Bölüm 51

Qingyue, kütüphanede karşısında oturan yakışıklı çocuğa bakıp duruyordu. Onun yeni IT şirketiyle ilgili bir şey üzerinde çalıştığını biliyordu, ama dersleri bittikten sonra buraya geleli üç saat olmuştu. Kendisinin de yapması gereken işleri vardı ve az önce bitirmişti. Ancak Keith hala projesine ciddiyetle çalışıyordu. Ne hakkında olduğunu merak ediyordu ve yanına gidip işine bakmak istiyordu, ama izni olmadan onun resmi işlerine burnunu sokmak etik olmazdı. Tabii ki daha sonra ona soracaktı ve o da istediği kadar bilgi verebilirdi. Gözleri bir kez daha saate kaydı ve saatin neredeyse 2'ye geldiğini görünce kaşlarını çattı. Ona geç kalacaklarını söylemesi gerekip gerekmediğini düşündü, ama söylememeye karar verdi. Saat tam ikide Keith dizüstü bilgisayarını kapattı ve çantasına koydu. "İşin bitti mi?" Tembelce ayağa kalktı ve sırtını biraz gerdi, bu da gri gözlü kızın ona gülümsemesine neden oldu. "Bu soruyu sana sormam gerekirdi, bayım!" Kollarını göğsünde kavuşturarak ona doğru yürüdü. Keith onun sorusuna alaycı bir gülümsemeyle karşılık verdi ve sadece başını salladı. "Ne üzerinde çalışıyordun?" diye sordu kız doğrudan. "May bana mevcut sosyal medya uygulamalarının bir analizini gönderdi, ben de detayları inceleyip projem için gerekli olan ve olmayanları not alıyordum." diye bilgi verdi. "Yeni bir sosyal ağ hizmeti mi başlatacaksın?" "Evet." Ona başını salladı. "Adı Memoir olacak." "Peki odak noktası ne olacak?" diye merakla sordu. "Şimdilik sır." Diye gülerek başını salladı, bu da onu somurtmaya sevk etti. Ancak ayrıntıları sormakta ısrar etmedi ve çantasını alıp kütüphaneden çıkarken onun peşinden gitti. "Arkadaşların son birkaç gündür onları ihmal etmene aldırış etmiyorlar mı?" Diye gülümseyerek sordu. Kız, derslerde onun masasında oturmuş, derslerden sonra da ona kafeteryaya kadar eşlik etmiş ve onunla birlikte oturmuştu. "Umursamıyorlar." Kız parlak bir gülümsemeyle cevap verdi. "Hatta seninle daha fazla zaman geçirmemi istiyorlar ve içlerinden biri seni tanıştırmam için başımın etini yiyor." "Peki neden onun isteğini yerine getirmedin?" "Senin tipin değil." Kız başını salladı. "Benim tipim olması gerekmez. Öyle bir niyetim yok." Ona muzipçe gülümsedi. "Benim tipimin ne olduğunu nereden biliyorsun?" "Senin öyle bir niyetin yok ama o sadece arkadaşın olmakla kalmayıp daha fazlasını istiyor." Qingyue burnunu çektirdi. "Senin ne tür kızlardan hoşlandığını anlamak benim için zor değil." "Oh!" O şaşkınlıkla ona baktı. "Bana ne tür kızlardan hoşlandığımı söyle." "Mütevazı, masum, utangaç, terbiyeli ve tabii ki güzel. Kolayca kontrol edebileceğin kızlar." "Beni kontrol delisi gibi gösteriyorsun." Nana'dan bahsettiğini anlayınca şikayet etti. "Öyle değil misin?" Ona şaşkınlıkla baktı. "Öyleyim." Onun sözlerini inkar etmeden ona sırıttı. "Ama hayır, sadece kontrol edebileceğim kızları sevmiyorum. Hırslı, zarif, sofistike, zeki ve bağımsız kadınlardan da etkileniyorum. Ancak, evet, 'mütevazı' kısmında haklısın. Karşı cinse gözlerini bayram ettirmek için vücudunu sergilemeyi seven kızları sevmiyorum." "Mhm..." Qingyue onun sözlerine başını salladı ve başka yere baktı. O, hırslı, zarif, sofistike ve zeki kadınlardan hoşlandığını söylerken kendisinden bahsettiğini hissedebiliyordu. "Sanırım bu, sevgili arkadaşımın tüm şansını yok etti." Kıkırdadı. "Oh... O, kışın bile kısa etek giyip, tonlu bacaklarını sergilemeyi seven kız mı?" "Sen böyle kızlardan hoşlanmadığını söylemiştin." Gözlerini ona dikti. "Onları fark etmediğim anlamına gelmez. O güzel bir kız." İtiraf etti. "Ama çıkmak isteyeceğim biri değil. Ayrıca James ona oldukça ilgi duyuyor." "Hiç şansı yok." Qingyue hemen başını salladı. "Zavallı çocuk." Omuz silkti ve konuyu kapattı. İkisi çeşitli konulardan bahsederek Keith'in karbon grisi Koenigsegg Gamera'sının park edildiği otoparka vardılar. "Sürer miyim?" Qingyue arabaya ilgiyle baktıktan sonra sordu. "Al." Kapıları açtıktan sonra anahtarı ona uzattı ve ön koltuğa atladı. Sameran Lisesi'nin önüne vardıklarında, Nana birkaç sınıf arkadaşıyla birlikte onları bekliyordu. Keith arabadan iner inmez, birkaç kız çığlık attı ve tüm dikkatleri üzerine çekti. Nana, Keith'in kendisine parlak bir gülümseme attığını fark edince kızardı. Herkesin önünde çekinerek Keith'in kollarına atıldı ve sınıf arkadaşlarına el sallayarak arabaya bindi. "Arabadan inmenize gerek yoktu!" Arabaya girer girmez şikayet etti. "O gösteriş yapmayı seviyor." Qingyue burun kıvırdı ve motoru çalıştırdı. "İyi günler, Bayan Lin!" Nana, arabada kimlerin olduğunu fark edince biraz gerginleşti. "Hadi ama! Bana Qingyue de." Ona gülümsedi. "İyi günler, Nana!" "Gidelim!" Keith kapıyı kapattı ve Qingyue'ye baktı. "Hayır, hava atmayı sevmiyorum. Sadece bana ait olan her şey üzerinde egemenliğimi ilan etmeyi seviyorum." "Aynı şey değil mi?" Qingyue burun kıvırdı ve arabayı sürmeye başladı. "Peki, önce nereye gidiyoruz?" "Ofise." Keith dedi. "Amelia May ile orada." "Ben..." Nana bir şey söylemek istedi ama sonra sessiz kaldı. "Evet?" Keith ona dönüp baktı ve hafifçe gülümsedi. "Hala üniformam üzerimde..." Utangaç bir şekilde söyledi. "Sorun değil, ama önce evine gidelim, orada üstünü değiştirebilirsin. Aşağıda bekleriz." "Teşekkürler!" Nana ona mutlu bir şekilde gülümsedi. "Önemli değil." Dedi ve Qingyue'nin yolu bulabilmesi için Nana'nın evinin adresini GPS'e girdi. Neyse ki evi ofislerinin yolundaydı, bu yüzden dolambaçlı yoldan gitmeleri gerekmedi. Qingyue ve Keith arabada beklerken, Nana binaya koştu ve on dakika sonra üzerine bir süveter giymiş bir elbiseyle dışarı çıktı. "Güzel görünüyorsun." O umutla ona bakarken, Keith onu teselli etti ve Nana rahat bir nefes aldı. "Dosyaları getirdin mi?" Keith, Nana arabanın kapısını açtığında ona alaycı bir gülümsemeyle sordu. "Bekle!" Nana panikleyerek binaya geri koştu ve o gün için ihtiyaç duyduğu dosyaları almaya gitti. "Ne sakar kız." Qingyue kıkırdayarak başını salladı. "Çok tatlı." O da onunla birlikte güldü. Saat tam 3'te, belirlenen saatten yarım saat geç kalarak Starlight Tower'a vardılar. Ancak bu durum onları pek rahatsız etmedi. Nana ilk kez ofise geliyordu, bu yüzden Keith ona etrafı gezdirdikten sonra ofislerin bulunduğu 70. kata çıkardı. Amelia ve May'in olduğunu bildiği kapıyı çaldı ve iki bayanla birlikte içeri girdi. "Georgian Street'teki mülklerle ilgili işler bu kadar." Amelia, sorumlu olduğu emlak şirketinin proje geliştiricileri, inşaat mühendisleri ve mimarlarıyla bir toplantının ortasındaydı. Önündeki dosyayı toparlayıp ayağa kalktı, Keith'in kollarına girip onunla birlikte gelen iki bayana başıyla selam verdi. Qingyue ilk adımını attı ve elini Amelia'ya uzattı, görünürde hiçbir üstünlüğü olmayan bu kadına merakla baktı. "Lin Qingyue." "Amelia Jane Demiliore!" Gri gözlü kıza hafifçe gülümsedi ve adını söyledi. Nana ve Qingyue, Demiliore soyadını kullanmasına kaşlarını çattılar ve içlerinde bir tedirginlik hissettiler. Ancak Nana cesaretini topladı ve öne çıktı. "İyi akşamlar, Bayan Amelia! Ben Nana." Sakin kalmak için elinden geleni yaptı ve elini uzattı. Ancak Amelia'nın güzelliği ve tavırları onu oldukça korkutmuştu. "Tanıştığımıza memnun oldum!" Nana'ya karşı tavrı Qingyue'ye karşı olduğundan farklıydı. Çok daha samimiydi ve çekingen kız birdenbire kendini rahat hissetti. "Lütfen oturun." İki kıza söyledi ve onlar da toplantı masasına oturdular. Keith odadaki herkese selam verdikten sonra, az önce tamamladıkları proje hakkında bilgi aldı. Bu, May'in satın aldığı ve ona haber verdiği projelerden biriydi. "B Bölgesi için planlarınız nedir?" Amelia, herkes tekrar oturduktan sonra sordu. "Bir eğlence merkezi veya daha doğrusu bir kulüp." diye açıkladı. "İçinde ne olsun istiyorsunuz?" diye sordu May. "Yer altı otoparkı, spor salonu, yüzme havuzu, tiyatro, özel salonlar, oyun salonu, atari salonu, karaoke bar, bowling salonu, snooker ve bilardo kulübü, Dayne Caddesi, Madame Hopkins Parkı ve dokuzuncu kavşağı en iyi gören çatı katı restoranı." Keith aklındakileri açıkladı. "Lüks bir yer olacak, ama yakındaki liselerin öğrencileri için de uygun fiyatlı." "Yani orta ve yüksek gelirli müşterileri hedefliyoruz." Bir proje geliştiricisi notlarını aldı ve başını salladı. "Ne tür bir oyun salonu istiyorsunuz?" "Konsollar, PC ve VR. Gelecekte oyun yarışmaları düzenleyebilecek kadar büyük bir yer. Bu mekanı satmayı planlamıyoruz, eğlence ve dinlence şirketimiz sorumlu olacak, bu yüzden mümkün olan en iyi yer yapın. Aklınızda başka olanaklar varsa, fikirlerinizi paylaşın." Proje geliştirme ekibine söyledi ve sonra Amelia'ya döndü. "Plazayı öne çıkaracak bir tasarıma ihtiyacım var." O hiçbir şey söylemedi ve sadece gülümsedi. "Mekanın içinde gece kulübü olmayacak mı?" Ekipten biri sordu. "Hayır." Başını salladı. "Sokağın diğer ucunda bir gece kulübü var." "Meladona." Birisi söyledi ve diğerleri de anlaşılır bir şekilde başlarını salladılar. "En iyisi olmasa da en iyilerinden biri." Keith içinden gülümsedi ama hiçbir şey söylemedi. Rekabetten endişelenmiyordu, ama neden kendi işine zarar versin ki? Meladona bu hafta sonu onun kontrolüne geçecekti. Proje geliştiricileri yeni projeyi kendi aralarında tartıştılar ve tahmini maliyetin yer aldığı bir taslak hazırladılar. May, ekip ofisten çıkana kadar hiçbir şey söylemedi, sonra Keith'e tavsiyede bulunmaya başladı. "Genç Efendim, proje istediğimiz kadar karlı olmayabilir. Mülk çok popüler bir yerde ve buraya bir alışveriş merkezi inşa edersek iki kat daha fazla kar elde edebiliriz." "Ben nakit ineği aramıyorum, May Teyze." Keith gülerek cevap verdi. "Karlı olduğu sürece ne kadar kazandığımızın önemi yok." "Peki." May başını salladı ve odadan çıktı. "İçecekleri gönderteyim." "Teşekkürler!" Keith ona başını salladı. Nana, May'in ardından ofisten çıktı ve üzerinde çalıştığı dosyaları göstermek için onu takip etti. Üçü sessizce oturmaya devam etti. Amelia tasarımlarına başladı ve Keith de dizüstü bilgisayarını açarak borsada biraz daha oynamaya başladı. Qingyue, Amelia ile sohbet başlatmak için bir şeyler düşünmeye çalıştı, ama onun işine dalmış olduğunu görünce vazgeçti. Merakla Keith'in ne yaptığını gözetledi ve sonra yanına oturarak, minimum kayıpla hızlı kar elde etmek için hisse senetlerini alıp satan Keith'i izleyip ondan bir şeyler öğrenmeye başladı. Onun bir başka yeteneğini keşfetmişti ve nedense kalbinde mutluluk hissedemeden edemedi.