesi kulak memelerine karışıyordu. "Mhmm~!" Diye inledi, sonra elini ağzına götürdü ve incinmiş ifadesiyle Azmond'un yüzüne baktı. "Merak etme, aşırıya kaçmayacağım. Biraz rahatla ve ustanın ellerinin işini yapmasına izin ver~" Azmond'un kurnaz sözleri duyulduktan sonra, otel odası yüksek, şehvetli inlemelerle doldu, bu inlemeler Azmond'un ana bedeni ve diğer kadınlar tarafından bile duyuldu. Bu sırada, kalın duvarların diğer tarafında, Azmond'un partisindeki tüm kızlar güzel yüzlerinde yoğun bir kızarıklık vardı. Her biri, Azmond ile bir "tur" daha yapmak istediklerini hissederek, yan odadan gelen sesleri dinliyordu. "..." "..." "..." "..." Hepsi, o zevki tekrar hissetmek için susamış bakışlarını kurt maskeli adama çevirdiler. Azmond'un ana bedeni, Clover, Medusa, Ember, Clawdia, Boundless ve onu açgözlü bakışlarla izleyen diğerlerine baktı. Ve o anda, bunun yine uzun bir gece olacağını anladı. Birkaç gün geçti ve o 'uzun gece' 'birçok uzun gece'ye dönüştü. Azmond'un grubundaki kadınlar tamamen şehvetle hareket ediyor gibi görünüyordu, ama neyse ki o, onların sorunlarına "yardımcı" olmuştu! Artık Lemon da dahil olmak üzere herkes "Yüzüncü Yıl Çatışması"na katılmaya hazırdı! Son birkaç gün boyunca Azmond, Lemon'u kendi "tarafına" çekmek için gerçekten "çok" çalışmıştı. Ve sonunda birkaç tur "el seansı" ile bunu başardı. Bu küçük hedefine ulaştıktan sonra Azmond, Dük Hanesi "Hemsworth"un desteğini elde etti. Bu "destek" sayesinde, Asterion dünyası hakkında bilgisinin eksik olduğu tüm konularda bir sürü bilgi edindi. Sonuçta Margarete, Azmond'un Asterion'u hızlı ve etkili bir şekilde fethetmek istiyorsa bilmesi gereken tüm küçük detayları ona anlatmamıştı! Elbette, en güçlü yetiştiricileri öldürüp bu yolla Asterion'u fethetme seçeneği de vardı. Ancak, her şeyi bu şekilde mahvederse, nasıl mutlak sadakat ve trilyonlarca uzak deneyim puanı toplayabilirdi ki? Bu 'Boşluğu Yutan Solucanlar'ın Asterion'a ulaşmak için ışık yılları boyunca seyahat ettiklerini düşünürsek, Azmond doğal olarak bu gezegendeki yaşamın genel olarak oldukça nadir olduğunu varsaydı. Bundan emin değildi, ama bu konuda tahminleri vardı. Ve uzun vadeli bir oyun oynayıp, elinden gelen herkesi kazanmak için kendine ikna olmak için tek ihtiyacı buydu! Elbette, her durumda bir Genç Efendi Peng gibi biri mutlaka çıkardı ve Azmond bu tür insanlarla karşılaştıkça onlarla başa çıkacaktı. Genç Efendi Peng'in Asterion'u tamamen fethetmesine engel olmasına izin vermeyecekti! Hatta, "Yüzüncü Yıl Çatışması", "Marina'nın ailevi durumu" ve "AquaRing Kraliyet Akademisi" meselelerini hallettikten sonra "Ölümü Kucaklayan Akademi"ye gidebilirdi. Azmond, "AquaRing Kraliyet Akademisi"ni "Ölümle Flört Akademisi"ne atlamak için bir sıçrama tahtası olarak bile kullanabilirdi.