Bölüm 159 : İkinci Ders [1]

Tian Yang bugün başka bir şey söylemese bile, Damien istediğini almıştı. O kadar uzun süre amaçsızca dolaşmıştı ki, bu küçük bilgi bile onu son derece tatmin etmişti. İlk başta, 115. seviyeye yeni ulaşmışken 4. sınıfın kendisi için neden bu kadar önemli olduğunu anlamamıştı, ama Tian Yang açıkladıktan sonra her şey mantıklı geldi. Aslında, bu öğretiden bir şeyler kazanan sadece Damien değildi. Ruyue bile az önce öğrendiklerine dalmış bir şekilde düşüncelere dalmıştı. Xue ailesinin küçük prensesi olarak, Damien'den bu tür konularda doğal olarak çok daha fazla bilgiye sahipti. 3. sınıf uzman olmadan çok önce kanunları biliyordu. Yine de, bu konu veya o noktaya nasıl ulaşılacağı hakkında ona hiçbir açıklama yapılmamıştı. Onun muazzam yeteneği ile, bunu kendi başına çözmesi bekleniyordu. Ve belki de bunu başarabilirdi, ama bu çok zaman alacaktı. İkili dikkatlerini Tian Yang'a geri çevirdiğinde, gözlerinde ekstra bir hayranlık vardı. Böyle hissetmeleri çok doğaldı. Tian Yang aslında pek bir şey söylememişti, ama ses tonu ve düşüncelerini yönlendirme şekli, ikisinin de kendi yetiştirilme süreçleri hakkında bir aydınlanma seviyesine ulaşmasını sağlamıştı. Damien için bu yeni bir şeydi, ama Ruyue bugüne kadar sadece hayranlık hissetmişti. Sonuçta, ustası da çoğu şeyi kendi başına çözmesi gerektiği fikrindeydi. Ancak bu küçük kardeşi aralarına katıldığından beri, ustası öğretilerinde çok daha açık davranıyordu. Bunun için kıskanç mı yoksa minnettar mı olması gerektiğini bilemediği için, bu konuyu tamamen kafasından attı. "Artık anladığınıza göre, ikinizin dikkat etmeniz gereken kavramlar hakkında daha ayrıntılı bilgi vereyim. Öncelikle, mana tam olarak nedir?" diye sordu Tian Yang. "Her şeyin yapı taşıdır," diye cevapladı Damien neredeyse anında. Bu, bildiği her şeyin temeliydi. "Evreni yaratan enerjidir." Ruyue devam etti. Tian Yang, cevaplarına sadece hafifçe başını salladı. "Teknik olarak ikiniz de haklısınız, ama bunun nedenini biliyor musunuz? Ya da daha doğrusu, az önce bana söylediklerinizi gerçekten anlıyor musunuz?" İkili bir kez daha düşündü. Bu noktaların ötesinde anlaşılması gereken ne vardı? Bunu bilmek neden gerekliydi? Damien, mananın her şeyin yapı taşı olmasının gerçekte ne anlama geldiğini merak etti. Düşüncelerini düzenlemek için yüksek sesle konuştu. "Mana her şeyin içinde var. Hayvanlar, bitkiler, hatta çevremizdeki hava bile. Ama bu şeyler mana olmadan da var olabilir, değil mi? Manasını henüz uyandırmamış gezegenler, milyonlarca yıl boyunca sorunsuz bir şekilde yaşıyor." "Bu sadece kısmen doğru," diye cevapladı Ruyue, onun gibi yüksek sesle. "Uyanmamış dünyalar sürekli mana akışı olmadan yaşıyor olsa da, bu mana'nın içlerinde bulunmadığı anlamına gelmez. Mana, oluşumunun başlangıcından itibaren her şeyin içindedir, çok az miktarda olsa bile. Mana olmadan yaşam kendini sürdüremez." "Peki ya oksijen ve azot? Temel elementler ve fizik gibi kavramlar ne olacak? Mana, varlığıyla bu tür yasaları çiğniyor, o halde her şeyin içinde mana bulunan bir yerde bunlar nasıl var olabilir?" "Bu kavramlar, bilinmeyeni tanımlamak için insanların uydurduğu şeylerdir. Nasıl işlediğini anlamadıkları için böyle bir açıklama yaptılar. Ayrıca, mana fizik kurallarını çiğnemiyor, sadece mevcut kuralları esnetiyor. Kavramı tamamen çiğneyen, elementler aracılığıyla mana kullanımıdır." Damien onun sözlerini düşündü ve bunun mantıklı olduğunu anladı. Mana'nın varlığı tek başına hiçbir yasayı çiğnemiyor. Mana, istenmedikçe hiçbir şey yapmayan nötr bir enerjidir. "Yani, mana'nın kendisi uysaldır, ama kullanımı hiç de öyle değildir. Mana, evrenin kanunları oluşmadan önce vardı, bu yüzden onlardan daha yüksek bir güç mü?" "Ben... emin değilim." Ruyue kaşlarını çatarak cevap verdi. "Mana, kanunlardan daha yüksek bir form ise, neden başından beri onları manipüle edemiyoruz da, ancak 4. büyük aleme girdikten sonra kullanabiliyoruz?" Damien de bunun cevabını bilmiyordu, ama zihninde birçok teori dolaşıyordu. En önemlisi ise... "Ya... mana'nın etki alanında var olan biz yaşam formları, dünyayı oluşturan yasaları başından beri kullanma yeteneğine sahip değilsek? Ya ilk 3 alemde elementlerin kullanımı, yasaları kullanabilmemiz için bir hazırlık ya da destek tekerleği gibi bir şeyse?" Ruyue'nin gözleri fal taşı gibi açıldı. Cevap çok basitti, ama onlar bunu düşünememişti! Ruyue bu düşünceyle neredeyse zıplayacak, heyecanla Damien'in omuzlarını tuttu. "Doğru! Ustamızın dediği gibi, yasaları kullanabilmemiz için önce mana ve elementleri iyice kavramamız gerekiyor! Aksi takdirde, evreni oluşturan bu kadar gizemli ve güçlü bir şeyi kontrol etmemiz imkansız! Yasalar, uygun gücü toplamadan normal bir varlığın kullanamayacağı kadar güçlüdür!" Damien, onun hareketinden biraz şaşırdı ve dalgınlığından çıktı. Kendini, rahatsız edici derecede yakın olan parlak altın rengi gözlerine bakarken buldu. Özellikle o anda gösterdiği heyecanla, Ruyue bambaşka birine benziyordu. Alıştığı soğuk ve mesafeli kıdemli kız kardeşinden çok, normal ve hoş bir kadındı. Ruyue'nin durumu da daha iyi değildi. Damien'e, isterse onu tamamen avantajına kullanabileceği kadar yaklaşana kadar kendi ruh halinin farkında değildi. Ne zamandan beri bu kadar yakınlaşmışlardı ki, kız böyle davranıyordu? Cevap, hiç yakınlaşmamış olmalarıydı. Damien'de, kızın gardını indirmesine neden olan bir şey vardı. Üstelik, aralarındaki şakalaşma o kadar akıcıydı ki, kız onun aslında bir yabancı olduğunu neredeyse unutmuştu. O kırmızı ve mor gözlere bakarken, uzun zamandır hissetmediği bir şey hissetti. Sanki aynı ustanın öğrencisi olsalar bile, birlikte vakit geçirmekten gerçekten keyif alabileceği biriyle tanışmış gibiydi. "Kuhum..." Ani bir öksürük düşüncelerini böldü. "Haydi ama, öğrencilerimin birbirine yakın olması umurumda değil, ama bunu bu yaşlı adamın önünde yapmamanızı tercih ederim. Hahahaha!" İkili, birbirlerine ve Tian Yang'a bakmaya cesaret edemeden hızla ayrıldılar. Bu etkileşimde romantik bir şey bile yoktu, neden kızaran çocuklar gibi davranıyorlardı? Tian Yang bu durumdan o kadar eğlendi ki, kendini zor tuttu. Başını sallayarak önceki konuya geri döndü. "İkiniz de doğru yoldasınız. Söyledikleriniz sadece teoriler olsa da, içlerinde bir parça gerçeklik var. Derinlemesine araştırmaya devam ederseniz, doğru bir hipotez oluşturabilirsiniz. O zaman bana yardım için gelin. "Bundan sonra ne yapacağınız konusunda ise, ikinizin arasındaki uyum beni bile şaşırttı. Ne zaman bu kadar benzer oldunuz? Son gördüğümde birbirinizin boğazına sarılmıştınız." Tian Yang, bir kez daha kahkahayı zorlukla bastırdı ama devam etmeyi başardı. "Bu nedenle, bundan sonra birlikte çalışmanız en iyisi olacaktır. Sonuç almak için en iyi yolun bu olduğunu düşünüyorum. Ayrıca, birbirinizle mükemmel bir uyum içindesiniz." İkisi de biraz tereddüt etse de, birlikte çalışmasalardı bu kadar çabuk bir sonuca varamayacaklarını kabul ettiler. Birlikte iç çekerek ders dinlemeye devam ettiler.