Bölüm 23 : Atılım [2]

40. katta, gözlerinde öfke ve heyecan belirgin olan devasa bir wyvern duruyordu. Kısa bir süre önce, kaybettiği yerde, aynı konumda, son derece güçlü bir kan bağı aurası hissetmişti. Heyecanla, kaleden ayrılıp, o canavar tekrar kaçmadan onu yakalamaya hazırlanıyordu, ama o kadar uğraşmasına gerek olmadığını fark etti. O aura hızla ona doğru ilerliyordu. Wyvern gururla başını dik tutarak 40. katın girişine doğru baktı. Ancak karşısına çıkan şey beklediği şey değildi. Kovaladığı kurt değil, kurtun yardım ettiği iki ayaklı canavar girişten çıkmıştı. Ancak wyvern bu duruma kızmadı. Kendisinden zayıf birinin elinden kaçmasına izin vermek, onun için her zaman bir leke olmuştu ve bu canavarı öldürmenin onurunu geri kazanmanın en iyi yolu olduğunu düşünüyordu. Ayrıca, iki ayaklı canavarda kan bağı aurası hissediyordu, yani onu yok ederek aynı ödülü alabilecekti. Damien, Zara'yı gölgesinde saklayarak 40. kata çıktığında, wyvern'in hemen saldırmasını bekliyordu, ancak bu canavarın mizacını hafife almış gibi görünüyordu. Wyvern, Damien'e saldırması için onu kışkırtıyormuşçasına aşağıya bakıyordu. Damien kışkırtılmamış olsa da, bu canavarı öldürmek için gerçekten acele ediyordu. Alt uzayda geçirdiği 6 ay boyunca Damien, dünyadaki çeşitli canavarlar hakkında bilgi edinmişti. Görünüşe göre tüm canavarlar, “Tanrı Canavarları” olarak bilinen varlıklardan türemişti. Bu tanrı canavarlarının kanı, canavarlar evrimleştikçe daha güçlü hale geliyordu ve 5. sınıfa ulaştıklarında normal canavarlar da tanrı canavarı olma yoluna girebiliyordu. Bu tanrı canavarlarından biri de Gerçek Ejderhalardı. Bu wyvern onların soyundan biriydi ve Zara'nın kanına olan yoğun ilgisinden yola çıkarak, Gerçek Ejderhaların kanının büyük bir kısmını almış olmalıydı. Ancak Damien'in ilgisini çeken bu değildi. Onun ilgisini çeken, Gerçek Ejderhaların sahip olduğu üstün yenilenme yeteneğiydi. Gerçek Ejderhalar, uzuvlarını yeniden büyütebiliyordu ve bu, Damien'in çaresizce istediği bir şeydi. Damien'in bir kolu eksik olsa da, bu onu çok fazla engellemiyordu. Bu wyvern'i öldürüp yerse, kolunu yeniden büyütemese bile, bu yönde adımlar atabileceğini düşündü. Daha fazla beklemek istemeyen Damien, kılıcını çekerek ileri atıldı. Wyvern de ona doğru hücum ederek karşı karşıya geldiler. Yaklaştığında Damien, wyvern'in yanına ışınlandı ve yarattığı kılıç sanatının ilk adımını kullandı. ‘Boşluk Kılıcı İlk Adım: Bıçaksız’ Damien'in kılıcı, bıçağı ortadan kaybolurken parladı. Bir saniye sonra, 3 metrelik bir yırtık wyvern'in pullarını parçaladı. Bu, sanatının ilk adımıydı. Damien kılıcını savurduğunda, kılıcın bıçağını çevredeki uzamsal katmanlarla birleştirerek, kılıç bıçağı görevi gören uzamsal bir yırtık oluşturuyordu. Bu yırtık, kendi uzayında bulunan her şeyi üstüne bindirerek onu boşluğa sürgün ediyordu. Bu, kaçınılmaz ve görünmez bir bıçaktı, bu yüzden Damien ona “bıçaksız” adını vermişti. Wyvern, eti ve kasları ortaya çıkınca boğuk bir kükreme attı ve pençelerini Damien'e doğru savurdu. Ancak Damien çoktan o yerden kaybolmuştu. Wyvern'in pençesinin neden olduğu minik bir depremle yer çatladı. Damien yeniden ortaya çıktığında, wyvern'in kafasının üstündeydi. Wyvern'in sırtına dönerek, sanatının ilk adımını bir kez daha kullandı. Wyvern ne olduğunu bile anlamadan vücudunda bir başka derin yara belirdi. Wyvern sinirlenmeye başlamıştı. Altı ay önce saniyeler içinde ezebileceği karınca, şimdi onu çocuk gibi oynuyordu. Damien wyvern'in kafasından atladı ve önüne dikildi, ona bir şey yapması için kışkırttı. Wyvern onun kışkırtmasına kolayca kanmıştı. Ağzını açarak ateş etmek için bir enerji ışını topladı. Bu, ejderhaların soyundan gelen bir özelliğiydi: Nefes. Gerçek bir ejderhanın nefesiyle karşı karşıya kalan Damien, en ufak bir korku bile duymadı. Işın ateşlendiğinde, Damien'e doğru engelsiz bir şekilde ilerlerken etrafındaki alanı bile parçaladı. Damien bu saldırıyı izlerken “Bu mükemmel bir antrenman mankeni” diye düşündü. Damien tüm dikkatini nefes saldırısına vererek vektör kontrolünü mükemmelleştirirken, kendi vücudundan ince bir gölge ayrıldı. Damien kolunu uzatıp tüm dikkatini saldırıyı engellemeye verirken, nefes saldırısı sonunda hedefine ulaştı. İlk başta saldırının yönünü sadece biraz saptırabildi ve saldırı onu kıl payı ıskaladı, ancak sol tarafı yavaşça yanmaya başladı. Eti eridi ve iç organları nefesin sıcaklığını hissetmeye başladı, ama Damien aynı yöntemle ilerlemeye devam etti. Yavaş ama emin adımlarla, Damien nefesin kendisini etkilemediği noktaya kadar onu savuşturmayı başardı, ancak bu sırada sol tarafı tamamen yanmıştı. “Ha! Bu acı, son evrimimde gözlerimin çektiğinin yarısı bile değil.” Damien, başarılı kaçışını kutlamak için kendine bir süre izin verip sırtını okşarken alaycı bir şekilde güldü. Bu sırada wyvern daha da öfkelenmişti. Kendini gururlandıran, tüm güçlü atalarından miras aldığı nefes saldırısı engellenmişti. İki ayaklı canavar bu sırada yaralanmış olsa da, yüzünde acı belirtisi yoktu. Wyvern Damien'e odaklanırken, havayı kaplayan hafif soğuğu hissetmedi. Zara, wyvern'in sırtındaki büyük yaralara gizlice yaklaşmış ve onu öldürmek için hazırlanıyordu. Damien'in wyvern'e ölümcül bir yara açmaya çalışmamasının nedeni buydu. Wyvern'den tek istediği, onun deneyimi ve cesedi idi. Ancak Zara, uzun süre boyunca bu wyvern ve onun yardımcıları tarafından sürekli olarak kovalanıyordu. Geçtiğimiz 6 ay içinde Damien, Zara'nın ebeveynlerinin 40. katın önceki sakinleri olduğunu ve onun gelmesinden aylar önce wyvern tarafından öldürüldüklerini de öğrenmişti. Doğal olarak, bu tür bir kinle Damien, Zara'nın onu öldürmesine izin verecekti. Zara'nın gücü wyvern'in pullarını kırmaya yetmeyeceği için sadece onun için bazı hazırlıklar yaptı. Ayrıca, aralarında bir sözleşme olduğu için, wyvern'i öldürdüğünde deneyimi Damien'e geçecekti. Buna karşılık Damien, Zara'ya sonraki 9 kattan çıkan tüm canavarları ona vereceğine söz verdi, böylece o da güçlenebilecekti. Zara hazır olduğunda, wyvern'in yaralarına karanlık dallar göndererek onları aşındırırken, sıkıştırılmış buz enerjisi patlamaları göndererek kaslarını ve organlarını dondurup yok etti. Wyvern onu durdurmak için harekete geçtiğinde, Damien çoktan iyileşmiş ve onun önüne geçerek gözüne bıçak saplayarak geçici olarak kör etmişti. Wyvern iki taraftan saldırıya uğradığı için öfkelenmişti, ancak bu konuda hiçbir şey yapamıyordu. Damien, wyvern'in saldırılarını Zara'ya odaklamasına izin vermeden dikkatini üzerinde tutarken, Zara yavaşça onun yaşam gücünü tüketerek wyvern'in iç organlarının eridiğini hissetmesini sağladı. Ve 10 dakika içinde wyvern cansız bir ceset olarak yere düştü. Damien, gölgesine geri dönen Zara'ya gülümsedi. Zara hiçbir şey olmamış gibi davranıyordu, ama Damien onun içinde hissettiği rahatlama ve tatmini hissedebiliyordu. Partnerinin intikamını almasından mutlu olan Damien, wyvern'in cesedine doğru yürüdü. ‘Yut’ Gölgeli ağız avucundan çıktı ve cesedi yutarak Damien için saf besin haline getirdi. Zara şok içinde izliyordu, ama Damien ona ne yapacağını önceden söylemişti, bu yüzden paniğe kapılmadı. Sonuçta, yuttuktan sonra çok acı çekecekti. Ve gerçekten de çok acı çekti. Goblin kralında kasları, dokuları ve tendonları, örümcekte gözleri, şimdi ise wyvern'de hissettiği yoğun acı boğazında yoğunlaşmıştı. Örümcekten farklı olarak, vücut savunması da önemli ölçüde artmıştı. Zaman geçtikçe, Damien'in derisinde ejderha benzeri pullar belirdi ve kayboldu, gözleri sürüngen gözlerine dönüştü, ancak bu da geçiciydi. Damien, boğazında güneşi yutuyormuş gibi bir yanma hissetti. Acı korkunçtu, ancak bağlamdaki ipuçlarını bir araya getirerek Damien, o anda neye maruz kaldığını iyi anladı ve bu düşünce onu kıyaslanamayacak kadar heyecanlandırdı. Yavaş yavaş evrimi sona erdi ve Damien vücudunun yenilenmiş bir enerjiyle dolduğunu hissetti. Bu tür bir canlılık onu son derece hayvani hissettirdi ve hakimiyetini göstermek için göklere doğru kükremek istedi. Ve kükredi. Bu bir kralın kükremesi, bir ejderhanın kükremesiydi ve bu kükremeyle birlikte, yoluna çıkan her şeyi yok eden yıkıcı, yarı saydam bir enerji ışını geldi. Damien, ejderha ırkının en gurur verici özelliği olan Nefes'i elde etmişti.