Bölüm 8 : Sifon

Michael'ın banyosuna bir sürü hizmetçi sığmıştı. Hepsi 'musluk' denen şeyden akan garip, sihirli olmayan suya hayretle bakıyorlardı. "Bu mantıklı değil! Nasıl bu kadar hızlı akıyor?" "Arkadan su üfleyen biri mi var?" Beretta, Michael'a baktı. "Genç efendim, bunu kendiniz mi yaptınız?" O başını salladı. "Nasıl?" diye sordular hepsi, gözleri merakla parlıyordu. Michael omuzlarını silkti. "Özel bir şey değil, gerçekten. Sadece yerçekimi ve basıncı kendi lehime kullandım. Basitçe açıklamak gerekirse, su yerçekimi nedeniyle aşağı akar ve boruları birbirine bağlarsanız..." Su basıncının nasıl çalıştığına dair küçük bir ders verdi. Tabii ki, bunların hepsi ChatJK1'den öğrendiği kelimelerdi, bu yüzden ne yaptığını biliyormuş gibi konuşuyordu. Hizmetçiler bunu bilmiyordu. Genç efendinin sözlerini dinlemeye devam ettikçe, onun zekâsına hayran kaldılar. Musluğu sihirli sanıyorlardı, ama fikrin bu kadar basit olduğunu duyunca, daha önce kimsenin bunu düşünmemiş olmasına inanamadılar. "Genç efendim! Siz bir dahisiniz!" hizmetçilerden biri onu övdü. "Bunu hemen hanımefendiye söylemeliyiz! Onun sadece yakışıklı değil, zeki de olduğunu öğrenince şok olacak." Michael elini kaldırıp onları durdurdu. "Annem eve gelmeden önce ona söylemezseniz sevinirim. İşlerini bölmek istemem." Michael'ın malikanede istediği gibi davranabilmesinin tek nedeni, ebeveynlerinin uzun süre şehir dışında olmasıydı. Onu durduracak kimse yoktu. Ama annesi eve gelip bunu görürse, nasıl tepki vereceklerini bilmiyordu. "Genç efendim, bu nedir?" Hizmetçilerden biri sonunda lavabonun hemen yanındaki şüpheli metal kaseyi fark etti. Bu büyük kase duvara monte edilmemişti, zemine gömülmüştü. Kasenin içinde zaten su vardı, ama üzerinde musluk yoktu. "Oh, o mu? Ben ona tuvalet diyorum." İşte bu yüzden eve akan su taktırmak istemişti. Michael, bu dünyada beş yılını çalıların arasında ya da gerçek bir çömlek içinde tuvaletini yapmak zorunda kalarak geçirmişti! Bu dünyada insanlar dışkı kokusuna alışmıştı çünkü bu onlar için normaldi. Ama temiz bir dünyada yaşayan Michael için bu dayanılmaz bir şeydi. Ta ki Michael düzgün bir sıhhi tesisat sistemi kurana kadar. Şimdilik düzgün bir filtreleme sistemi kuramadığı için, sifonla boşaltılan tüm su borulardan akıp evden birkaç kilometre uzaktaki nehre ulaşıyordu. Daha sonra bunu iyileştirmeyi planlıyordu, ama şimdilik bu da iş görürdü. "Bu ne işe yarıyor?" "Ah, biliyorum! İçmek için, değil mi?" Michael hemen başını salladı. "Hayır, ama sana göstereyim." Tuvalete doğru yürüdü ve tuvalet tankının üstündeki bir düğmeye bastı. Ve aniden. VUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUUU Su tuvalet borularından aşağı akarak Michael'ın eski dünyasında çok tanıdık olan sifon sesini çıkardı. Ancak hizmetçiler için bu ses, bir canavarın gürleyen kükremesi gibiydi ve onları, o sesin 'tuvalet' klozetinin altında bir yerde saklı olduğunu düşünmeye sevk etti. Tüm hizmetçiler hazırlıksız yakalanmış ve neredeyse odadan atlayacaklardı! "O da ne?!" "Genç efendim, bu bir hayvan mı?" Michael güldü. "Hayır, hayır. Buna tuvalet denir. İşini... yaparsın..." Hizmetçiler tuvaletten hala çekiniyorlardı, ama Michael'ın sözleri meraklarını uyandırdı. "Yani... iş derken iş mi? Bir numara ve iki numara gibi mi?" Michael başını salladı. "Bu kloşete oturup işinizi görürsünüz. İşiniz bittiğinde bu düğmeye basarsınız ve tüm su, tuvalete bıraktığınız her şey ile birlikte akıp gider. Son olarak, musluktan ellerinizi yıkarsınız. Bunları yaptıktan sonra temiz olursunuz!" Hizmetçilerden biri meraklı bir ifadeyle sordu. "Sifonu çektikten sonra nereye gidiyor?" "Boruları malikanenin yakınındaki nehre bağladım." Hepsi şaşkınlık içinde nefeslerini tuttular ve sonunda bu tuvaletin potansiyelini anladılar. Sonuçta, evdeki herkesin bıraktığı pislikleri temizlemek onların göreviydi. Her şeyi elle kürekle çıkarıp nehre atıyorlardı, bu da çok zahmetli bir işti. Bununla da işleri bitmiyordu. Evin tuvaletlerini ve kirli kapları temizlemek için de çok su ve efor harcıyorlardı. Ama bu "tuvalet" sayesinde artık bunları yapmak zorunda kalmayacaklardı. Her şey basit bir düğmeye basarak sifonla akıtıldığı için ellerini "kirletmek" zorunda kalmayacaklardı. Sadece bu da değil, kokudan da kurtulacaklar! "Bu bir devrim! Daha önce hiç duymamıştım!" "Genç efendim... bu... bu icadınız... dahiyane ötesi!" "Su ile yapılmış muhteşem bir eser! Bazı büyücülerden bile daha gizemlisin, genç efendim!" Hizmetçiler onu övmekten kendilerini alamıyorlardı. Musluğu ve tuvaleti sanki altından yapılmış gibi inceliyorlardı. Bazıları musluğun büyüleyici akan suyuna o kadar heyecanlandılar ki, şakacı bir şekilde kendilerine su sıçrattılar. "Hahahaha" Michael güldü. Su tesisatını bitirdiği anda da aynı tepkiyi vermişti. "Tamam, tamam, yeter! Bu size yakışmıyor. Biz profesyoneliz!" Beretta, genç hizmetçilerin kaba davranmasını hemen engelledi. Sanki burası genç efendinin özel banyosu değilmiş gibi eğleniyor ve oynuyorlardı. Odaya dolup taştıkları anda saygısızlık etmişlerdi bile. "Dışarı! Dışarı, yoksa hanımefendiye hepiniz genç efendinin odasına girdiğinizi söylerim." Hizmetçiler, hanımefendinin kıskanmasından korkarak hızla sırtlarını düzelttiler ve odadan çıktılar. Beretta da odadan çıktı ve hizmetçilerin düzgün davranmalarını sağladı. Sonunda Michael, emeklerinin karşılığını tek başına almaya kaldı.