Bölüm 150 : Tesadüf mü? [2]

"Dalia Şehrimize hoş geldiniz." Damien ve Long Chen şehre vardıklarından kısa bir süre sonra, onları karşılamaya gelenler oldu. Kızların bulunduğu yerin aksine, burada her şey hala sakin ve huzurluydu. İki adam kıtanın merkezine doğru ilerledikçe, karlı ovalar yerini büyük buz anıtlarla dolu daha dağlık bir bölgeye bıraktı. Bu doğal simgesel yapılar o kadar benzersiz şekillere sahipti ki, gerçekten insan yapımı gibi görünüyorlardı, ancak durumun böyle olmadığı açıktı. Bu bölgedeki şehirlerin çoğu, engebeli dağlık arazilere veya aralarındaki derin vadilerin güvenli bölgelerine inşa edilmişti. Kuzey Kıtası, sürekli kışın yanı sıra soğuğu daha da artıran rüzgarlara maruz kalıyordu, bu da ölümlülerin burada yaşamını zorlaştırıyordu. Burada yaşayanlar ise zamanla soğuğa alışmış kabilelerden veya soylu ailelerden geliyordu. Bu nedenle, bu kıtanın nüfusu yaş ve cinsiyete bakılmaksızın daha sert ve kaslı bir yapıya sahipti. Şu anda iki erkeğin önünde duran kadın bile kaslarla doluydu ve boyları da erkeklerle aynıydı. Yine de bu özellikler onun güzelliğini bozmuyordu. Kısa bir tanışmanın ardından kadın, ikiliyi eyalet lordunun ikamet ettiği şehir merkezindeki büyük bir binaya götürdü. Vardıklarında, çoktan büyük bir kalabalık oluştuğunu fark ettiler. Bu insanlar, geldikleri güçleri gösteren çeşitli üniformalar giymişlerdi, bu da yardımın sadece Merkez kıtasından istenmediğini açıkça gösteriyordu. Ancak, 5 büyük mezhepten sadece ikisi oradaydı. Diğerleri çeşitli küçük güçlerden gelmişti. Yanlarında duran canavarlar bile bu gerçeği gösteriyordu. Konakın ön kapısından iri yarı bir adam çıktı. Adam resmen bir devdi, boyu yaklaşık 2 metre idi ve vücudu dünyadaki en güçlü erkekleri bile utandıracak kadar kaslıydı. Bazı canavarın derisinden yapılmış gibi görünen bir pelerin ve pantolon giyiyordu, ancak bunlar bile altındaki devasa kasları gizleyemiyordu. Bu adam Shen klanının reisi Shen Li'ydi. "Herkese iyi akşamlar. Öncelikle, Shentian eyaletinin zor zamanında yardım etmeye hazır olduğunuz için teşekkür ederim." Sesi gür ve güçlüydü, mana amplifikasyonuna bile gerek kalmadan tüm dinleyenlerin kulaklarına ulaşıyordu. Birkaç dakika hafif sohbetle devam ettikten sonra yüzü ciddileşti. "Son zamanlarda, Beguiled Devil Sect giderek daha küstah hale geldi. Sadece bu da değil, müritleri çıldırmış gibi görünüyor. Onları harekete geçiren şey, geçim sıkıntısı ya da açgözlülük değil, saf delilik ve ilkel arzular. Daha önce Shen klanı, onları bastırmak için elimizden geleni yaptık ama böyle bir eylemin yaratacağı tepkilerden korktuğumuz için kaynağını yok etmedik. Ancak artık tereddüt edemeyiz." Damien, buraya gelmeden önce, Beguiled Devil Sect'in varlığına izin verilmesinin nedeninin, bölgeyi yönetenlerin bencilliği olduğunu biliyordu, ama görünüşe göre biraz yanlış değerlendirmiş. Güçlerini korumak ve iktidarı kaybetmemek gerçekten bencilce nedenlerdi, ancak Damien bunun açık bir eylemden ziyade bir tür komplo olmasını bekliyordu. Shen Li'nin bu eylemleri açıkça kabul etmesi, Damien'in yanı sıra kalabalığın içindeki birçok kişiye de onu yeni bir gözle bakmasını sağladı. Gücün hüküm sürdüğü bir dünyada entrikalar ve oyunlar yaygındı. Güç ve statü hırsı doğal bir şeydi. Ancak çoğu kişi bunu itiraf ederek itibarını kaybetmektense ölmeyi tercih ederdi. Shen Li ise tam tersi gibi görünüyordu. Bunu güvenle itiraf etti ve kararının arkasında durdu, itirafında hiçbir gizli niyet göstermedi. Kuzey Kıtası, kültür açısından diğer 4 kıtadan en ayrı olanıydı. Sürekli dondurucu soğuklarla başa çıkmak zorunda olan tek kıtaydı. Buradaki canavarların sayısı diğer kıtalara göre çok daha azdı ve bu zorlu ortamda yaşayanlar, yaşamayanlara göre çok daha güçlüydü. Bu nedenle, yiyecek temini kolay değildi. Güçlü savaşçılardan oluşan bir ordu kurmak da öyle. Bu kıtadaki çatışmaların çoğu çeşitli nedenlerle insanlar arasında gerçekleşiyordu, ancak sonuçta bunlar çoğunlukla güç mücadelesi ve nüfus artışından kaynaklanıyordu. Shen Li'nin kararı bencilceydi, doğru, ama bencilliği açgözlülükten veya kişisel çıkarından kaynaklanmıyordu. Böyle bir ortamda iyi bir lider olmak, insanı bu tür eylemlere katılmaya zorluyordu. Bu sonuca varacak kadar bilgiye sahip olan çok az kişi vardı, bu yüzden sadece az bir saygı gördü, ama böylesine prestijli bir kurumdan gelen Damien ve Long Chen, bunu nasıl bilmezlerdi? İkisi de Shen Li'ye derin bakışlar attılar ve konuşmasına devam ederken çok daha dikkatli dinlediler. "Beguiled Devil Sect, bizimki gibi orta düzey bir güç, bu yüzden en az bir Law Connection alemi uzmanı, belki de daha fazlası vardır. Ne yazık ki, Sect Master'ı hiç şahsen görmedik. "Ancak bu önemli değil. Adamlarım da sizlerle birlikte bu baskına katılacak, bu yüzden işi bitirmek hiç de zor olmayacaktır. “Böyle bir operasyonda kayıplar kaçınılmazdır, ancak amaçlı hareket ettiğimiz sürece zararları en aza indirebiliriz. “Ve hiçbirimiz birbirimizi yeterince tanımıyor veya güvenmiyor olduğumuzdan, basit bir kural ile hareket edelim. Birbirinizin yoluna çıkmayın. “Baskın 2 gün sonra gerçekleşecek, o zamana kadar gerekli hazırlıkları yapın. Baskından sonra şehrin güney kapısında buluşuruz. O zaman görüşürüz.” Son sözlerini söyleyerek Shen Li, arkasında fısıltılarla dolu bir kalabalık bırakarak konutuna döndü. "Sanırım iki günümüz var. Planın var mı?" Damien, Long Chen'e dönerek sordu. "Yok," diye başını salladı, "bu insanların hiçbiri ilişki kurmaya layık değil, bu yüzden konuşmaya gerek yok. Beklerken iki gün dinleneceğim." Damien başını salladı, ama yüzünde hafif bir gülümseme belirdi. "Hmm, dinlenmeyi mi tercih edersin, yoksa öğrenci sınavında başladığımız işi bitirmeyi mi?" Long Chen, o kavgayı hatırlayarak gözlerini parlattı. Savaşma ruhu çok geçmeden alevlenmeye başladı. "Peki. Ancak şu anda başkasının topraklarındayız, bu yüzden geçen seferki gibi kendimizi tutalım." Damien hemen kabul etti. Zaten 3 gün daha baygın kalmak istemiyordu. Böyle bir olaydan sonra uyanmak çok zahmetliydi. Buraya geldiğinden beri bunu iki kez yaşamıştı ve bir daha yaşamak niyetinde değildi: Anlaşmaya vardıklarında, rövanş maçına başlamak için hızla şehrin dışına çıktılar. Bu sefer, öncekinden çok daha hafif bir havada.