Bölüm 520 : VIP konuk

Girişin yakınında siviller, hayranlar ve bazı gazete muhabirleriyle dolu büyük bir kalabalık vardı. Tüm yol, lüks arabalarla doluydu ve konuklar, inci gibi beyaz kolyeler, egzotik ipliklerden yapılmış elbiseler ve kürk mantolarla gösteriş yaparak tek tek salona giriyorlardı. Bir müzayededen bekleneceği gibi, bu sadece insanların servetlerini ve statülerini sergilemek için bir fırsattı. Michael, görevli konukların kimliklerini kontrol ederek içeri girip giremeyeceklerini kontrol ederken, girişte sırada bekliyordu. "Bak! Blacktime Incorporated'ın sahibi ve eşi! Bu, müzayedeye beşinci kez davet ediliyorlar... Vay canına..." "Biraz etkileyici. Peki ya Gentle Tool şirketi? Sekiz yıl uğraştıktan sonra nihayet müzayedeye davet edildiler." Tam o sırada, Michael'ın içeri girme sırası geldi. "Vay canına, o çocuk kim?" "Neden tanıdık geliyor?" "Sanırım kaybolmuş ya da öyle bir şey." Genellikle çoğu şirket salona şık ve gösterişli bir şekilde girerdi. Mücevherlerle süslenmiş arabaları ve egzotik atlarıyla abartılı zenginliklerini sergilerlerdi. Ama Michael farklıydı. Birdenbire ortaya çıktı ve Barnaby's Vault sıradan bir restoranmış gibi sıraya girdi. "Günaydın efendim..." Görevli, Michael'ı gördüğünde olduğu yerde durdu. "Şey... Adınız nedir efendim? Aileniz içeride mi?" Michael başını salladı. "Tek başıma ve şirketim adına buradayım. Adım Michael." Adam, elindeki konuk listesini incelerken yargılayıcı görünmemeye çalıştı. Ve tahmin ettiği gibi, listede Michael'ın adı yoktu. Ama Michael'dan kibarca gitmesini söylemek üzereyken, Barnaby'nin kendisine verdiği başka bir liste olduğunu hatırladı. Masasındaki farklı parşömen kağıtlarına baktı ve tamamen kırmızı renkte olanı gördü. Bu, VIP konukların listesiydi. Bu listede Alaric Goldman ve tabii ki Metropolis Düşesi Regina gibi isimler vardı. Neden bu listeye baktığını bile bilmiyordu, ama profesyonelliği, titiz davranması gerektiğini, yoksa hak etmeyen birini gücendirme riski olduğunu söylüyordu. Ve çok kısa listenin sonuna geldiğinde, onu gördü. Michael Vanderbilt. Sadece listede olmakla kalmamış, Barnaby'nin kendisi de onun önemini vurgulamak için adını birkaç kez daire içine almıştı. Hepsi, bu çocuğa Metropolis Düşesi'ne davrandıkları gibi, mutlak saygı ile davranmaları talimatını almıştı. Hatta Barnaby'ye onun geldiğini haber vermeleri, böylece onu şahsen karşılayabilmesi için talimat verilmişti. Görevli, neredeyse yaptığı hatayı fark edince gözleri fal taşı gibi açıldı. Hemen dik bir şekilde ayağa kalktı ve Michael'a neredeyse 90 derecelik bir açıyla selam verdi. "Hoş... hoş... hoş geldiniz, Sir Michael Vanderbilt! Karışıklık için özür dilerim. Lütfen biraz bekleyin, Sir Barnaby sizi şahsen karşılayacak!" Michael, bunun fazla olduğunu ve gerek olmadığını söylemek üzereydi, ama kapı aniden açıldı ve Barnaby sıcak bir gülümsemeyle dışarı koştu. "Michael! Geldiğine sevindim!" Barnaby, ellerini birleştirerek Michael'ı selamladı. Bu adamın ne kadar hızlı olduğunu unutmuşum, diye düşündü Michael. "Selam Barnaby. İhtiyacım olan sıralamayı aldım. İşte izin belgesi," diyerek envanterinden kağıdı çıkarmak üzereydi. "Artık buna gerek yok," dedi Barnaby hemen. "Şirketinin yeni sıralaması haberleri için adamlarımı Daily Metro'ya yerleştirdim. Sonuçta, sen olmasan bu müzayede istediğim kadar muhteşem olmazdı." Bu sırada, dışarıda bekleyen diğer insanlar, Barnaby'nin Michael'ı VIP gibi selamladığını görünce şok ve hayranlıkla bakmaktan kendilerini alamadılar. Alaric veya diğer Legacy'ler geldiğinde bile böyle davranmamıştı! "Barnaby'yi şahsen mi tanıyor?! Bu çocuk kim?!" "Onu tanıyan var mı? Çocuk VIP muamelesi görüyor, biri onu tanıyor olmalı." Cronk bunu görebilseydi, acıdan kusardı. Bir gazeteci olarak, insanların en son haberleri mümkün olan en kısa sürede öğrenmesini istiyordu. Ancak Michael ve Reborn şirketi hakkında çok geç haberdar olduğu için, Metropolis'in geri kalanı da Michael'ın gerçekte kim olduğunu anlamak için biraz daha beklemek zorunda kalacaktı! "Neyse Michael. Olağanüstü başarılarından dolayı tebrikler! Birinden duyduğuma göre, Beau'nun restoranını günlük satışlarda geçtin. Çok etkileyici!" Michael övgüyü gülümseyerek kabul etti. "Teşekkürler. Bu arada, benim şirketim de bu müzayedeye katılabilir mi?" Barnaby başını salladı. "Tabii ki! Müzayede salonunda sana ve ekibine özel bir süit hazırlattım. En iyi manzaralı odalardan birinde kalacaksınız." Bu yüzden diğerlerinden daha erken müzayedeye gitmişti. Onların da içeri girip giremeyeceğini bilmiyordu, ama neyse ki Barnaby herkese yetecek kadar büyük bir oda ayarlamış. Gölge yeteneğini kullanarak diğerlerine sessizce mesaj gönderdi ve müzayedeye gelmelerini söyledi. "İçeri gelin! Müzayede hakkında konuşalım." Barnaby, Michael'ı içeriye götürdü ve diğer insanlardan uzak, salonun kısıtlı alanına girdiler. Bu, VIP olmanın avantajlarından biriydi. "Otomobiller müzayedeye hazır mı?" diye sordu Barnaby heyecanla. Michael başını salladı. "Elbette. 20 araba ve 10 kamyon hazır. Sen söyle, adamlarım arabaları birkaç dakika içinde buraya getirir." Baranaby yumruklarını sıktı. "Harika! Ama hepsini birden kullanma. Müzayede sergisi için her birinden sadece bir tane lazım." Michael, Barnaby'nin isteğini yerine getirmesi için Sheina'ya sessizce haber verdi. "Haaa... omuzlarımdan bir yük kalktı. Bugün ne kadar zor bir gün geçirdiğimi inanamazsın," dedi Barnaby iç çekerek. "Müzayedeyi birkaç hafta öne almak zorunda kalmak neredeyse tüm kilolarımı vermeme neden olacaktı! Bak! Artık çok zayıfım!" Michael ise hiçbir fark görmedi. Ama kırıcı olmamak için sessiz kaldı. "Müzayedeyi aceleye getirmek zorunda kalmanın sebebi turistlermiş diye duydum," dedi Michael, ince bir şekilde bilgi almaya çalışarak. "Evet, haklısın. Muhtemelen müzayedede onları göreceksin. O deniz adamları planın çok önündelerdi. Müzayededen sonra geleceklerini sanıyorduk." "Yani, artık geçit töreni olmayacak mı?" Barnaby başını salladı. "Hayır, geçit töreni yapılacak. Sadece deniz adamları erken geldi. Onların statüleri nedeniyle, Düşes ve ben erken ziyaret isteklerini kabul etmek zorunda kaldık." Deniz adamları mı? Michael merakla düşündü. Metropolis'te tüm bu kargaşayı onlar çıkardıysa, muhtemelen yüksek rütbeli vatandaşlardır. Bir Deniz Adamını şahsen görmek için heyecanlanmıştı. Onların karada nasıl nefes aldıklarını bile bilmiyordu, ama kendilerini ıslak tutmak için bir tür sihir kullandıklarını tahmin ediyordu. Balık akvaryumu gibi kasklar takmayacaklar, değil mi?